Sektöre ilişkin değerlendirmeler yapan MTSO 14 No’lu İnşaat ve Emlak Komitesi Başkanı Hasan Engin, yeni yeni hareketlenme olsa da sektörün son birkaç yıldır sıkıntılı bir süreçten geçtiğini hatırlatarak, hareket kazandırılması adına neler yapılabileceğini anlattı. İlk olarak sektörün genel yapısını değerlendirerek belirli standartlar bulunmamasından, maddi birikime sahip herkesin inşaat sektöründe yatırım yapabilmesinden de şikayetçi olan Engin, bu alana bir standart getirilmesini beklediklerini anlattı. Engin şunları söyledi:
“İnşaat sektörü belli bir standardı bulunmaması nedeniyle en kolay sektör gözüküyor. İnşaat yapmak için herhangi bir diploma istenmiyor, belge talep edilmiyor. Oysa bu firmalar canımızı emanet ettiğimiz konutlarımızı inşa ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bir standart getirmesi, yerel yönetimlerin bu konuya eğilerek işin ehline inşaat izini vermesi gerekiyor. Yoksa diğer sektörlerde elde ettikleri kazanımlarla inşaat sektörüne hobi olarak başlanması can güvenliğini de tehlikeye atıyor.”
Son dönemlerde bu sorunun önüne geçilmesi adına Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğu getirildiğini hatırlatan Engin, ancak halen yeterli denetim yapılmaması nedeniyle belgesiz çalışanların bulunduğunu söyledi. “Oysa kalıpçıdan demirciye, betoncudan sıvacıya tüm çalışanların yeterlilik belgesi alması zorunlu hale geldi” diyen Engin, bu alanda daha sıkı denetimler beklediklerini bildirdi.
Kıdem tazminatları konusuna da değinen Engin, bu konuda iş mahkemelerinden iki tarafı da mağdur etmeyecek çözümler beklediklerini, aksi halde istihdamın olumsuz etkilendiğini anlattı.
“ÜRETİMİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALKMALI”
İstihdam artışı için önceliğin üretim olması gerektiğini vurgulayan Hasan Engin, bu nedenle üretim önündeki bürokratik engellerin kaldırılmasının önem taşıdığını söyledi. Özellikle yerel yönetimlerin bu noktada daha titiz hareket etmesi gerektiğini kaydeden Engin, proje kontrollerinin daha hızlı yapılmasını istediklerini, ruhsatların biriktiğini ve çok geciktirildiğini anlattı. Yüksek inşaat ruhsat harçlarından da şikayeti olan Engin, “Ruhsat harç bedellerinin düşürülmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
İnşaat sektörünün ekonomi üzerindeki etkisinin Mersin’de tarım, turizm ya da sanayinin önüne geçtiğini, lokomotif sektör konumuna geldiğini belirten Engin, bu sektörün beraberinde birçok yan sektörü de hareketlendirdiğini, bu nedenle bazı kolaylıklar beklediklerini söyledi. “Yalnızca Mersin değil, Türkiye’nin büyümesi son dönemlerde inşaat sektörüyle gerçekleşmekte. Hükümet de TOKİ aracılığıyla çeşitli yatırımlara imza atmakta, yollar köprüler yapmakta” diyen Engin, sektördeki bu hareketliliğin devamı için bazı inşaat malzemelerinde KDV indirimleri beklediklerini anlattı. Özellikle inşaat sektörünün temel taşını oluşturan demir ve çimentoda KDV’nin yüzde 10’a çekilmesini talep ettiklerini dile getiren Engin, boş duran arsaların da inşaata açılmasını istediklerini söyledi. Boş duran arsaların getirisinin olmayacağını, inşaat yapılması halinde değere dönüşeceğini kaydeden Engin, “Şu anda yerel yönetimlerin inşaat sektörünü, özellikle konut sektörünü desteklemesi lazım. 1/100 binlik çevre planı itirazlarının biran önce giderilip 1/ 5 binliklerin çıkmasını bekliyoruz” dedi.
“YOLLARDA ASFALT YERİNE BETON TERCİH EDİLMELİ”
Sektörün hareketlenmesi için yapılması gereken çalışmalara da değinen Hasan Engin, özellikle yerel yönetimlerden talepte bulunarak, yol yapımlarında ithal edilen asfalt yerine yerli üretim olan betonu tercih etmelerini beklediklerini söyledi.
Başta yerel yönetimler olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarının inşaatlarda ithal ürünler yerine yerli üretimlerin kullanımına ağırlık vermesi halinde sektörün canlanabileceğine değinen Engin, bu uygulamaya yol yapımlarından başlanabileceğini söyledi. Türkiye’de yol yapımlarında ağırlıklı olarak asfalt kullanıldığını kaydeden Engin, “Asfalt, tamamen dışa bağımlı olduğumuz bir malzeme. Oysa beton yerli malzememiz, yerli üretimimiz. Bu nedenle yol yapımlarında yurtdışında olduğu gibi ülkemizde de betonun tercih edilmesi sektörümüzü canlandıracaktır” ifadelerini kullandı. Betonun ömrünün 25 yıldan fazla, asfaltın ise 15 yıl olduğunu hatırlatan Engin, “Asfalt petrol türevi olduğu için dışa bağımlıyız. Bu nedenle hem dayanıklılık olarak daha iyi konumda olan hem de fiyat olarak daha ekonomik beton tercih edilmeli” dedi.
Mevcut durumda Türkiye’de üretilen çimentonun ihracat pazarlarında daralma olduğunu anlatan Engin, şunları söyledi: “Çimento ihracatında en büyük pazarımız Ortadoğu ülkeleriydi. Oysa şu anda bu ülkelerde sıkıntılar bulunması nedeniyle ihracatımızda kayıplar var. Üretim fazlasının yurtiçinde tüketilmesi şart. Eğer içeride yerli ürün kullanımı artarsa üretim de artarak devam edecektir. Üretim artınca da istihdam canlanacaktır. İstihdamın en büyük dayanağının üretim olduğu göz ardı edilmemelidir.”
“BEKLENEN YATIRIMLAR ARTIK HAYATA GEÇMELİ”
Mersin’in uzun zamandır beklediği yatırımların hayata geçmesinin de kentteki inşaat sektörünü hareketlendireceğine dikkat çeken Hasan Engin, “Örneğin uzun süredir beklenen Çukurova Bölgesel Havalimanı yatırımının tamamlanması, paralelinde turizm yatırımlarının başlaması sektörümüz adına büyük önem taşıyor. Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi’ndeki Turizm Projesi’nin başlaması halinde yalnızca inşaatında en az 5 bin kişiye istihdam sağlanacaktır. Betondan, çimentoya kadar birçok malzeme bölgemizden alınacak ve kentimize katmadeğer oluşturulacaktır. Bu nedenle projelerin hayata geçmesini önemsiyoruz” dedi.
Bu sektörlerdeki yatırımların yalnızca inşaat sektörünü hareketlendirmeyeceğini, kent ekonomisine sağlayacağı katkılarla tüm sektörleri domino etkisi ile geliştireceğini belirten Engin, “Özellikle Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü tarafından turizm yolu da tamamlanmak üzereyken Tarsus Kazanlı Turizm Bölgesi tahsis sahiplerinin yatırımlara başlamaması için bir sebep kalmıyor” ifadelerini kullandı.
Engin, kentsel dönüşümü de yerel yönetimlerin çözmesi gereken öncelikli sorunlar arasında gösterdi.
“KGF DESTEKLERİ NEFES ALDIRDI”
Sektörün son 2-3 yıldır sıkıntıda olduğunu hatırlatan Hasan Engin, bu dönemde özellikle bankalara uygulanan KGF desteklerini çok önemsediklerini anlattı. Bu desteklerin piyasaların önünü açtığını ve firmalara nefes aldırdığını vurgulayan Engin, devamını beklediklerini söyledi.
Konuşmasının sonunda komite hakkında bilgi veren Engin, “Üye sayımız 2 bin 500 kişiyi aştı. Bu nedenle önümüzdeki dönemde yolumuza Emlak ve Gayrimenkul, Kamu Müteahhitleri ile Özel Amaçlı İnşaat olmak üzere üç ayrı komite ile devam edeceğiz. Bu sayede Meclisteki temsilci sayımız artacak ve sektörel sorunlarımızı çok daha rahat dile getirebileceğiz” diye konuştu. (bülten)