Bir kere sevdaya tutulmaya gör" diye bir şarkı var. Dinlerken özellikle bu cümleye takıldığım olur. Aşkın değiştirdiği çok insan gördüm çünkü. Hayata bir daha aynı sertlikle bakamadıklarını, yaşamın, duyguların, açıların esneyebileceğini anlayan insanların değişimine tanık oldum. Aşk ve isyan neden birbirine çok yakışır biliyor musunuz? İnsan, bir 'aşık' olunca, bir de 'haykırınca' kalbini keşfeder. İçindeki gücü, cesaretini ölçer. Sesini, dahası kendini tanır, sınırsızlığını keşfeder.
Pısırık çocukluk zamanlarımda, cesaretimin neleri değiştireceğinden habersiz yaşarken ilk kez kendi sesimi 13-14 yaşında, 61 kişilik sınıfta duydum. Belki bir çok ortaokul arkadaşım da ilk kez beni orda fark etti. Sesimi, şimdi nedenini net anımsamadığım bir kargaşa ortasında öğretmene başkaldırırken duydum. Arkadaşımı korurken bir nevi kendimi buldum. Hak verip teşekkür edenler de oldu, tehlikeli bulup uzaklaşanlar da. Aşk farklılaştırır ya? İsyan da öyle. Ben ikisini de çok genç yaşımda buldum, tattım, yaşadım...
Aşk gibi başkaldırıda da bir tutku var, tarifsiz bir keyif, gıcıklayıcı adrenalin... Sevdikçe sevesi gelir ya insanın onun gibi. Gücünü keşfetmek, kalbini keşfetmektir ikisi de.. 'Aşk ve isyan' o yüzden aynı yerden (yürekten) beslenir, aynı keyfi verir. Bu yüzden her zaman birlikle anılır, en çok birbirlerine yakıştırılır.
Şimdi tüm bu şeyleri "Bir kere sevdaya tutulmaya gör" şarkısını bir kez daha dinleyelim diye yazmadım. Belki çok canınızı acıtan, kanınıza uzun zamandır dokunan haksızlıklara karşı bir ses verirsiniz, kendinizi, sesinizi, kalbinizi keşfetmek istersiniz diye umdum. Çünkü ben biliyorum, yaşadım, insan bir kere yapınca hep yapmak istiyor :)))))