KUŞKUYLA YAKLAŞMAYIN!


 

Psikolog Canan Say, cinsel istismarı anlatan çocuklara karşı aşırı otoriter yaklaşımda bulunulmaması ve çocuğun açıklamalarına karşı şaşkınlık, kuşku ve acıma göstermemesi gerektiğini söyledi.

SONER AYDIN

Mersin’de artan çocuk istismarına karşı ‘Çocuk istismarı ve önleyici mekanizmalar” konulu panel düzenlendi. Günebakan Kadın Derneği tarafından düzenlenen panelde konuşmacı olarak katılan Psikolog Canan Say, küçük çocuklara aşırı otoriter yaklaşımda bulunulmaması ve çocuğun açıklamalarına karşı şaşkınlık, kuşku ve acıma göstermemesi gerektiğini belirtti.

"ÇOCUK İHMALİ ÇOK YAYGIN”

Çocuk istismarının, çocuktan sorumlu yetişkin ya da kurumlar tarafından cinsel, fiziksel duygusal alanda sosyal, bilişsel ve biyolojik gelişimine zarar verebilecek davranışlar olduğunu dil getiren,  Psikolog Say, “Çocuk ihmali; çocuğa bakım veren kişilerin onun gereksinimlerini yeterince karşılayamaması sonucu çocuğun gelişiminin olumsuz yönde etkilenmesi durumudur. İstismar tiplerinden daha sıktır. Fiziksel istismardan 2 kat, cinsel istismardan 5 kat daha fazla görülür ancak ihmal konusundaki çalışmalar istismar çalışmalarından daha azdır bu nedenle gerçek sıklığın belirlenmesi zordur. İhmalin kaynağına bakmak önemlidir. Çocuğun bakımından sorumlu kişilerden dolayı mı yoksa yoksulluk, işsizlik gibi ekonomik faktörlerden mi olduğuna dikkat edilmelidir. Bir çocuğa karşı kasıtlı olarak kullanılan fiziksel güç sonucunda, çocuğun beden ve ruh sağlığı, yaşamı, biyolojik, psikolojik gelişimi ve onuru açısından zararlı durumların ortaya çıkmasıdır. Fiziksel istismar kısaca çocuğun kaza dışı yaralanması olarak da adlandırılmaktadır. Fiziksel bulgular dışında çocukta büyüme-gelişme geriliği, davranışsal ve ruhsal değişimler gözlemlenmesi de fiziksel istismarın belirtisi olabilir. Çocuğun duygusal istismarı ve ihmali çocuğun duygusal bütünlüğünü ve gelişimini zedeleyen her tür eylem ya da eylemsizlik olarak tanımlanır. Tüm yaşamı boyunca bireyin ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Duygusal istismar tanımlanması en güç istismar türüdür. UNICEF’e göre ise çocuğun nitelik, kapasite ve isteklerinin sürekli olarak kötülenmesi, sosyal ilişkiden yoksun bırakılması, sosyal açıdan ağır zararlar verme ya da terk etme ile tehdit edilmesi, yaşına ve gücüne uygun olmayan isteklerde bulunulması duygusal istismara örnektir. Cinsel istismar bir çocuk ile bir yetişkin, yaş veya gelişim bakımından sorumluluk, güven ve güç ilişkisi içinde olan başka bir çocuk arasında, bu kişinin cinsel gereksinimlerini tatmin etmeyi amaçlayan bir eylem olarak tanımlanmaktadır. Bu eylemler; çocuğu yasa dışı bir cinsel eyleme zorlamayı, ikna etmeyi, fuhuş ya da diğer yasa dışı cinsel eylemler, pornografik gösteriler ve materyaller için sömürmeyi içermektedir. Çocuğun cinsel istismarı, fiziksel, ruhsal, sosyal, kültürel, ahlaki ve hukuki boyutları olan çok geniş kapsamlı ve karmaşık bir olaydır” dedi.

“ÇOCUKLAR KENDİLERİNİ YALNIZ VE ÇARESİZ HİSSEDERLER”

Çocuğun yaşadığı travmatik olay açığa çıktıktan sonra ailenin olaya tepkisinin de konu üzerinde etkili rol oynadığını vurgulayan Psikolog Say, “Özellikle ensest yaşantısı aile birliğini ve tüm aile bireylerini tehdit eden bir kriz yaratabilmekte. Krize müdahalenin iyi olmadığı durumlarda çocuğun suçlanması, dışlanması, şiddete maruz kalması riskleri ön plana çıkmaktadır. Kendilerinden bir şey alındığı, bedenlerinden bir şey kaybettikleri,  çok çabuk büyümeye zorlandıkları ve güvendikleri kişiler tarafından aldatıldıkları için, yas yaşarlar, üzgündürler. İstismarı durduramadıkları, böyle bir deneyime katıldıkları, bedenlerinin verdiği tepki içi suçluluk duyarlar. İstismar edenden, kendileri için önemli kişileri kaybetmekten, farklı olmaktan, soruna sebep oldukları için korkarlar. Kendilerini bir şeyler değiştiği, başlarından geçen deneyimde yalnız kaldıkları, istismara ilişkin konuşmaktan dolayı, yalnız ve çaresiz hissederler” diye konuştu.

“ÇOCUKLA GÜVEN İLİŞKİSİ KURMADAN CİNSEL İSTİSMARIN AYRINTILARINI KONUŞMAYIN”

“Cinsel istismara maruz kalan çocukla görüşme başlangıcında çocuğun bedensel ve duygusal olarak kendisinin rahat hissetmesini sağlayın” diye uyarıda bulunan Psikolog Say, “Adli ve ön görüşme odasına girerken annesinden ayrılmak istemeyen çocuğu zorlamayın. Sözel ve sözel olmayan yollarla (duruş, göz teması, ses tonu) yollarla sıcak ilgi sunun. Çocuğa burada her şeyin konuşabileceği ve hiçbir şeye kızmayacağımız söylenmeli. Bu sayede çocuğa güvende olduğu mesajı verilmeli. Size dokunmadan önce çocuğa kesinlikle dokunulmamalı. Görüşmenin ilk aşamasında güven ilişkisi çok önemlidir. Çocuk ile güven ilişkisi kurmadan çocuk ile cinsel istismarın ayrıntılarını konuşmaya başlamak özellikle çocuklarda mutlak başarısızlığı getireceği gibi büyük çocuklarda bile gereken tüm bilgilerin elde edilmesini engelleyebilir. Çocukla güven oluşturma oyunla oluşturulabilir. Oyun oynarken (resim yapıyorsa, resimleri hakkında soru sorarak, çocuğun oynadığı oyuna katılarak) çocuk yavaş yavaş sohbete yönlendirilebilir. Bu esnada boya kalemleri kullanılarak görüşme yapan kişi çocuğun renk bilgisini, sayı saymasını öğrenebilir. Konuşma yeteneği ve sözcük dağarcığı hakkında fikir sahibi olabilir.  Daha büyük çocuklarda hobileri, arkadaşları, sevdiği TV programları, bilgisayar oyunları gibi doğal konulardan konuşularak çocukla güven ilişkisi sağlanabilir.  Küçük çocuklara aşırı otoriter yaklaşımda bulunulmamalı, bebeksi bir şekilde konuşulmamalı. Çocuğun açıklamalarına karşı şaşkınlık, kuşku ve acıma göstermemeli. Küçük çocuklar somut kavramlar olan ‘Kim, nerede, ne yaptı’ sorularına daha güvenilir yanıtlar verirken, ‘Ne zaman, kaç defa, neden ve nasıl’ sorularına soyut düşünme yetenekleri zayıf olduğu için güvenilir yanıt vermeyebilirler. Soyut sorular ise okul çağından itibaren daha güvenilir yanıtlar almasına yardımcı olur. ‘Neden’ sorusu tüm çocuklarda suçluluk oluşturabileceği için kaçınılması gereken soru tiplerinden biridir.  Çocuklarla görüşme yaparken kompleks cümleler kullanılmamalı, basit ve kısa cümleler tercih edilmeli. Adli ve ön görüşmede olayları anlatırken çocuğun kullandığı kelimeler tercih edilmeli. Anatomik resimler üzerinden anatominin konuşulması ve iyi-kötü dokunmanın ayrımının yapılması özellikle küçük çocuklarda işe yarayacaktır. Edilgen ifadeleri kullanmaktan kaçınılmalı Çocuğun şaşkınlığına/anlamadığına dair sözel olmayan ifadeler yakalanmalı. Çocuğun ne söylemek istediğini tahmin etmeye çalışılmamalı, çocuğa açıklatılmalı. Çocuğun anlatımında tutarsızlık fark edildiğinde zorlayıcı ve eleştirel olmayan bir yolla anlamaya yönelik sorular sorulmalı. Sözel iletişimle birlikte beden dilimiz, ses tonumuz ve mimiklerimizle iletişime açık olduğumuzu, güven veren biçimde, duruma hakim, güçlü ve dayanıklı, olanları anlamış ama acıma içermeyen bir şekilde çocuğun duygusuna eşlik edebilmek önemlidir.

Çocuğun yaşadığı olaya, istismarcıya veya istismarın etkilerine dair yorum yapmaktan kaçınılmalıdır. Görüşmeci çocuktan bilgi almak için aceleci davranıp, hızlı bilgiye ulaşma konusunda mağduru zorlamamalıdır. Çocuğun yaşadığı travma hatırlama yetisini ve istismar detayı hakkında bilgi aktarmasını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Gerçekçi olmayan sözler ve güvenceler verilmemelidir. Sosyal baskı uygulamadan ve ikna etmeye çalışmadan, Başka kişilerin konuya ilişkin ne düşündüklerini söyleme ve kendi görüşünü söylemekten, İstismarcıyı olumsuz sıfatlarla betimlemekten. Çocuğun anlatımlarını eleştirmekten, gerçek dışı ve yetersiz olduğunu öne sürmekten. Anlatmadığı sürece odadan çıkmasına izin vermeme Çocuğu zorlayıcı bedensel ya da sözel tutumlardan  (Örneğin: Çocuğa yalancı deme) kaçınılmalıdır. Suçlama yaptığı için çocuğu övme, Suçlamada bulunarak yardım edebileceğini ya da zeki olduğunu gösterebileceğini ima etme. Suçlamaları somut olarak ödüllendirmekten kaçınılmalıdır” ifadesini kullandı.

“ÇOCUKLARA VÜCUTLARININ KENDİLERİNE AİT OLDUĞUNU SÖYLEYİN”

Seminere katılan kadınlara ‘İç Çamaşırı Kuralı’nı anlatan Say, şunları söyledi: “Anne-baba ve çocuk bakıcılarının çocuklara, yabancı kişilerin vücutlarına dokunamayacağına, dokundukları takdirde kimden ve nasıl yardım isteyebileceklerini açıklayan basit bir kuraldır. Çocuklara vücutlarının kendilerine ait olduğu ve hiç kimsenin, kendi izinleri olmadan, vücutlarına dokunamayacağı söylenmelidir. Çocukların, sevdikleri bir insandan gelse bile, bir öpücüğü veya bedensel teması reddetme hakları vardır. Uygunsuz bedensel temasa karşı derhal ve kesin bir biçimde “Hayır” demeleri vurgulanmalıdır. Çocuklar, uygun ve uygunsuz bedensel temasın farkını her zaman ayırt edemeyebilirler. Bu sebeple, çocuğa, başkalarının onun vücudunun özel kısımlarına bakmasının veya dokunmasının ya da bunu istemesinin doğru olmadığını söyleyin. Gizlilik, cinsel istismar yapan kişilerin en sık başvurdukları taktiklerden biridir. İşte tam bu sebeple, çocuklara iyi sırla kötü sır arasındaki farkın anlatılarak bir güven ortamının yaratılması önemlidir. Çocukları endişelendiren, rahatsız eden, onları ürküten ya da üzen tüm sırlar kötü sırdır ve saklanmamalıdır; tam tersi güvenilir bir yetişkine (anne-babaya, öğretmene, polise, doktora) anlatılmalıdır. Çocuklar istismara uğradıklarında utanç, suçluluk ve korku duygularını yaşarlar. Böyle durumlarda yetişkinler, cinsellik etrafında bir tabu oluşturmaktan kaçınmalı ve çocukların üzüldükleri, endişe duydukları ve kederli oldukları anlarda hangi büyüğe başvurabileceklerini bilmelerini sağlamalıdır. Çocuklar bir şeylerin doğru olmadığını hissedebilirler. Yetişkinler her zaman çocukların duygu ve davranışlarına duyarlı ve açık olmalıdır. Çocuklara, kendileri için bir güvenlik ağı oluşturacak yetişkinlerin kimler olduğu anlatılmalıdır. Çocuklara yabancılarla temasla ilgili basit kuralları öğretme. Yardım isteyebilecekleri meslek elemanları ve telefon numaralarını öğretmek.

Gündelik hayattan örnekler kullanarak onayı modellemek; oyuncak ödünç almadan izin istemek, arkadaşına sarılmadan sormak, çocuğa seni öpebilir miyim diye sormak, çocukların hem kendi sınırlarını bilmesi hem de başkasının sınırlarına saygı duyması açısından önemlidir.”

ÇOCUKLARA TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ EĞİTİMİ VERİLMELİ

Eğitim müfredatlarına cinsellik ve üreme sağlığı, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konuların eklenmesi gerektiğinin altını çizen Psikolog Canan Say, “Çocuk istismarı ile karşı karşıya kalındığında ne yapılacağına, nasıl bir tutum sergileneceğine dair hizmet içi eğitimler. İstismara maruz kalan çocuğun sürecinin izlenmesi, akademik başarısı konusunda desteklenmesi, motive edilmesi. Okulda istismar ve ihmal konusunda gözlemci olmak. Kentlerde kamuoyu oluşturmak için tartışma ve seminerler düzenlenebilir. Çocuk ve ailelerle çalışan meslek elemanları için bilgilendirme toplantıları gerçekleştirilebilir. Çocuklara yönelik cinsel şiddet ve istismar konusunda farkındalığı arttırmak üzere yerel/bölgesel düzeyde kişi ya da kurullar belirlenebilir. Çocukların sıklıkla bulundukları alanlara yardım için nerelere başvurabileceğine ilişkin bilgi veren afişler konabilir. Yardımlara ve danışmanlık hizmetlerine çabuk erişim için kentin ya da bölgenin internet sayfasına bir tıklamalık bağlantı konulabilir. Çocuk dostu materyallerin evlerde ve gençlik merkezlerinde bulundurulması sağlanabilir.  İnternetin güvenli kullanımı konusunda bilgilendirici materyaller ve el ilanları dağıtılabilir. Yerel yönetimlerin konuyla ilgili ne yaptıklarına dair izleme çalışmaları yapılabilir” şeklinde konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA