Mersin körfezindeki atık kirliliği oranının her geçen gün daha da arttığını dikkat çeken uzmanlar, özellikle körfez dibindeki atıkların ve çamurun bir an önce temizlenmesi çağrısı yaptı.
Mehmet Nabi Batuk
Mersin’de 29 Aralık 2016 tarihinde yaşanan sel afetinin ardından taşkın sularının denize taşıdığı milyonlarca küp atık dipte temizlenmeyi beklerken, kara ve gemilerden denize taşınan atıklarla birlikte Mersin Körfezi’ndeki kirlilik oranı her geçen gün yükseliyor. Kanalizasyon sularının arıtılmadan denize deşarj edilmesi, tarımsal bölgelerde akarsulara atılan plastik ve zirai atıkların denize taşınması ve Mersin limanına gelen ve körfez açıklarından geçen gemilerin atıklarını denize bırakması nedeniyle deniz suyunun kalitesi her geçen gün düşüyor. Konuyla ilgili olarak gazetemize kentte yapılan çalışmaları değerlendiren Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Mersin Şube Başkanı Sinan Can ile Kimya Mühendisleri Odası (KMO) Mersin İl Temsilcisi Emre Üresin çalışmaların daha geniş olanaklarla tüm körfeze yayılması gerektiğini kaydetti. Yasal olarak en büyük görevin Büyükşehir Belediyesine düştüğünü ifade eden ÇMO Şube Başkanı Sinan Can, deniz kirliği ile mücadelede hayati öneme sahip olan dip temizliği çalışmalarına bir an önce başlaması gerektiğini belirtti.
“MERSİN KÖRFEZİ EN ÇOK KARADAN KİRLETİLİYOR”
Deniz kirliliğinin önlenmesi için Türkiye’nin birçok uluslar arası anlaşmaya imza attığına dikkat çeken Can, ulusal anlamda da 19 farklı mevzuat ile deniz kirliliği ile mücadele edildiğini söyledi. Mersin körfezindeki atık kirliliğin en büyük nedeninin kara ve gemi kaynaklı kirleticiler olduğunu belirten Can, Çevre ve Şehircilik Mersin İl Müdürlüğü, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Mersin Liman Başkanlığının belirlenen mevzuatlar ve koordinatlar çerçevesinde kirlilik izleme ve önleme çalışmalarının yapıldığını kaydetti. Üresin “Mersin’de deniz kirliliği genel anlamıyla denizlerin havadan, karadan ve denizden kirlenmesi sonucu oluşmaktadır. En önemli kirlilik kaynağının karadan ve gemilerden kaynaklı kirleticiler olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
“TEMİZLİK ÇALIŞMALARI GENİŞ BOYUTLARDA YAPILAMIYOR”
Mersin’de deniz kirliliği ile mücadele çalışmaları kapsamında Büyükşehir Belediyesi’nin deniz yüzeyini temizlemek için 2 deniz süpürgesi denilen araçlara sahip olduğunu, ancak bu araçların kent genelinde yetersiz kaldığını ifade eden Can, “Çamlıbel balıkçı barınağı kıyı temizliği ve çok geniş çaplı olmamakla birlikte liman sahası Çamlıbel balıkçı barınağı ve liman girişi bölgesinde deniz yüzeyi temizliği yapılmaktadır. Ayrıca havadan izleme yöntemi ile Adanalıoğlu kıyısı ile erdemli kıyı sınırına kadar olan bir bölgede yüzeysel kirlilik noktaları izlenmeye çalışılmaktadır. Deniz yüzey temizliğinin önemli bir çalışma olduğu fakat yeterince geniş boyutlarda ve koordinatlarda yapılmadığı bilinmektedir” diye konuştu.
“DİP TEMİZLİĞİ YAPILMAMASI CİDDİ BİR EKSİKLİK”
İlgili mevzuata göre Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması gereken dip deniz temizliği ve dip çamur temizliği çalışmalarının yapılmadığına da dikkat çeken Can, şunları söyledi: “Mersin’de dip deniz temizliği ve dip çamur temizliği çalışmalarının yapılmaması çevre ve temiz bir deniz için çok ciddi bir eksikliktir. Diğer yandan liman başkanlığı ve serbest bölgenin gemi atık kabulü gerçekleştirdikleri ve sahil güvenlik komutanlığının ve liman başkanlığının görev ve yetki alanlarına giren deniz kirliliği izleme ve önleme çalışmaları gerçekleştirdiği bilinmektedir.”
“DENİZ SUYUNUN TEMİZ VE BAKIMLI OLMASI UYGAR BİR ÇEVRENİN SEMBÖLÜDÜR”
Bir an önce Mersin körfezindeki dip kirliliği temizleme çalışmalarına başlanması çağrısı yapan Can, bu atıklar temizlenmediği sürece kentteki deniz turizminin de zarar göreceğini belirtti. Sinan Can, “Mersin Akdeniz bölgesinin en güzide sahillerine sahip bir noktada bulunmasına rağmen ancak 8 adet mavi bayraklı plaja sahiptir. Mersin denizinin Antalya ve İzmir gibi kentlerin sahil yapısından bir farkı olmamasına rağmen Türkiye ortalamasının çok altında bir mavi bayrak sayısına sahip olması deniz kirliliğinin ne ölçüde ciddi noktada olduğumuzu göstermektedir. Mavi bayrak deniz suyunun biyolojik ve estetik yönden temiz, bakımlı, donanımlı, güvenli olmasıdır ve dolayısıyla uygar bir çevrenin sembolüdür. Mavi Bayrak, uluslararası niteliği ile de turizm açısından ayrı bir önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.
“NÜKLEER VE BALIK ÇİFTLİKLERİ DENİZİ KÖTÜ ETKİLEYECEK”
Muğla’dan Mersin kıyılarına taşınan balık çiftliklerinin ve Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin de tam kapasite ile faaliyetlerine başlaması ile birlikte deniz kirliliği oranlarının yükseleceğini ifade eden Can, “Temiz bir deniz için belediyeler kanalizasyon ve arıtma tesislerini olanaklarını iyileştirmeli, karadan denize ulaşan her türlü kirli akıntı ve denizden kıyıya vuran kirliliklere engel olunmalı, her türlü kaynaktan gelebilecek atık kirliliğinin önüne geçilmelidir. Bu şekilde kıyılarda sürdürülebilirliğin sağlanmasına çalışarak kentimizde daha temiz bir denize sahip olabiliriz” dedi.
“DENETİM VE KONTROL ÇALIŞMALARI ARTTIRILDI”
Kimya Mühendisleri Odası Mersin İl Temsilcisi Emre Üresin ise deniz temizliği çalışmaları kapsamında tüm kamu kurumlarının olanakları doğrultusunda elinden gelen tüm çalışmaları yaptığını kaydetti. Karadan denize taşınan veya gemilerden kaynaklı kirlilik olaylarında yapılan denetim çalışmalarının hem karadan hem de denizden arttırıldığı bilgisini veren Üresin, “Mersin’de karadan kaynaklı kirliliklerde özellikle sanayi tesislerinin atıkları deniz için çok büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Yazlık sitelerin bulunduğu bölgelerde de paket arıtma tesislerinin düzgün çalıştırılmaması sonucu evsel atık su deşarjları denizi kirletenler arasında büyük bir unsur. Denetimlerde deniz araçlarının yağlı atıkları ile de karşılaşıyoruz. Yasal düzenlemelerle birlikte deniz araçlarının yarattığı kirliliğe karşı önemli çalışmalar yapıldı. Burada da limanımıza gelen veya körfez açıklarında seyreden gemiler için Sahil Güvenlik ekipleri ile birlikte sıkı bir takip var” dedi.
Mersin Körfezi’nin deniz akıntıları ile gelen atıklardan da kötü etkilendiğini kaydeden Üresin, “Şuanda hem denizimizi hem de insan sağlığını çok büyük tehdit eden ve yemeklerimizde kullandığımız tuza kadar bulaşmış olan bir microplastik sorunumuz var. Bu konuda Mersin Büyükşehir Belediyesi bir proje çalışması başlattı. Bu projenin hayata geçmesi ile birlikte mikroplastik ile mücadelede bazı çalışmalar başlayacak. Ayrıca MESKİ ekipleri dipteki özellikle plastik atıkların temizlenmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Şuanda bölgede sedimen takibi dediğimiz bir çalışma ile atık miktarı ve bölgeleri belirleniyor. Bu çalışmalar tamamlanınca dip atıklarının için temizlenmesi için hızlı bir şekilde proje çalışmaları başlatılacak” diye konuştu.
“ATILAN ATIKLAR MİCROPLASTİK OLARAK İNSANA GERİ DÖNÜYOR”
Deniz kirliliği ile mücadele de en büyük görenin insanlara düştüğünü ifade eden Üresin, çevre temizliği ve geri dönüşüm konularında vatandaşa duyarlılık çağrısı yaptı. Sokağa atılan çöplerin kanalizasyon hatları ile denize taşındığını ve microplastik olarak insana geri dönüp birçok ölümcül hastalığa dönüştüğünü söyleyen Üresin şunları söyledi: “Sokaklarımızı ve çevremizi temiz tuttuğumuz sürece akarsulardan gelen atıkların önüne geçebilme şansımız var. Bu noktada bu kentte yaşayan herkesin ellini taşın altına koyması lazım. Atıklarımızı çöp konteynırlarında toplamalıyız. Kâğıt, cam, plastik gibi geri dönüştürülebilir atıkları ayrıştırmalı ve ilgili birimlere ulaştırmalıyız. Bu atıkların çevreye yayılmalarına engel olmak, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza temiz bir çevre bırakmak zorundayız. Bu konuda büyükşehir belediyesinin ve bazı STKların çalışmaları var ama bunların kapsamının genişletilerek büyütülmesine ihtiyaç var”.
“ÇOCUKLARIMIZDAN ÖZÜR DİLEMELİYİZ”
Mersin’de yaşayan herkesin yarattığı kirli çevre nedeniyle çocuklarından özür dilemesi gerektiğini söyleyen Üresin, şu ifadelerle sözlerini sonlandırdı: “Ben her insanın her şekilde bir özür borcu olduğuna inanırım. Mersin’de yaşayan herkesin daha yeşil ve daha temiz bir dünya bırakamadıkları için çocuklarından özür dilemesi gerekiyor. Bu konuda artık sadece özür dilemekle kalmayalım onlara daha yeşil ve daha temiz bir dünya bırakmak için caba gösterelim”.