SONER AYDIN
TRT Çukurova programına konuk olan Mimarlar Odası Mersin Şube Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Esra Şahin Burat, bölgedeki yapılaşmanın güvenliği ve afet risklerini değerlendirdi. Özellikle sahil kesimindeki binaların büyük risk taşıdığını belirten Doç. Dr. Burat, binalara sağlamlık testinin uygulanması gerektiğini ifade etti.
“HAREKETLİ BİR COĞRAFYADA OLDUĞUMUZU BİLMEMİZ LAZIM”
Mersin’in dinamik bir yapıya sahip olduğunu kaydeden Doç. Dr. Esra Şahin Burat, “İlk olarak bulunduğumuz coğrafyayı iyi bir şekilde anlamamız gerekiyor. Burası sırtını Toroslara vermiş yüzünü de Akdeniz’e dönmüş bir coğrafya. Dağ ve deniz arasına konumlanmış bir bölgede bulunuyoruz. Ve bu coğrafya bize bir ova sunuyor. Bu coğrafyanın bazı hareketleri var. Pek çok açıdan dinamik bir coğrafya. Tarih içerisinde de haritası, fiziksel durumu değişmiş bir coğrafya. Çünkü sürekli hareket halinde. Dağlardan denize suyun hareketi var, rüzgârın hareketi var. Ova dediğimiz kısım dağlardan gelen alüvyonlardan oluşmuş. Mersin’de 30’dan fazla dere yatağı var. Bu dere yatakları zaman içerisinde yağışlar sebebiyle yer ve yön değiştiriyor. O yüzden öncelikle hareketli bir coğrafyada olduğumuzu bilmemiz lazım. Burası aynı zamanda deprem riski de olan bir coğrafya. Denizden de gelebilecek etkilere açık bir coğrafya. Tarihte depremlerden sonra oluşan tsunamiler bu bölgede de gerçekleşmiş” diye konuştu.
“DENETİMLERİN MEVZUATA UYGUN YAPILMASI LAZIM”
Bina yapımında mevzuatların iyi uygulanması gerektiğini belirten Doç. Dr. Burat, “Çok zengin bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu büyük bir şans. Her bir alanın kendine özgü özellikleri var bunu göz önünde bulundurarak bina yapmamız gerekiyor. Yaşamlarımızın çok büyük bir kısmını binalarımızın içerisinde geçiriyoruz. Yapılan araştırmalara göre, artık çocuklar dahi yaşamının büyük bir kısmını binaların içerisinde geçiriyor. Binaların güvenliği, yaşanabilirliği, konforu bizim için çok önemli. Bölgemizle ilgili bir imar mevzuatımız var. Bu mevzuat zaman içerisinde değişim gösterebiliyor. Bu yapılarımız için temel standartları koyuyor. Biz bunların dışında bina yapamıyoruz. Betonarme bir binada çıkma yapacağınız mesafe bellidir. Daha fazla çıkma yapamazsınız. Bunun gibi standartlar konuyor fakat daha da önemlisi olan bu standartların uygulanması. Çünkü yapım ve üretim aşaması bütün müdahalelere, koşullara açık. O nedenle sürecin kontrol edilmesi gerekiyor. Yapı denetim, ruhsat dediğimiz bir süreç var. Bu süreçlerin doğru şekilde uygulanması gerekiyor ki biz o binanın mevzuata uygun şekilde yapıldığını bilelim” dedi.
“BİNALARIN ZEMİNİ SAĞLAM DEĞİL”
Mersin’de sahil kesiminde yapılan binaları da değerlendiren Doç. Dr. Esra Şahin Burat, binaların zeminin sıvılaşmaya müsait olduğunu söyledi. Sahilde yapılan binalarla ilgili üç önemli unsurdan bahseden Doç. Dr. Burat şunları söyledi: “Birincisi zemin konusu. Sahilde yapılan binaların büyük bir kısmı kum zemine inşa edildiği için zemin sağlam değil. Sıvılaşmaya müsait bir zemin. Yüksek katlı bina yapmaya uygun bir zemin değil. Eğer buraya bina yapılıyorsa bunun çok farklı temel yapısının olması gerekiyor. İkincisi inşaat kalitesi meselesi. Eski binalara baktığımızda 99 depreminin öncesi ve sonrası ayrımı var. Hem mevzuat, hem inşaat kalitesi hem de betonun niteliği açısından farklılıklar var. O yüzden eski binalarımızda kullanılan betonun niteliği daha düşük. Kullanılan kumun deniz kumu olduğu hep söylenir. Bunu Mersin’deki inşaat firmaları bize söylüyor. Bir diğeri ise iklim faktörü. Nemli bir bölgede yaşadığımız ve özellikle sahil kısmında nem fazla olduğu için betonarme binalardaki çelik donatının daha çabuk bozulmasına neden oluyor. Bu faktörler göz önüne alındığında, Mersin’in kıyı bölgesinde belli bir süre önce yapılmış binaların sağlamlığının test edilmesine ve gerekiyorsa dönüştürülmesine ihtiyaç var. Vatandaşlar yetkilendirilmiş kuruluşlara başvurarak binası için dayanıklılık testi yaptırabiliyor. Eğer ortaya çıkan rapora göre risk taşıyan bir binaysa o binanın elden geçmesi gerekiyor. Bunun çeşitli yöntemleri var. Kısmi güçlendirme yapılabilir. Eğer çok riskli ise yıkılması gerekebilir.”
EV ALIRKEN BUNLARA DİKKAT!
Yeni ev alacaklara da tavsiyelerde bulunan Doç. Dr. Esra Şahin Burat, “Ev alırken binanın yaşına, zemine bakarım. Mersin’de kuzeye gittikçe zeminimiz sağlamlaşıyor. Kıyılar sıvılaşmaya en müsait bölgeler. Yer olarak dere yatağı olmamasına dikkat ederim. Çok büyük sel riski var. Binanın içini gezmek gerekir. Yine ev almak isteyen kişilere bodrumu olmasını tavsiye ederim. Eğer küf, rutubet, su görürseniz binanın zemininde su yalıtımı iyi yapılmamış demektir. Bu da binayı içten içe çürütür. Özellikle Mersin için. Binanın dışından bakarak sağlamlığını öğrenmek kolay değil” ifadelerini kullandı.