Geçtiğimiz günlerde Doğal Afetler ve Afet yönetimi temalı bir sempozyum düzenledi Büyükşehir.
Konu afet olunca ilgi de büyük oldu elbette.
Bu tür sempozyumların önemine inananlardanım.
Ancak sadece reklam amacı taşımamalı bu tür etkinlikler.
İz bırakmalı, kent yöneticilerinin önünü açarak, yol gösterici olmalı, ne durumda olduğumuzun tesbiti yapılabilmeli.
Ve bir sonraki sempozyuma kadar nelerin değiştiğinin göstergelerini bizlere verebilmeli.
Yani olabildiği kadar “bilimsel” olmalı.
Konuşmacı olarak iki yaygın basın temsilcisini ortaya koyarsanız eğer; ana düşüncenin “afet ve yönetimi” değil sempozyumun yaygın basında ne kadar yer bulacağı düşünülmüş demek düşüncesi de kendiliğinden oluşur.
Her yıl KALDER denilen kuruluştan ödül almakta ayrıca zihinleri bulandırır, doğru bile olsa “yanlış” yorumlara neden olur.
Amacım muhalefet etmek falan değil kesinlikle.
Doğru bir fikrin doğruluğuna halel getirmemek esas olmalı bence.
Sempozyumu da, ana fikri de kurtaran valimiz Çakacak olmuş anladığım kadarıyla.
Konuşmasında yapılması gerekenleri de, kamu kurum ve kuruluşlarının yükümlülüklerini de net biçimde ortaya koymuş Özdemir Çakacak.
Bence en geç altı ay içerisinde ne kadar mesafe aldığımızı ortaya koyan yeni bir sempozyum yapılmalı.
Risk unsurlarının ortadan kaldırılması konusunda kim ne yapmış bilmek hakkımız.
Yine de emek verenleri kutluyorum.
Sevdiğim Laflar:
“SEN İŞİNİ KIŞ TUT, YAZ ÇIKARSA BAHTINA..”