Mehmet Nabi Batuk

İnsan Hakları Derneği eski Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, Özgür Çocuk Parkı’nda gerçekleştirdiği basın açıklamasında OHAL döneminde cezaevlerinde yaşanan hak gasplarının arttığına dikkat çekerek tüm kurumları duyarlı olmaya çağırdı. Özellikle siyasi tutukluların keyfi uygulamalarla infaz yanma cezası aldığını öne süren Tanrıverdi, “Çok kısıtlı imkânları olan çeşitli baskılarla karşı karşıya olan cezaevleri OHAL’in uygulanması ile beraber oradaki mahpuslar tamamıyla insanlık dışı uygulamalarla karşı karşıya kalıyorlar. Tarsus Ceza İnfaz Kurumları Kampusu’nda gerçekten aklın alamayacağı, vicdanın kabul edemeyeceği bir takım haksızlıklarla ne yazık ki karşı karşıya kalınıyor” dedi.

“ONUR KIRICI ARAMALAR YAPILDIĞINI İFADE ETMEKTEDİRLER”

Tarsus Cezaevinde kalan tutukluların kentteki bazı STK ve Meslek odalarına karşılaştıkları hukuksuzluklara ilişkin mektup gönderdiğini söyleyen Tanrıverdi, şunları söyledi: “Gelen mektuplarda arkadaşlarından uzaklaştırılarak insanlık dışı bir tecrit ile karşı karşıya kaldıklarını ifade etmektedirler. Koğuş değiştirme taleplerinin karşılık bulamadığını ifade etmektedirler. Aklarına gelen kitapları kendilerine teslim edilmede ve kitap değişimlerinde zorluk yaşadıklarını söylemektedirler.  Ayda bir olan açık görüş hakkının yönetmelikte açık bir şekilde ifade edilmesine rağmen iki ayda bire düşürüldüğünü söylemektedirler. Yine görüşme sürelerinin 30 dakika ile sınırlı kaldığını ifade etmektedirler. Bu 30 dakikanın en az yarısı da git ve gel ile geçmektedir. Görüş sırasında aileleri ile tokalaşma imkânı verilmediğini belirtmekteler. Revirlere çıkartılmadıklarını, hasta sevklerinin yapılmadığını, gönderilenlerin de kelepçeli bir şekilde muayene edildiğini söylemekteler. Cezaevlerine giriş ve çıkışlarda onur kırıcı aramalar yapıldığını ifade etmektedirler.”

“BİR TAKIM KATLİAMLARIN YAŞANACAĞININ BİR GÖSTERGESİ VE İŞARETİDİR”

Tutukluların koğuş içerisinde şarkı ve türkü söyledikleri için infazlarının yandığını iddia eden Tanrıverdi, “Bu infazların yanması denen cezalar küçük bir şey değildir. Cezasının günü dolarak serbest bırakılması gereken tutukluların 2 - 3 yıl daha fazla yatması demektir. Keyfi bir tutanakla böyle bir cezalandırma yöntemine gidildiğini söylüyorlar. Sorunlarla yaptıkları itirazlarda da; kendilerine ize karşı geliyorsunuz diye haklarında cezai işlem yapıldığını söylüyorlar. Yani OHAL ile birlikte kısıtlı olan hak arama imkânları tamamıyla ortadan kaldırılmıştır. Bu konuda bizlerden destek talep etmektedirler. Eğer yeterli kamuoyu yaratılamazsa eğer bu durum devam ederse ve yetkililer bizi duymazsa haklı olan tepkilerini ve protestolarını dile getireceklerini ifade etmektedirler. Bu durum cezaevlerinde önümüzdeki süre içerisinde yeniden bir takım katliamların yaşanacağının bir göstergesi ve işaretidir. Bunun için muhalif tüm kesimleri bu sorunla ilgili olarak oradaki feryada ses vermelerini bunların taleplerini gündemleştirmelerini ve iktidar üzerine baskı unsuru olmalarını istiyoruz” diye konuştu.