Mehmet Nabi Batuk

Mersin’in Mezitli İlçesine bağlı Esenbağlar Mahallesi’nde bulunan ve mülkiyeti Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ait olan 209 dönümlük arazinin orman vasfını yitirdiğine ilişkin karar alınması sonrası bölgede gerilim tırmandı. Söz konusu alanın eğitim kampüsü ve bilim sanat merkezi yapılmak üzere 49 yıllığına Milli Eğitim Bakanlığı’na kiraya verilmesi ise tepkileri arttırdı.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından söz konusu arazide başlatılan okul inşaatları nedeniyle onlarca aile evlerinden ve tarım alanlarından zorla çıkarıldı. Bunun üzerine birçok STK’nın’da destek verdiği mahalle sakinleri Mersin Gazeteciler Cemiyetinde basın toplantısı düzenledi.

“OKULA YAPIMINA DEĞİL, ARAZİNİN BETONLAŞTIRILMASINA KARŞIYIZ”

Mahalleliler adına basın açıklamasını okuyan Osman Göçer, eğitim kampüsüne çevrilecek alanın bölgenin akciğeri konumunda olduğunu belirtti. Yıllardır bölgenin birçok vatandaşa geçim kaynağı olduğunu vurgulayan Göçer, bölgede üretilen tarım ürünlerinin de ihraç edildiğinin altını çizdi. Esenbağlar Mahalle sakinlerinin devletin eğitim ve bilim hizmetlerine yatırım yapmasına karşı olmadıklarını belirten Göçer, “Ancak bu alanın doğası orman vasfını yitirmemişken, orman vasfını yitirmiş olarak gösterilmesine ve imara açılmasına, zeytinlerin kesilmesine, bölgede geçimini bu araziden sağlayan yurttaşların mağdur edilmesine ve bölgenin betonlaştırılmasına karşıyız. Milli eğitim Müdürlüğünün bölgede mevcut başlayan 24 derslik Anadolu Lisesi ile 24 derslik endüstri meslek lisesi ve 10 kişilik öğrenci pansiyonu projesinin dışında herhangi bir projenin yapılmasını istemiyoruz, inşaatına başlanan okulların yapımı devam ederken zeytin ağaçlarının kesilmemesini, mevcut yeşil ve tarım alanlarının korunmasını ve yapılan bu projeden yurttaşların ve kamunun zarar görmemesini istiyoruz. Arazide bulunan zeytinlerin, orman ve tarım alanlarının korunması için mücadelemiz bundan sonrada devam edecektir” diye konuştu.

“ŞUANDA BİR ADRESİM BİLE BULUNMAMAKTA”

Bölgede başlayan inşaatlar nedeniyle evinden çıkarılan mahalle sakinlerinden Hasan Hüseyin Zopalı ise 1979 yılında doğduğunu ve doğumundan itibaren ailesi ile birlikte söz konusu arazi üzerinde yaşadıklarını belirtti. Mahallelerinde onlarca ailenin arazideki okul inşaatları nedeniyle mağdur olduğunu aktaran Zopalı, Mahallenin üst kesimlerinde boş arazilerin olmasına rağmen Milli Eğitim İl Müdürlüğü’nün okulları ağaçların bulunduğu ve tarım üretiminin yapıldığı araziye yaptırdığının altını çizdi. Mahalle Sakini Hasan Hüseyin Zopalı şunları söyledi: “Bu yıl elektriğimi ve içme suyumu elimden aldılar. Şimdide bahçemi elimden almaya çalışıyorlar. Benim tarım ve hayvancılık dışında bir geçim kaynağım yok. Benim şuanda bir adresim bile bulunmamakta. Şuanda adresim olmadığı için çocuğumu liseye yazdıramıyorum. Okul yetkilileri kayıt için benden ev veya iş adresi istedi. Bende adresimin bulunmadığını söyleyince kayıt yaptırmadılar. Benim bir oğlum Milli güreşçi ve Avrupa Şampiyonasında üçüncü oldu. Bir çocuğumun dünya 5’inciliği var, diğer oğlum bir oğlum subay Küçük kızım ise Lise son sınıfta okuyor” dedi.

“KIZIM ÖĞRETMENİNİN KARŞISINA ÇIKABİLMEK İÇİN CAMİDE DUŞ ALDI”

Liseye giden kızının okula temiz gitmek için Cami tuvaletinde duş almak zorunda kaldığını anlatan Zopalı, “Bir ailenin elektriğini, suyunu elinden alıp evini de yıkarsan, bu insanlar ne yapacak? Nereye sığınacaklar? diye büyüklerime soruyorum.  Ben büyüklerimden bu soruların cevabını istiyorum. Ne kent ne de devlet büyüklerinden bugüne kadar hiçbir destek alamadım. Peki, ben bundan sonra oyumu nasıl kullanacağım. Adresim olmadığı için benim oy pusulamı nereye çıkartmayı planlıyorlar. Bir postaneye, bir bankaya gittiğim zaman bile benden ev adresi istiyorlar. Ben burada kime karşı mücadele vermem lazım. Eğer bugüne kadar devletime büyüklerime karşı bir hatalı söz etmişsem ben peşin olarak özür diliyorum. Benim tek adresim şuanda Türk bayrağıdır. Benim bu topraklarda başka hiçbir adresim yoktur. Ramazan Ayı’nın 2’inci gününde ağzımız oruçken gelip evimi yıktılar. Ailemle birlikte bir caminin tuvaletinde duş almak zorunda kaldık. Devlet büyüklerime soruyorum bir insan bir caminin tuvaletinde duş alabilir mi? Ben daha kimin kapısına gideyim. Benim okuyan çocuklarım var. Benim çocuğumun öğretmenin karşısına tertemiz bir şekilde pırıl pırıl gitmesi gerekiyor. bu yüzden benim çocuğum caminin tuvaletinde duş alarak okuluna gitti” diyerek tepkisini dile getirdi.