Müslüm KAYA | ÇİRKİN POLİTİKAYA HAYIR! | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 
image
Müslüm KAYA

Tarih : 16.07.2019  E-Mail : muslumkaya02@hotmail.com


ÇİRKİN POLİTİKAYA HAYIR!

Aslında politika yurttaşa hizmet aşkıyla yapılmalıdır. Politikacı kendi çıkarından önce kamunun çıkarını gözetmeli, halkın yararına işler yapılmasına destek vermelidir.

  Biliyorsunuz ülkemizde yakın bir geçmişte yerel seçimler gerçekleştirildi. Türkiye yerelde kendilerini kimlerin temsil etmesini ve yönetmesini belirledi. Bu bağlamda Mersin halkı Büyükşehir Belediyesini oylarıyla CHP adayı Sayın Vahap Seçer'e verdi. Ancak tıpkı Ankara'da, İstanbul'da, Adana'da olduğu gibi belediye meclisi muhalif üyelerin çokluğuyla öne çıktı. Böyle olunca cumhur itifakının meclis üyeleri çoğunlukta, büyükşehir belediye başkanı azınlıkta kaldı. Bu durumu fırsat bilen Ankara'daki büyük ve muktedir zatlar şunu söyler oldular: "Belediye meclisi bizde. O zaman belediye başkanı topal ördek konumunda. Belediye başkanını başarısız gösterin. İcraatlerine taş koyun. Onu çalıştırmayın."

  Nitekim millet ittifakına ait belediye başkanlarını başarısız göstermek için, onların elini kolunu bağlamak için kimi meclis üyeleri gayret içerisindeler. Bunu canlı yayınlarla halkımız hem Ankara'da, hem İstanbul'da, hem de Mersin'de izlemektedir.

  Bir belediye başkanı seçildikten sonra herkesin başkanıdır. Artık onun amacı tüm kente hizmet götürmektir. Bu konuda başkanı engellemek halkın hizmet almasını engellemektir. Toplanılmayan çöpler, başıbozuk ulaşım, çarpık ve kirli kentleşme sadece başkanı değil, kent halkını da etkiler.

  Bunun için diyoruz ki "Sayın belediye meclis üyeleri! Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'i engellemeyin. Bırakın onu, kente hizmet etsin. Mersin'imizi güzelleştirsin. Sularımız ucuz ve temzi aksın. Toplu taşımacılık tıkır tıkır işlesin. Şehrimizin çehresi değişsin. Havamız temiz, toprağımız bereketli, denizimiz pırıl pırıl olsun. Böyle  olumlu davranırsanız Mersin halkı kazanır. Aksi tutum içine girerseniz Mersin halkını cezalandırılmış olursunuz. Bunun adına politika denmez, bunun adına çirkin politika yapmak denir. Çirkin politikacılar da tarihin kirli sayfalarına kaydedilir. Bence hiçbir Mersinli çirkin politikaları ve politikacıları hak etmemektedir."

***

DİVAN ŞİİRİNDEN BİR MAZMUN MASAL

(Uyarlamadır)

--Rozerin'e--

GÜL(ROZA) VE BÜLBÜL

  Bilimin ve felsefenin altın çağını yaşadığı İsfahan'da güzellikte dillere destan bahçeler vardı. Bu bahçelerin birinde alımlı mı alımlı, akıllı mı akıllı, ince mi ince, güzel mi güzel bembeyaz bir gül açtı. Beyaz gülü gören bir daha ona bakmak istiyor, hayranlıktan ağzı açık kalıyordu.

  Bembeyaz gülün üstün nitelikleri ağızdan ağıza, kulaktan kulağa yayılıyordu. Bu güzelliğin ifade edilişi bile, Tebriz'deki gönül çelen ezgiler şakıyan bülbülün kalbine işledi. Anlatılanlardan hayalinde biçimlendirdiği güle aşık oldu.

  Fakat Tebriz nere, İsfahan nereydi? Arada dağlar, ovalar, nehirler, çöller, uçurumlar, sarp geçitler vardı.

  Ama ne gam! Bir defa bülbülceğizin yüreğine aşkın yakıcılığı ve gücü inmişti. O şevkle cesaretini kanadına yükledi. Az gitti, uz gitti, dere tepe düz gitti. Yüce yüce genç kıvrımlı dağlardan aştı, yakıcı çöllerden geçti, ırmak kenarlarından su içti. Ben diyeyim üç vakte, siz diyesiniz çok vakte kadar İsfahan'daki o mis kokan bahçeye tan vaktinde geldi.

  Narin, zeki, güzel mi güzel bembeyaz gül, yorgunluktan kan ter içinde kalmış, aşkından mecnuna dönmüş bülbülüne, sevgiyle ve kaygıyla baktı.

  Ona ılık, baygın ve sevgi dolu bir sesle. "Aman, sakın ola dalıma konma. Benim 'Zaman', 'Mekan', 'Kıskançlık', 'Fesat' isimli dört ölümcül dikenim var. Onlar beni sana yar etmezler, var sen bu karasevdadan vazgeç!" diye seslendi.

  Ta Tebrizlerden buralara kadar gelen divane bülbül bu sözleri duymadı bile. Yanık ve derin bir hasretle bembeyaz gülün dudağına yakın bir dala kondu. Dünyanın duyup duyacağı en dokunaklı ezgileri güle şakımaya başladı.

  Güneş henüz doğmamıştı. Ama hain ve kan dökücü "Zaman", "Mekan", "Kıskançlık" ve "Fesat" isimli dikenler aşık bülbülün miniminnacık kalbine, boğazına, göğüsüne ve yüzüne doğru kahrolası dikenlerinin sivri uçlarını sürdüler. Ortalık kan revan olmuştu. Bembeyaz gülün sütbeyaz taçyaprakları kızıla, kıpkırmızıya boyandı.

  Güneş doğup 45° açı oluşturduğunda bahçede daha önce hiç açmayan kırmızı gülü görenler onu kan gülü sandılar.

   İşte bu hikaye Acem sınırlarını aşıp Rumeli'ye, Sicilya'ya, Germen ve İskandinav diyarlarına kadar ulaştığında kırmızı gülün adı değişip Roza oldu.

  Ve Roza da o günden bugüne kadar karasevdaların dilsiz dili oldu.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz          :

Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
Kod                        :

 



  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA