Anayasa değişikliği yaklaştıkça dedikodular da aldı yürüdü!
Sokağın nabzını tutanlar bilir, bilmeyenlere anlatalım…
En önemli dedikodu gündemi ‘halk hayır diyecek ama sandıktan başka sonuç çıkacak!’
İnanılmaz bir kitle bu dedikodu kazanının başında mevzuyu karıştırdıkça karıştırıyor!
Neden?
Çünkü siyaset kurumuna duyulan güven çoktan yitip gitti!...
İyi de hem siyasetçilere güvenmiyor hem de onları biz seçiyoruz!
Seçmeyelim o zaman!
Madem oyların çalınacağını düşünüyoruz, bunlara fırsat vermeyelim!
Gelelim bir diğer gündem maddesine!
Türkiye nereye gidiyor?
“Şeriat devleti mi yoksa diktatörlük mü kurulacak?”
“Yok canım o kadar da değil” diyenlere karşılık, “Şu yaşadıklarımız bizi başka nereye götürür?” yanıtları havada uçuyor….
Evet Türkiye’de gündem hızlı değişir.
Doğrudur her seferinde de bizi daha çok şaşırtacak icraatlara uyanırız!
Ancak şunu unutmayalım; halkımız özellikle son 4 yılda seçimler, terör, saldırılar, iç ve dış mihraklarca oynanan oyunlar ile adeta tepe taklak oldu!
Dedikodu kazanının başından öteye gidemez oldu!
Tüm işimizi gücümüzü, geleceğimizi bu dedikodulara gör şekillendirir olduk!
Bilime, insanlığa, adalete, vicdana olan inancımız günden güne yok oluyor!
Yani insanlık tarihi daha ileriye gidebilmek sınırları zorlarken biz geriye gidiyoruz!
Bu geriye gidişi sadece siyasilere suç atarak açıklamak haksızlık olur!
Dedim ya onları biz seçiyoruz!
O zaman uyanıp silkinme zamanıdır!
Türkiye Çanakkale ruhunu, birlik-beraberlik ile neler yapabileceğini yeniden idrak etmelidir!
Anadolu halkları birbirine sarılmalı, araya sokulan nifak tohumlarına fırsat verilmemelidir!