Haber Merkezi
HDP Mersin Milletvekili Dr. Rıdvan Turan, emekçi sınıfların ekonomik sorunlarını meclis gündemine taşıdı. Konuyla ilgili TBMM Başkanlığına bir araştırma önergesi veren Dr. Rıdvan Turan, işçilerin ve tüm emekçilerin ücretlerinin insan onuruna yakışır bir düzeye yükseltilmesi, yaşam koşullarını iyileştiren somut politikaların oluşturulması ve gerekli yasal düzenlemenin yapılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasını talep etti.
İŞÇİLER VE EMEKÇİLER SERMAYE KARŞISINDA EZİLMEKTE
HDP Mersin milletvekili Rıdvan Turan’ın önergesinin gerekçe kısmında şu ifadeler yer aldı: Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, üst üste gelen zamlar halkın geniş bir kesimi üzerindeki etkisini giderek artırmaktadır. Yüzde 100’ü aşan gıda enflasyonu, giderek artan yaşam maliyetleri, işsizlik ve artan yoksulluk gibi durumlar dikkate alındığında işçiler ve emekçiler sermaye karşısında ezilmektedir. TÜİK’in milli gelir istatistiklerinde emekçilerin aldığı payın giderek gerilediği en son %25-26 civarına kadar düştüğü görülmektedir. Buna karşılık bankaların büyük şirketlerin, holdinglerin kârları da keskin bir biçimde yükselmektedir.
“PAHALILIK VE ZAMLAR GÜNDELİK HAYATIN BİR PARÇASI HALİNE GELMİŞTİR”
Enflasyonun artışı da geniş halk kitlelerinin satın alma gücünü zayıflatmış, dolayısıyla yaşam standartlarını aşağı çekmiş, yoksulluk yaygınlaşmış durumdadır. Pahalılık ve zamlar gündelik hayatın bir parçası haline gelmiştir. TÜRK-İŞ tarafından hazırlanan Açlık ve Yoksulluk Sınırı Aralık 2022 araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin gıda harcaması ”açlık sınırı” 8.130 TL olarak hesaplanmıştır. Yine dört kişilik ailenin gıda yanı sıra yapması gereken diğer harcamaları için hanesine girmesi gereken toplam gelir tutarı “yoksulluk sınırı” 26.485 TL olarak hesaplanmıştır. 26.485 TL’ye çıkan toplam harcama gereği, kuşkusuz bir çalışanın alması gereken ücret düzeyi değildir. Yapılan hesaplamayla, dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir hayat sürebilmesi için hanesine girmesi gereken toplam gelir hesaplanmaktadır.
BORCUNDAN BUNALAN ORGANINI SATIYOR
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 10 bin 612 lira olarak kaydedilmiştir. Mutfak enflasyonu aylık %4,41 ve son on iki aylık %98,41 oranında artmıştır. Bu tablo karşısında, 2023’e ilişkin asgari ücret 8500 lira, en düşük emekli maaşı 5500 TL olarak belirlenerek halk adeta ezilmekte ve yoksullaşmaktadır. Bu durum sosyal medyada da kendini göstermektedir. Özellikle borçlarından bunalan yurttaşlar sağlıklarından vazgeçerek sosyal medyada açılan gruplarda böbreklerini ve karaciğerlerini satmak istemektedir. İnternetten böbrek satmak isteyenlerin verdiği ilanlar Google trendlerinde de görülmektedir. Trendlere göre ‘böbreğimi satmak istiyorum’ ifadesini aratanların oranı son bir yıl içinde tam yüzde 400 artmıştır.
MAAŞA ZAM DERDE DERMAN OLMUYOR
TÜİK, enflasyonu düşük göstererek maaş artışlarını düşük tutmaktadır. Bu durum yoksulluğu artırmakta, yüzde 25 olan memur maaş artışlarının yüzde 30’a çıkarılması da bu durumun iktidarca kabulü anlamına gelmektedir. Ancak bu artış bile derde derman olamamaktadır.
Ekonomideki sermayeyi önceleyen ve faturayı halka çıkaran bu tablo 2023 bütçesine de yansımıştır. Bütçede 994 milyar TL’lik bir vergi harcaması kalemi yer almaktadır. 994 milyar TL’lik vergi harcamasından asgari ücretin vergi dışı bırakılması çıkarıldığı taktirde yaklaşık 800 milyar TL’lik sermayenin, burjuvazinin, patronların alınmayan vergisi oluşmaktadır. Dolayısıyla AKP iktidarı 2023 bütçesiyle yoksullardan toplayarak, zenginlerin vergisini affetmektedir.
DIŞ BORCA DİKKAT
Diğer yandan ekonomiye yansıyan olumsuz tablonun bir diğer ayağı dış borçlardır. Ülkenin dış borç yükünün giderek kamuya yıkıldığı görülmektedir. Son 5 yılda toplam dış borçlarda kamunun ağırlığı yüzde 26,5’ten yüzde 46,5’e yükselmiş durumdadır ve bu durum gelecek kuşakları da etkilemektedir. Dış borçlar 2022 3’üncü çeyrek itibarıyla 442.9 milyar dolar olmuştur. AKP döneminde 2002’den bu yana 131,9 milyar dolardan yüzde 236 artışla bu noktaya gelmiştir. Diğer bir ifadeyle 2002’de kişi başına dış borç 2025 dolar iken, bugün 5208 dolara çıkmıştır. Bu borç yükü yine emekçilere ve çalışanlara yüklenecektir.
Sonuç olarak Türkiye’de tüm emekçileri sermaye karşısında ezdirmeyen, insanların insanca yaşayabilecekleri bir ekonomik programın oluşturulması, ücretlerin enflasyonu yakalayacak, büyümeden gelen refah payının da adil bir biçimde artırılmasını sağlayacak kapsamlı ekonomik politikaların oluşturularak devlet güvencesine alınması amacıyla bir meclis araştırma komisyonu kurulması elzemdir.”