Av.Alpay ANTMEN | ÇERNOBİL | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 
image
Av.Alpay ANTMEN

Tarih : 26.04.2017  E-Mail : avantmen@hotmail.com


ÇERNOBİL

26 Nisan 1986 tarihinde Ukrayna Çernobil’de Nükleer Sanralde yaşanan kaza neticesinde 31 kişi öldü , 500.000 işçi kazaya müdahale etti , 18 milyar dolar masraf yapıldı ama en önemlisi Avrupa , Rusya ve Türkiye’ye çok önemli miktarda Radyasyon yayıldı.2008 yılında yapılan bazı araştırmalara göre ; Akut radyasyon sendromuna bağlı olarak kazadan kısa süre sonra ölen 50 acil müdahale işçisinin ölümleri ile radyasyona bağlı olarak tiroid kanseri ve radyasyona bağla kanserden dolayı ölenler birleştirildiğinde, ölenlerin sayısının 3940 olduğu açıklanmıştır. Geçen süre zarfında ve ileride yaşanacak ölümler , kanser hastalıkları bu sayılara dahil değildir.

Nükleer Tesisler insan ve çevre sağlığı için çok büyük riskler taşımaktadır.

Sağlıklı bir çevrede yaşamak her insanın ve her canlının vazgeçilmez ve devredilmez en önemli hakkı olan yaşam hakkına dayanmaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2.maddesinde tanımlanan yaşam hakkı gereğince Herkesin yaşam hakkı Yasalar ile korunur. Hiç kimsenin yaşamına kasten son verilemez.

İnsanoğlunun en hoyratça kullandığı varlık, yaşadığı çevre olmuştur. İnsanlık , ulaşabildiklerinin ötesinde, düşlerinde bile erişemediği yeryüzünün büyüklüğü karşısında, günün birinde bunların tükenebileceğini hiç düşünmemiştir.

Doğa, insan1aıın koydukları yasalarla yönetilemez . Doğa ve onun ürünü olan doğal yaşam, kendi varlığından kaynaklanan doğa yasaları doğrultusunda gelişir. Doğaya yönelik yasal düzenlemelerin öncelikli amacı , bireylerin ve toplumların girişimleri ile çevreye zarar vermelerini önlemektir.

Nükleer santrallerde enerji , istasyonun merkezindeki reaktörün içinde üretilen ısıyla sağlanır. Bu ısı, uranyum atomunun zincirleme reaksiyonu sonucu elde edilir. Atomun çıkardığı ısı enerjisi yüksektir, ama çıkardığı radyasyon çok daha yüksek ve zararlıdır. Ancak özel binalarda veya kurşun mezarlarda saklanabilir. Reaktörde, açığa çıkan nötronları emme yeteneği olan kontrol çubukları vardır. Çubuklardan çıkan bu ısı reaktörün çevresini saran gaz tabakası tarafından emilir. Isınan gaz ısı değiştirici de ki ufak boruların içindeki suya alınır.

Uranyum içerisinde ısı verecek enerji tükendikten sonra uranyum çubukları soğuyuncaya, radyasyon normal seviyeye gelinceye kadar suyun altında muhafaza edilirler. Muhafaza süresi dolduktan sonra yapılan analizler sonunda  radyasyon seviyesi yüksek olanlar ayrılır. Radyasyonu normal düzeye inen katı cisimler toprağa gömülürken, sıvı olanlar denizlere veya göllere karıştırılır.

Nükleer Santrallerden çıkacak radyoaktif atıkların çevreye ulaşımı; rüzgârın ve yağmurun yardımıyla atmosferde taşınması birde denizlere, göllere ve toprağa karışımı şeklinde olur. Doğa olaylarıyla bitki örtüsüne ve sulara karışan radyo aktif maddelerin insan vücuduna ulaşımı kolaylaşmış olur.

Nükleer reaktörlerin çalışması sırasında atık olarak ortaya çıkan Plütonyum üst düzeyde zehirli ve kanser yapıcıdır. Doğada bulunma ömrü 250 yıldır.

Açığa çıkan bir diğer radyoaktif madde olan STRONSİYUM yağış yoluyla bitkilere oradan da hayvanların sütüne geçerek insanlara bulaşır. Kan kanserine ( lösemi) yol açar. 280 yıl ömrü vardır.

SEZYUM ve İYOD’ da besin yoluyla insan vücuduna girer ve  Tiroid bezi kanserine, çocuklarda büyüme aksaklıklarına ve genetik bozukluklara neden olur.

İşte 1986 yılında Çernobil‘de meydana gelen nükleer patlama sonucu etki alanına giren bölgelerde radyasyonun zararları etkilerine uzun yıllar rastlanmıştır.

Sonuç olarak nükleer santraller kurulumu uzun süren ve yüksek maliyetli olan tesislerdir.  Ömrünü tamamlayan tesislerin sökülmesi işlemi de uzun süreli ve oldukça risklidir. Ayrıca dünyada şu ana kadar radyoaktif atıkların güvenle saklanabilmesine yönelik bir formül bulunabilmiş değildir.  Doğa olaylarının (Deprem, tsunami vb.) çokça yaşandığı dünyamızda nükleer santraller sürekli kaza tehlikesi taşımaktadırlar.

İşte : Silifke Akkuyu’da Nükleer Santral yapılması projesi yıllardır gündemimizden düşmüyor. Yıllardır söyleniyor : bu santralin Akkuyu’da yapılması, kentimize , ülkemize, ekonomimize, doğamıza , yaşam çevremize sayısız , geri dönüşsüz ve telafisi imkansız zararlar doğuracaktır:

Bu Nükleer Santral Akdeniz’in ekosistemini bozacak ; tarımını , turizmini , insan sağlığını , yaşamı tehdit edecek düzeyde etkileyecektir. Ayrıca Bölgemiz nükleer atık deposuna dönüşecektir.

Çernobil’in yıldönümünde bir kez daha hatırlatmak istedim…

Sevgi ve saygılarımla…




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz          :

Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
Kod                        :

 



  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA