Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Türkiye’de 3 bin 13 çocuğun cezaevinde büyüdüğünü açıkladı.
SONER AYDIN
Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Merkez adına açıklamayı gerçekleştiren avukat Burcu Düzen, Türkiye’de 3 bin 13 çocuk cezaevinde olduğunu, bu çocukların 37 tanesinin 0-6 ay arasında bebek, 743 tanesinin ise 0-6 yaş arasında yer aldığını kamuoyu ile paylaştı.
“CEZAEVİNDEKİ ÇOCUKLAR TOPLUMA KAZANDIRILMALI”
Türkiye’de hala binlerce çocuk eğitim alamadığını, küçük yaşlarda ekonomik olarak sömürülmekte ve ya zorla evlendirildiğini kaydeden Düzen, “Bugün Türkiye’de 2 milyona yakın çocuk işçi bulunmaktadır. Bu çocuklar, yasak olmasına rağmen en tehlikeli işlerde çalıştırılıyor. En çok korunması gereken bireyler olarak; en korunmasız, en acımasız alanlarda, en ucuz işgücü olarak kullanılmaktadır. 15-17 yaş aralığındaki çocukların % 80’e yakını kayıt dışı çalışmaktadır. Yine özellikle kız çocukları ilköğretimden sonra okullarından alınıp zorla evlendirilmektedirler. Oysaki kız çocuklarının okullaşmasındaki oranın artışı anne ve bebek ölümlerinin azalmasını sağlayacaktır. Bugün yasal düzenlemelerde yaşanan tartışmalar da dikkate alındığında çocukların her türlü şiddetten ve istismardan korunması giderek zorlaşmaktadır. Yasaları düzenlemek de sorunu ortadan kaldırmamaktadır. Bu yasaların uygulanmasını sağlayacak kurum, kuruluş ve kaliteli personel yetersizliği karşısında yasalar, kağıt üzerinde kalmaktan öteye gidememektedir. Eğitim hakkı elinden alınan, sağlıklı şartlarda yetişmeyen, istismara uğrayan bir çocuğun suça sürüklenme oranı da artacak; bu da toplumsal alanda suç oranının artmasına neden olacaktır. Adalet Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre; Türkiye’de 3 bin 13 çocuk cezaevindedir. Bu çocukların 37 tanesi 0-6 ay arasında bebek, 743 tanesi ise 0-6 yaş arasındadır. Gerek anneleri ile birlikte cezaevinde kalan çocukların gerekse çocuk tutukevlerinde bulunan çocukların, gelecekte sağlıklı bireyler olabilmeleri için; yaşam koşullarının da sağlıklı hale getirilmesi ve gelişimleri için hapishane ortamından ayrılarak topluma kazandırılmaları gerekmektedir” dedi.
“50 MİLYON ÇOCUK KÖKLERİNDEN KOPARILMIŞ DURUMDADIR”
Savaşlar nedeniyle yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kalan mülteci çocukların en büyük sorunlardan biri olduğunu vurgulayan Düzen şunları söyledi: “UNICEF'in raporuna göre; bugün dünyada yaklaşık 50 milyon çocuk köklerinden koparılmış durumdadır. Çocuklar, geçiş yaptıkları ve sonunda ulaştıkları ülkelerde de çoğu kez ayrımcılığın hedefi olmaktadır. Şiddet, korku ve zorluk dolu ortam içerisinde birçok haktan yoksun kalan çocukların, suça eğilimli bireyler olma oranı da ne yazık ki yükselmektedir. Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak çocuklara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi ve çocukların her türlü istismardan korunması için mücadele ederek çocuklarımıza sağlıklı ve mutlu bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz. Sadece temsili bir günde değil her zaman çocuklarımızın yanında olacağımızı ifade ediyor; tüm dünya çocukları için savaşsız, sömürüsüz, sağlıklı ve umut dolu bir gelecek diliyoruz. Yarınlarımızın umudu olan çocuklarımızın “Dünya Çocuk Hakları Günü” kutlu olsun!”
“ÇOCUK HAKLARI İLE İLGİLİ HERHANGİ BİR İLERLEME KAYDEDEMİYORUZ”
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ise, “21. yüzyılda maalesef hala çocuk haklarını tartışma konusu yapıyoruz ve çocuk hakları ile ilgili herhangi bir ilerleme kaydedemiyoruz. Özellikle ülkemizde başta olmak üzere, dünyada çocuk gelin, çocuk istismarı ve savaşlar nedeniyle yerinden, yurdundan köklerinden koparılan sorunları vardır. Ülkemiz dış göçün en fazla yer aldığı bir coğrafyada yaşamış olması nedeniyle de bu sorundan en fazla etkilenen ülkedir. Komşularımızla yaşanan savaşlar maalesef ülkemizde çocuk istismarının, çocuk hakları ihlallerinin en büyük nedenlerinden birisi olmuştur. Ülkemizde çocuk cezaevleri ciddi anlamda bir sorun. Öncelikle bunun ciddi anlamda ıslah edilmesi gerekiyor. Ayrıca aileleriyle birlikte cezaevlerinde ceza çeken çocuklarımız var. Sosyal imkanları hiçbir şekilde çocukların yaşamasına imkan vermeyen şartlarda çocuklarımız cezaevlerinde aileleriyle birlikte aynı cezayı9 çekmek zorunda kalıyorlar. Yine bir başka sorunumuz, kontrolsüz açılan cemaat kurslarına cumhuriyetimizin çocuklarını emanet ediyoruz. Maalesef burada çocukların beyinleri yıkanıyor ve Cumhuriyete karşı bir kin ve nefretle büyütülen bir nesil de geliyor. Bu da ciddi sorunlardan bir tanesi. Devletin bu konuda çok ciddi eğitim, sosyal ve ekonomik politikalar geliştirmesi gerekiyor. Bu şartlar altında zor bir süreçte Dünya Çocuk Hakları Günü’nü sembolik olarak da kutlamaya çalışıyoruz ama biz yine de elimizden geldiğince mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.