Ailesi ile birlikte Mersin’in merkez Akdeniz ilçesi Güneş Mahallesi’nde yaşayan Hevezan Yıldız, 6 Haziran 2007 tarihinde okul çıkışında berbere giderken trafik kazası geçirdi. Güneykent Mahallesi’nde yoldan karşıya geçmek isterken bir taksinin çarpmasıyla havaya fırlayarak kafa üstü yere düşen Yıldız, ağır yaralandı. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 72 gün komada kalan ve nefes alabilmesi için boğazına delik açılan Yıldız, çok zorlu tedavi süreçlerinden geçtikten sonra taburcu oldu.
Hastaneden çıktıktan sonra bir yıl konuşamayan, Parkinson hastaları gibi elleri sürekli titreyen ve yürüme zorluğu çeken Yıldız, ruhsal olarak da çöktü. Beyninde oluşan hasar nedeniyle aşırı sinirli olan ve etrafındakilere zaman zaman çok kırıcı davranmaya başlayan Yıldız’a, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından ‘ağır özürlü’ kartı verilerek engelli maaşı bağlandı.
“SUYU VE ÇAYI PİPETLE İÇİYOR, YEMEĞİNİ ANNESİ YEDİRİYOR”
Hevezan’ın babası Ahmet Yıldız (58), İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kazadan sonra 72 gün uyanmayan oğlunun, eve gittikten sonra bir yıl boyunca hiç konuşmadığını belirterek, “Oğlum bir yıl sonra yavaş yavaş bebek gibi konuşmaya başladı. Hala konuşmakta zorluk çekiyor. Bardak, kaşık, çatal dahil hiçbir şey tutamıyor. Suyu ve çayı pipetle içiyor, yemeğini annesi yediriyor. Tek başına dışarıya çıkamıyor. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Çok sinirleniyor, kötü sözler söylüyor, komşuların kalbini kırıyor, sonra da çok üzülüyor” dedi.
Kazadan sonra oğlunun iyileşebilmesi için birçok hastaneye götürdüğünü, ancak sadece ilaç vererek tedavi olamayacağının ifade edildiğini dile getiren Yıldız, “10 yıl boyunca Gülhane, İbni Sina, Çukurova Üniversitesi Balcalı, Mersin Şehir Hastanesi gibi götürmediğimiz hastane kalmadı. Ama tüm doktorlar, oğlumun durumunun çok ağır olduğunu, tedavisinin mümkün olmadığını ve ölümüne kadar böyle kalacağını söylediler. Ama İstanbul’da özel bir hastanede bu tedavinin yapıldığını duydum ve geçen hafta oğlumu oraya götürdüm. Oradaki doktor muayene etti ve bu rahatsızlığın çaresi olduğunu, ameliyatla oğlumun yüzde 80 iyileşme şansı olduğunu söyledi. Doktor, ‘Başka yerlere de başvurabilirsiniz. Bunun çaresi var, bu çocuk iyileşir’ dedi ama bu ameliyatın 200 bin lira da masrafı olduğunu söyledi” diye konuştu.
“200 BİN LİRAYI ÖDEYECEK MADDİ GÜCÜMÜZ YOK”
Oğlunun yaşadıklarına dayanamayarak kriz geçirdiğini, bypass ameliyatı ve farklı rahatsızlıkları nedeniyle kendisinin de engelli kartı olduğunu, engelli maaşı aldığını anlatan baba Yıldız, 10 yıldır çalışmadığını dile getirdi. Oğlunun aldığı 950 lira ve kendisinin aldığı 350 lira engelli maaşıyla eşi ve 5 çocuğuyla birlikte geçinmeye çalıştıklarına dikkat çeken Yıldız, tedavi için gereken 200 bin lirayı karşılamalarının kesinlikle mümkün olmadığını söyledi. Yıldız, “Biz bir gecekonduda oturuyoruz. Yedi kişi benim ve oğlumun engelli maaşıyla geçiniyoruz. Bu parayı bulmamız kesinlikle mümkün değil. Oğlumun iyileşmesini istiyorum. Desteğe ihtiyacımız var. Allah için Sağlık Bakanlığı ve hayırseverler bize yardım etsinler. Çünkü bu hastalığın tedavisinin artık olduğunu, oğlumu iyileştirebileceklerini ama 200 bin lira masrafı olduğunu söylediler. Ne olur bize yardım etsinler” ifadelerini kullandı.
“BEN DE ÖZGÜRLÜĞÜME KAVUŞMAK, GENÇLİĞİMİ YAŞAMAK İSTİYORUM. BANA BİR EL UZATSINLAR”
Hevezan Yıldız da güçlükle konuşarak, iyileşmek için yetkililerden yardım istediğini belirtip, şunları söyledi: “Büyüklerimden bana bir el uzatmalarını istiyorum. Ben de düzelmek istiyorum, özgürlüğüme kavuşmak istiyorum. Gençliğimi yaşamak istiyorum. Benim gençliğime baksınlar. Allah rızası için elimden tutsunlar. Yardım istiyorum."
YILDIZ, YAŞADIĞI SIKINTILARI DA ŞÖYLE ANLATTI:
"Yemek yiyemiyorum, su içemiyorum. Sakalımı kesemiyorum. Tek başıma dışarıya çıkamıyorum. Hiçbir şey yapamıyorum. Bu hal çok zor. Bunlar beni psikolojik olarak da çok etkiliyor. Sinirleniyorum ve sinirimi ara sıra dışarı vuruyorum. Kimseyi kırmak, üzmek istemem. Bu benim elimde olmayan bir şey. Elimden de bir şey gelmiyor. Yetkililerden, büyüklerden destek istiyorum. Tek çarem bu. Başka çarem olsaydı yapardım." (iha)