Mersin Baro Başkanı avukat Bilgin Yeşilboğaz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Diyarbakır Barosu’na yönelik sözlerini kınadı. Yeşilboğaz, Diyarbakır Barosu’nun hedef gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
SONER AYDIN
Mersin Barosu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçtiğimiz günlerde Suruç’ta yaşanan olayın ardından bölgeye gitmek isteyen ancak izin verilmeyen Diyarbakır Barosu’na yönelik ifadelerine tepki gösterdi. Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen avukatlar adına açıklama yapan Baro Başkanı avukat Bilgin Yeşilboğaz, Diyarbakır Barosu’nun yanında olduklarını söyledi.
“AVUKATLARA YÖNELİK SALDIRILAR ARTTI”
Son yıllarda avukatlara yönelik saldırılarda büyük artık görüldüğünü dile getiren Yeşilboğaz, “Mesleğin ve meslektaşların içinde bulunduğu olumsuz koşullar her geçen gün artmaktadır. Bilerek ve isteyerek maalesef sorunlarımız görmezden gelinmiş ve sürekli savunma yetkilerimiz kısıtlanmaya çalışılmıştır. Savunma makamı taraflarca düşman görülmekte, suçla suçluyla özdeşleştirilmektedir. Son yıllarda avukatlara yönelik saldırılarda büyük bir artış görülmektedir. Avukata saldırı, vatandaşın savunma hakkına ve hak arama özgürlüğüne saldırıdır. Bu saldırıların önlenmesi ve sorumlularının etkin bir biçimde cezalandırılması amacıyla devletin yetkili tüm kurumları, en üst seviyede hassasiyet göstermelidir” dedi.
“DİYARBAKIR BAROSU, AĞIR BEDELLER ÖDEMİŞ BİR BARODUR”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun önceki gün TRT Haber Kanalında katılmış olduğu bir programda Suruç’ta yaşanan olaylarla ilgili konuşması sırasında; ‘Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası da dâhil olmak üzere Diyarbakır Barosu zaten PKK'ya müzahir bir Baro'dur. Çok açık ve net söylüyorum PKK’ya Müzahir bir barodur. Bütün eylemlerimizde olaylarımızda hukuka dahil olan bütün olaylarımızda PKK sesini çıkarmadığı zaman Diyarbakır Barosu sesini çıkartır’ sözlerine tepki gösteren Baro Başkanı Yeşilboğaz, “Diyarbakır Barosu her zaman haksızlığa uğrayanın yanında olmuş, evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını savunmuş, bu anlamda ağır bedeller ödemiş bir baromuzdur. Dört Ayaklı Minare’nin önünde kendisini insan hakkı ihlallerine ve barışa adamış olan önceki baro başkanı Tahir Elçi’nin vurularak öldürülmesinin acısı hala tazeyken ve hala katilleri bulunamamış, dosyasında tek bir şüpheli bile dinlenmemişken, yepyeni acılara sebep olacak bu talihsiz açıklamayı kınıyoruz. Diyarbakır Baromuzu, terörle ve şiddetle yan yana gösterme çabası, barış ve hukuk ilkeleri adına her türlü güçlüğü göğüsleyen, savunma makamını her zaman onurla temsil eden baromuza, başkan ve yönetim kuruluna ve bütün meslektaşlarımıza yapılan bir hakaret ve bir saldırıdır. Hepimizin demokrasi ve adalet adına davranma gayreti içinde olduğu bu hassas günlerde, Diyarbakır Baromuzun bu şekilde hedef gösterilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Avukatlara ve avukatların meslek örgütlerine yönelik bu saldırılar karşısında tek bir yumruk olmak ve mesleğimizin onurunu korumak hepimizin hakkı ve görevidir. Avukatlar ve barolar demokrasinin, barışın ve adaletin güvencesidir; hoyratça, asılsız iddialarla yapılan saldırılar ancak ve ancak ülkemizin bütünlüğüne ve demokrasimize zarar verir” dedi.
“AVUKAT İLE MÜVEKKİLİ ÖZDEŞLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
Avukatlar ile müvekkillerini özdeşleştirmek konusunda olumsuz ve haksız bir toplumsal kanaat oluşturabilecek beyan ve davranışlardan kaçınılması gerektiğini sözlerine ekleyen Baro Başkanı Yeşilboğaz, “Adalete olan güvenin yeniden tesisinde en büyük görev biz avukatlara düşmektedir. Barolar Birliğimizin ve tüm barolarımızın ile tüm siyasilere hep birlikte söylediğimiz gibi, demokrasi ve hukuk devletinin olmazsa olmazı, kuvvetler ayrılığıdır.
Yargı, bağımsız ve tarafsız olmaz ise, toplumda hiç kimsenin güvencesi olmaz. Hukuki güvenceden yoksun bir toplum, kendini geliştiremez. Yargının hukuki güvence sağlamakta yetersiz kaldığı ülkelere yerli ve yabancı yatırım gelmez. İş ve istihdam yaratılamaz. İstikrarlı bir refah toplumu olmaz. Hangi etnik kökenden, anadilden, dinden, mezhepten, inançtan, cinsiyetten veya cinsel yönelimden olursa olsun 81 milyon vatandaşımızın milli birlik ve beraberlik içinde vatanın birliğine ve bölünmezliğine sahip çıkması, hepimizin adalet paydasında kucaklaşmasına bağlıdır. Bunun için; vatandaşın savunma hakkına saygı gösteren, bağımsız, tarafsız, güvenilir bir yargı, evlatlarımızın aydınlık geleceğinin en önemli güvencesidir. Aynı gerekçeyle bu, biz avukatlar için de en önemli meslek sorunudur.
Avukat, vatandaşın savunma hakkının güvencesi ve temsilcisidir. Bu görevi dolayısıyla avukat, yargının birbirine eşit üç kurucu unsurundan biridir. Kurucu unsurluk statüsünün aşındırılması, yargının güvenilirliğini zedeler, keyfiliğe yol açar. Adalete güvenin yeniden sağlanması ve tarafsız, bağımsız yargının tekrar tesisi için göreve geldik. Mesleğe meslektaşa, barolarımıza saldırılara daha güçlü dur demek için göreve geldik. Daha güçlü, daha kararlı bir mücadele için biz hazırız. Tüm meslektaşlarımız ile kararlı, güçlü, demokratik, birleştirici yılmaz bir baroyu birlikte yaratacağız” diye konuştu.