Ülkemiz ekonomik zorluklarla boğuşuyor.

Mersin esnafının halini dün yazdım.

Peki, Mersin’deki oda başkanlarımız bu durum karşısında neler yapıyor?

Hükümetimiz çeşitli tedbirler açıklarken şehrimizdeki odalar, üyeleri için ne gibi reçeteler yazıyor?

Üyelik aidatları, çeşitli iş ve işlemler için verdikleri evraklardan aldıkları paralar,

harçlar için ne düşünüyorlar?

Bunlarda indirim, erteleme, hiç almama veya kolaylıklar sağlama gibi bir karar/düşünce var mı?

Öyle ya, odalar ne için var!

Üyeleri ayakta duramayan odalar kime hizmet edecek!

En ufak bir evraktan bile 20-30 lira para istemeyi izah edecek söz var mı?

‘Borcun varsa işlem yapmam’ diyen odalar bu çıkmaz için ne düşünüyor? 

***

İş insanı artık bağlı olduğu odasını yanında görmek istiyor.

Sadece işi düştüğünde veya üye aidatlarının ödeme zamanı geldiğinde hatırlanmak istemiyor.

Tabi birde en çok merak edilen husus,

ödenen paraların kuruşu kurşuna nerelerde harcandığı yönündedir!

Bu kadar aidat, evraklar için ödenen yüksek paralar ne oluyor?

***

Bunlar zor sorular değil sayın başkanlar..!

Yıllarca işgal ettiğiniz o makamlar sizden çözüm bekliyor.

15-20 yıldır başkanlık yapan kişiler biliyorum.

Esnaf, sanatkar, iş adamı, çiftçi yani bu kentin tüm bileşenleri, omurgaları için sizler ne yapıyorsunuz,

ne yapacaksınız, neler yaptınız bilmek istiyoruz.

Sizce de bunun zamanı gelmedi mi?

***

Ülke ve Mersin bu halde iken sizlerin tedbir paketleri, can suyu daha da önemli hale geldi.

Kredi sicilleri ortada.

Borçlar ödenemiyor.

Hep beraber bu zor durumdan çıkmanın yollarını arıyoruz.

Şaka değil; iş yerleri siftahsız dükkan kapatıyor.

Şirketler gelişmekten, yeni mal almaktan vazgeçmiş alacaklarının peşine düşmüş.

Herkes gelecek yılı bırakmış sadece ve sadece günü kurtarmanın derdine düşmüş.

Durum bu kadar vahim; ama öte yandan sizlerin pahalı ve son model araçlarla gezmeniz,

acaba bu insanların derdini ne kadar anlamanıza yardımcı olacaktır?

***

Kolay ve sıradan şeyler yaşamadık.

Hakikatten başka bir ülke olsa bu kadar şeyden sonra yerle bir olurdu.

Son üç yıldır ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar daha ne yaşabiliriz diye sorgulatıyor.

Ergenekon ve Balyoz gibi kumpaslarla başlayan süreç, bir kuklanın bu ülkeyi bölmeye kadar

gidecek hainliklerine sahne oldu. 

***

Ekonomide yaşanan dar boğaz ülkemizi krizin içine sokarken sizler ne yapıyorsunuz?

Tüm bunları göz ardı etmeden tüm kesimlerin üyelerine sahip çıkması lazım.

Sadece kendimizi düşünürsek bu durumun içinden çıkamayız.