Haber Merkezi 

Basın Kanunu için yürütülen mücadele sonucu 1961’de gazeteciler için ‘bayram’ ilân edilen, 1971’de ise ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olan 10 Ocak kutlamaları tepkilere neden oluyor. 
Gazetecilerin yüzde 30’unun işsiz, düşük ücretlerle çalışanlarınsa güvencesiz olduğu; 141 meslektaşımızın tutuklu bulunduğu, haberlere-yorumlara yüzlerce davanın açıldığı bir dönemde başta meslek örgütleri olmak üzere idareciler ve siyasiler, kutlanacak bir şey olmamasın rağmen verdikleri mesaj ve düzenledikleri organizasyonlar ile direnişi, mücadeleyi bir kenara atarak, günün anlam ve önemini yitirmesine neden oluyor. 
Türkiye 180 ülke arasında basın özgürlüğü sıralamasında 156. sıraya gerilemişken ‘kutlama’ mesajları yayınlanması ve organizasyonlara imza atılması, “Neyi kutluyorsunuz?” sorusunu gündeme getiriyor. 
Gazetecilerin uğradığı baskı ve yıldırmaya karşı sessiz kalan, ayakta kalmaları için gerekli olan reklam ve ilan desteği vermeyen, etkinliklerinde gazetecilere çalışma ortamı sağlama gereği dahi duymayan, gazeteci olmayanlara zemin yaratarak mesleğin yozlaşmasına katkı sunan kişi ve kurumların organizasyonlarına katılmayan ve mesajlarını yayınlamayan basın emekçileri, öncelikle bu kişi ve kurumların üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini bekliyor.