"Daha da vahimi bu haberleri kasıtlı, çarpıtarak ulusal medyaya özellikle servis etmek iyi niyetli değildir. Bunu yapanları kınıyorum” diyen Topkara, “Bunu söyleyenler bizim önerilerimize de baksınlar. Sağlığın siyaseti olmaz; doğru bilgi verilsin” dedi.

SERKAN TULTAK

Milliyetçi Hareket Partisinin (MHP) Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Topkara, Radyo Ülkü de yayınlanan ve Serkan Tultak’ın sunduğu Yerel Gündem programına katılarak Meclis çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.

“DEĞİŞİMDEN YANAYIZ AMA DAYATARAK DEĞİL… MECLİSTE LOGOYA HAYIR DİYECEĞİZ”

Mersin kamuoyunda tartışılan logo konusuna değinen Topkara, “Belki de gündem bu değil ya da birileri özellikle bunu bize gündem olarak dayatıyor. Çünkü bize yapılan ilk sunumda Başkan böyle bir düşüncesi olduğunu söyledi, bizde bunu gerekli yerlerde tartışırız dedik ve bize o gün gösterilen logoya sıcak bakmadık. Ama sonra bir baktık ki logo her yerde yasa dışı kullanılıyor. ‘Halk bunu tartışsın’ diyerek yapamazsınız. Niyetiniz doğru ise bu kentin önemli kişileri var, bu işten anlayanlar var, üniversiteler var; bir komisyon kurarsınız, yarışma açarsınız, bir logoya karar verilir sonra iş meclise gelir. Siz bunların hiçbirini yapmayıp bir dayatma ile ‘sizin için ben seçerim’ diyorsunuz. Birde bununla kalmayıp her yerde kullanıyorsunuz. Mecliste biz buna hayır diyeceğiz. Çoğunluk ‘evet’ dese bile yöntem doğru mu? 1975 yılında kabul edilen logonun nasıl kabul edildiğine bir bakın. Ben değişmeyelim demiyorum. Bunun yöntemi yanlış diyorum.” Şeklinde konuştu.

“BELEDİYE ŞİRKETLERİNİ DENETLEMEMİZ LAZIM. DENİZKIZI A.Ş. 10 MİLYON SERMAYE ARTIRIMI İSTİYOR”

Denizkızı AŞ’nin borç içinde olduğunu, önceki dönemden kalan sıkıntıların devam ettiğini, iyi yönetilemediğini söyleyen Topkara, “Tüm bunlar yetmez gibi birde acil 10 Milyon TL’lik sermaye artırımı isteniyor, bunu da hemen yapalım istiyorlar. Madem acil bir konu nenden 9 ay beklediniz? Neden yılbaşı arifesinde getirdiniz. Birde bizim şirketleri inceleme talebimiz var. Önce bir bakalım. Ona göre karar verelim. Şuan belediye şirketleri iyi durumda değil. Para kazanmıyor, birde daha da borçlanması isteniyor.” Dedi.

“EKMEK SATIŞ BÜFELERİ ÖZELLEŞEREK TİCARİLEŞTİ”

Ekmek fabrikası MEREK’in kapatılarak İMAR AŞ’ye geçmesini de eleştiren Topkara, “Yine çok tartışılan MEREK konusu var. Bu işletme belediye bünyesinde idi. Gayet güzel çalışıyordu. MEREK kapatıldı. Bunu ‘İmar AŞ bünyesine alalım’ dediler. Yenileme çalışmalarına girdiler. Sonuç, satış büfeleri özelleşti. Orada daha önce çalışanlar başka iş kollarına kaydırıldı. Büfeler esnaf mantığı ile Maliye kayıtları yapılarak ticari birer büfe haline getirildi. Eskiye göre daha iyi bir işletme karşımıza çıkmadı. O zaman bunu neden yaptık?” diye sordu. 

“YATIRIM YAPMAYI DÜŞÜNMEYEN, RELAKS BİR BÜTÇE KABUL EDİLDİ”

Mecliste kabul edilen bütçeyi “Relaks bütçe” olarak ifade eden Topkara, konu hakkında şunları söyledi: “2020 yılı bütçesi yatırım yapmayı düşünmeyen, tamamen Mersin’i farklı bir çerçeveye sokmaya çalışan işler üzerinde durmayı amaçlıyor. Yatırım kalemleri azalmış durumda. 2020 yılı daha rahat bir bütçe olarak karşımıza çıkıyor. Bunun nedeni olarak da, CHP burada farklı bir argüman kurmaya çalışıyor. Mersin adeta İstanbul’u takip ediyor. Seçimlerde

9 Büyükşehir Belediyesinin kampanyalarını yürüten firmalar şehirleri daha sosyal demokrat, daha devrimci bir yapıya çevirmeye çalışıyorlar. İş birliği yaptıkları kurumlar genelde kendilerine yakın olanlar... Tutuklu bulunan HDP’nin eski eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın yazdığı kitaptan yola çıkarak hazırlanan tiyatro oyununu sahneye koyacaklar. Zaten Başkan Seçer de her fırsatta kendi düşüncesini aktaracağını vurguluyor ama burası Mersin ve her parti kendine güçlüdür. Mersin zor bir şehir. Her kademede güçlü yapılar var. Her düşünceden insan var. Mersin, Türkiye’nin en yaşanabilir şehridir. Bir belediye başkanı kendi fikirlerini empoze etmeye çalışabilir ama herkesin başkanı da olması gerekir.”

“BAŞKANA YETKİYİ NEDEN VERMEDİK?”

Mecliste yetki alamayan Başkan Seçer’e bu yetkinin neden verilmediğini anlatan Topkara,

“Biz geçen yıl Başkan Seçer’e her konuda yetki verdik. Meclise getirmesine gerek kalmadan. Ama baktık ki Başkan kendi fikir dünyasını yansıtmaya başladı ve bizde yetkinin mecliste kalmasına karar verdik. Yani Meclise 2020 yılı içerisinde gerçekleştirilecek; kültür, sanat, turizm, tanıtım ve spor faaliyetleri, belirli gün ve haftaların kutlanması ve anılması, sosyal projeler, çalıştaylar, kongreler, seminerler, organizasyonlar, yurt içi ve yurt dışı kamu, özel kişi, sivil toplum örgütleri, kurum ve kuruluşlarla birlikte yapılacak olan ortak hizmetler ve gerçekleştirilecek projelerle ilgili sözleşme, anlaşma ve protokol imzalamak yetkisi mecliste olacak.” Şeklinde konuştu.

“EDS İLE PARA KAZANACAKSIN, PEKİ TRAFİK CEZA MAKBUZLARINDAN BÜYÜKŞEHİR YAZACAK MI?”

EDS’ye karşı olduğunu kaydeden Topkara, “Büyükşehir vatandaşa tuzak kurmamalı” diyerek şöyle devam etti: “Elektronik Denetleme Sistemi (EDS) ile vatandaşa trafik cezası kesecekler; özellikle de hız konusunda. İyi de Mersin merkezde hızlı gitme şansınız yok ki. Ulaşım master planı hayata geçmemiş. Bir yerden bir yere gitmek mesele. O zaman bu sistemi niye kuruyoruz. Niye belediye eliyle tuzak kuruyor, ceza kesiyoruz. Gönderdiğiniz ceza makbuzlarında Büyükşehir Belediyesi yazmayacak ama gelir kasaya artı olarak girecek. Bunu vicdanen kabul etmedim ve ret verdim. Cezalar kesilecek. Herkes payını alacak, Büyükşehir Belediyesi de parasını alacak. Bizim öncelikle trafik sorununu çözmemiz lazım. Parkometre acil dediler; otoparkları yapana kadar hemen bu işe başlamalıyız dediler. Yetkiyi verdik. 6 ay geçti ama hala hayata geçiremediler. O zaman aciliyet nerede kaldı.”

“BAZI BÜYÜKŞEHİRLERDE İŞTEN ATILANLARLA İLGİLİ İŞE İADELER BAŞLADI”

Topkara son olarak işten çıkarılan personeller konusuna da değindi: “Performans denilen bir şey uydurdular. Bu şekilde işten atılmalar vicdana sığmaz. Büyükehirde çalışanların performansı ne olabilir ki? Bu kriterleri açıklayın dedik. ‘CHP’lilerde çıkartılıyor’ diye savunma yaptılar. İşinde olan kimse varsa çıkmasın. Partisi önemli değil. Kendi beyanları ile çelişiyorlar. Haklı oldukları noktada tabi ki çıkarsınlar. Aldığı görevi yerine getirmeyen, işini hak etmeyen varsa çıkarsınlar. Öyle 3-5 tane örneğe sığınarak bunu yapmayın. Şuan çıkanlardan çok çıkmayanlar daha tedirgin. Komisyonlar kurulduğu dedikoduları yayılıyor, işçiler rahat değil. Öte yandan İstanbul ve Adana da dava sonucu geri dönüşler başladı. Bunu sorduk, sessiz kaldılar. Bunun yükünü Büyükşehir Belediyesi çekecektir.”