Kapatılan her radyo, her televizyon, her gazete senin için bir şey ifade etmeli!
Bir organını kaybettiğini düşün!
Gözünü, kulağını, elini, kolunu…
Özgürlük dediğimiz şey elle tutulmaz, gözle görülmez… 
Hava gibi!...
Ama özgürlük yoksa, insan var olamaz!
Gelecek olmaz! 

İstediğin gazeteyi okuyamamak, istediğin radyoyu dinleyememek, istediğin televizyonu seyredememek, özgürlüğünün kısıtlanması, engellenmen, demektir!
Bunların var olmasını neden istemezler?
Çünkü bunlar yanlışları söylüyordur!
Yanlışların bilinmesi demek, sorgulamak ve o yanlıştan dönmek sürecini işletir.
Bu sürecin işlemesi ile iktidarlar değişir, rant çarkına çomak sokulmuş olur.
Muhalif gazete, radyo ve televizyonlar kapatılarak, belirli çevrelerin, odakların, kişilerin istedikleri türde yayınlar yapılıp, ‘rant çarkı’ döndürülmeye çalışılıyor.
Tüm uyarılara rağmen darbe girişimi cadı avına dönüşüyor!
OHAL ile Kanun Hükmünde Kararnameler ortalığı kasıp kavuruyor!
Meclis yok sayılıyor!
Bir yandan “Millet iradeye sahip çıktı” naraları atılıp, diğer yandan demokrasinin kalbine kurşun sıkılıyor!
Bu gidişat iyi değil!
Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti özelliği temelden sarsılıyor!
‘Tüm bunlar olduktan sonra geriye elimizde ne kalacak?’ Düşüncesi korku veriyor!
Gelecek kaygımız, endişemiz artıyor.
Yapabileceğimiz SES olmaktır!
Güçlü olmak, dik durmak, yanlışa yanlış demektir!
İrade gösteremezsek kayıplarımızın bedeli ağır olacaktır!