BARIŞ ÇOBAN
Mersin’in Gülnar ilçesinde Rusya Federasyonu’na ait olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin çalışmaları uzmanların tüm uyarılarına karşın hız kesmeden devam ederken hukuksal mücadelede sürüyor. Santralin giderek ısınan Akdeniz'in soğutma suyu' olarak kullanılmasına karşı Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri’nin (DAÇE) tarafından açılan dava kapsamında Mersin 2. İdare Mahkemesindeki duruşma öncesi Mersinliler bir kez daha bir kez daha projenin durdurulmasını istediler.
“AKDENİZ ISINDI, ÇALIŞTIRILIRSA NÜKLEER SANTRAL PATLAR”
Duruşma öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan DAÇE gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal’a Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan ile Tarsus ÇEKSAM Başkanı Semra Kabasakal ve Mersin Çevre Platformu üyeleri de destek verdi.
Atal, burada yaptığı açıklamada, iklim krizine bağlı olarak Akkuyu Nükleer Santral alanında 2022 Ağustos ayında deniz suyu sıcaklığının 30,5 C’yi geçtiğini anımsattı. “Akdeniz’İn su sıcaklığı Akkuyu nükleeri soğutması imkansız hale geldi” diyen Atal, bunun üzerine çalıştırılmaya çalışıldığı takdirde patlayacak olan Akkuyu Nükleer Santralinde, ‘Soğutma Suyu Çevresel Etki Değerlendirme Raporu’nun alınması ve inşaatın derhal durdurulması talebiyle açılan davaya dair bilgilendirme yaptı.
“BAKANLIK YETERLİ TEK BİR İNCELEME DAHİ SUNAMADI”
Fransa’da soğutma suyu sıcaklığının 28 C’yi geçtiği için, İsveç’te ise 25 C’yi geçtiği için nükleer santraller durdurulmaya başlandığını işaret eden İsmail hakkı Atal, “Biz dava açtıktan sonra ise 2023 Ağustos ayında Akkuyu denizel alanı 31,9 C’yi gördü ve 2023 Temmuz ayı deniz suyu sıcaklık ortalaması 28,4 C’ oldu.
Mersin 2. İdare Mahkemesi 22 Haziran 023 tarihinde davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığından ‘ÇED kapsamında soğutma suyu yeterliliği açısından yapılan/ yaptırılan teknik bir incelemenin bulunup bulunmadığını sordu. Ancak dosyaya 24.07.2023 tarihinde 23 sayfalık cevap dilekçesi sunan davalı bakanlık, soğutma suyu yeterliliği ile ilgili tek bir inceleme dahi sunamazken, sadece deşarj suyunun deniz suyunu ne kadar ısıtacağına ilişkin modellemeler sunarak, somut nükleer facia tehlikesini soyut olarak inkar etti.
“AKKUYU DENİZİ GEZEGENDEN 2 KAT FAZLA ISINIYOR”
Ortalama denizel sıcaklığın ortalama karasal sıcaklıktan daha fazla olduğu gezegendeki tek nükleer sahası Akkuyu denizi ise gezegenden 2 kat fazla ısınıyor. Bunlar üzerine davalı bakanlık, Akkuyu çılgınlığından vazgeçmek yerine, 28 C’nin üzerindeki su sıcaklığında da Akkuyu’nun çalıştırılmasına izin verileceğine ilişkin (adrese teslim) Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde değişiklik yaparak, Akkuyu inadıyla küresel iklim krizine kafa tutan tek bakanlık olarak tarihe geçti.
KEŞİF YAPILMADAN DURUŞMA GÖRÜLDÜ
Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde soğutma suyu ile ilgili tek bir inceleme -değerlendirme yapılmamış olduğu ortaya çıktığı halde Mersin 2. İdare Mahkemesi soğutma suyunun yetersiz olduğunu ortaya koyacak keşif ve bilirkişi incelemesi yapmaksızın 30.11.2023 tarihine duruşma günü verdi. Bunun üzerine 22. 11. 2023’te keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilemeyeceğini bilimsel delillerle destekleyen dilekçemizi sunduk. Davalı bakanlık dosyaya alelacele 28.11.2023 günü iki mütalaa sundu ve bu mütalaalar iddialarımızı dolaylı olarak kanıtladı.
PROFESÖRLER VAHİM İDDİALARI KANITLADI
Prof. İzzet Öztürk 27.11.2023 günlü mütalaasında senaryolara göre gezegendeki karbon emisyonu azaltılacak olursa (?) Akkuyu sahasında yüzyılın sonunda 1,7 C ile 3,1 C arasında artış beklendiğini belirterek bilimsel mütalaadan çok temenniye benzeyen raporuyla iddialarımızı doğrulamıştır. Zira burada bahsedilen yüzyılın sonunda beklenen sıcaklık artışı an itibariyle gerçekleşmiştir.
Diğer Prof. Dr. Şule Ergün de mütalaasında Akdeniz’in dünya ortalamasının üzerinde ısındığını kabul ederek ‘...giriş sıcaklığının artması santralin ekonomik işletilmesi ve kondenserin tasarım limitleri ile ilgili bir sorun olup çevre ile ilgili mevzuatlarda kondensere giren suyun sıcaklığı ve kondenserden çıkan suyun debisi sınırlandığından reaktör gücünün sınırlandırılması veya reaktörün durdurulması ile sonuçlanmaktadır’ ifadesiyle santralin çalıştırılamayacağını üstü kapalı olarak kabul etti.
Diğer yandan her iki profesör de santralin ÇED raporunda veya başka bir çalışmada deniz suyu sıcaklığı ile ilgili hiçbir çalışma yapılmadığına değinmedi.
“AKKUYU NÜKLEER NEREDEN TUTSAK ELİMİZDE KALIYOR”
Çernobil sabıkalısı Rus devleti şirketi Rosatom ise daha önce sıcak denizlerde nükleer santral inşa etmemiş, soğuk iklimde inşa ettiği Ukrayna Çernobil Nükleer Santrali ise patlamıştır. 16 Kasım Perşembe günü ajanslara düşen habere göre ise Rosatom'un Rusya'daki bir nükleer santralinin türbin kanatları koparak devre dışı kalmıştır.
Daha türbin kanatlarını sağlam inşa edemeyen, sıcak bir denizde ise hiç nükleer santral çalıştırmamış Rusya’ya ait Akkuyu Nükleer projesi nereden tutsak elimizde kalmaktadır. Akkuyu’nun her an 7 'den büyük yıkıcı bir deprem beklenen Kuzey Anadolu Ecemiş fay hattı üzerinde olması, Fukuşima nükleer santral faciasının Japonya'ya maliyetinin 1 trilyon dolar olmasına rağmen santralin sahibi ve işletmecisi Rusya'nın sadece 700 milyon Euro sorumluluk üstlenmesi, gezegende bir ülke topraklarında yönetimi ve mülkiyeti başka bir ülkeye ait ilk ve tek nükleer olan Akkuyu’nun milli güvenlik sorunu olmasına; Akdeniz’in Akkuyu Nükleeri soğutamayacak olması sorunu eklenmiştir.
Bilimin ve bilimsel öngörülerin, milli güvenlik politikalarının by-pass edildiği yeni Türkiye yüzyılında Türkiye Akkuyu’yla koşar adım felakete götürülürken, Akkuyu’ya karşı hak’lı mücadelemizin sürdüğünü kamuoyuna duyururuz” diye konuştu.