MEHMET NABİ BATUK – HEDİYE EROĞLU
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Temmuz ayı olağan meclis toplantısının birinci oturumu tamamlandı. Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan toplantıda ilginç bir tartışma yaşandı. Gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından dilek ve temenniler bölümünde HDP’li Meclis üyesi Mustafa Güler’ün gündeme getirdiği zehirli atıkların bertarafına yönelik çalışmalar ile ilgili Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’dan tepki çeken bir açıklama geldi.
“ZEHİRLİ ATIKLAR İÇİN YER GÖSTERİLMELİ”
Mersin’de Kromsan ve Çimsa başta olmak üzere çeşitli sanayi kuruluşlarının sürekli atık ürettiğine dikkat çeken Güler, “Sanayinin kendisi zaten sürekli atık üretir. Sanayi olmadan bir ülkenin gelişmesi ise mümkün değildir. Ama bunun bütün çözümünü dünya bulmuş Türkiye’de ise yerel ölçekte bir noktada çözülmüş. İzmit’te İZAYDAŞ kurulmuş ve tehlikeli atıklar, buraya gönderilerek ekonomiye kazandırılıyor.
Mersin’de de 10 yıl önce 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı hazırlanırken, zehirli atıklar için bir yer işaretlendi. Ancak yanlış yer işaretlenmişti. Sonra bu olay mahkemeye götürüldü ve mahkeme söz konusu projeyi iptal etti. Bu sonuç kent için iyi oldu. Bir sorun çözülürken daha büyük bir sorun yaratılmamış oldu.
Ancak Kromsan atıkları olmak üzere kentteki sanayi atıklarının bertaraf edilmesi sorunu Mersin’in en temel sorunu olarak kalmaya devam ediyor. Kazanlı’da Kromsan fabrikasında 1,5 ton zehirli atık üzeri kapalı bir şekilde saklanıyor. Bu tehlikeli atıkların saklanması zorunluluktan. Çünkü bu atıkların izole edebileceği, dönüştürüleceği bir alan yokken, kamu bunlara yer göstermezken, atıkların taşınması çözüm değildir. Sorunun çözümü için kamu fabrikaya yer göstermelidir.
Şimdi yeni bir Çevre Düzeni Planı çalışması yürütülüyor. Ancak yine zehirli atıkların bertarafını sağlayacak bir alan işaretlenmiş değil. Bu sorun atıklar, gelecekte yaratacakları büyük sorunlarla birlikte ortada duruyorlar. Bizim önerimiz gerekli yerlerin uyarılarak bu sorunun kökünden çözülmesinin sağlanması ve yetkilerin bu tesisin yeri konusunda uygun bir alanı belirlemesi ve bunun işaretlenmesini sağlamasıdır. Böyle bir alan 1/5 binlik nazım imar planında işaretlenmiyorsa, 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda işaretlenmelidir” diye konuştu.
“AKARYAKIT TANKLARI PATLARSA BÜTÜN BÖLGEYİ YUTAR”
Akaryakıt dolum tesislerine de değinen HDP’li Mustafa Güler, “Öte yandan Mersin’in birçok bölgesindeki akaryakıt depolama istasyonları kent için ciddi bir tehlike yaratıyor. Örneğin Ataş’taki dolum tesisi bize sorunun çözümü için bir yol gösteriyor. Tankın içersindeki akaryakıt kadar etrafında tehlike yaratacak alan toprak bariyerlerle çevrilmiş durumda. Böylece tehdidi kendi sınırları için hapsetmişler. Ama vicdanlımı değildir. Yasalara uygun değil, ama planlı ve projelidir. Bunlar bir şekilde ruhsat alabilmişler ancak Mersin’i ciddi bir tehlikeye atıyorlar. Bir tankın kazara patlaması ya da bölgede yangın çıkması hallinde sıralı olarak bütün tankların patlayarak bütün bölgeyi yutacak bir tehlike oluşturuyor. Bunun çözümü olarak da aynı bununla ilgili bir çalışma yapılmıştır. Enerji bölgesi olarak yeni bir yerin işaretleyerek bu tehlikeli tesislerin nizami ve güvenlik kurallarına uygun olarak yapılmış bir noktaya taşınması gerekir. Türkiye’deki akaryakıtın 3’te 1’i Mersin’den sevk ediliyor ve bu vananın kapatılması doğru olmadığını da biliyoruz. Ancak bu yer işaretlenirse ekonomik ömrünü tamamlayan mevcut tehlikeli akaryakıt depolama tesislerinin bu belirlenecek yen uygun alana taşınması konusunda izin verilerek kademeli geçişinin sağlanması gerekir” dedi.
“GÖZ YUMAMAM, İZİN VEREMEM”
Geçmişte Tarsus’a yapılmak istenen bir zehirli atık tesisini büyük mücadeleler ile önlediğini anlatan Kocamaz, “Tarsus’ta bir tane kimyasal atık üreten tesis yokken, ‘neden bu tesis Tarsus’a yapılıyor’ diyerek karşı çıktım. Tüm amaç Kromsan’ın tüm tehlikeli atıklarını Mersin’e gömmek, yok etmekti. Baktık en sonunda gücümüz yetmiyor, inşaata başlamak için iş makineleri getirilmiş, ben de iş makinaları girmesin diye oraya derin hendekler kazdım. Ya beni buraya gömeceksiniz ya da ben bu işi buraya yaptırmayacağım dedim.
Burada hazır böyle kimyasal atık varken herkes buraya sıcak bakıyor. Ben burada olduğum sürece kimse buraya kimyasal bir tesis yapamaz. Ben buna göz yumamam, izin veremem, bunlar (Kromsan) bu atıkları temizleyecekler, ‘maliyetliymiş’ bu beni ilgilendirmiyor. Biz böyle bir tesisi yaparsak İç Anadolu’dan, yurtdışından gemilerle buraya atıklar gelip, burada yok edilecek. Ben Mersin’in geleceğini hiç kimseye peşkeş çekemem” dedi.
NÜKLEER TEHDİTİ GEÇİŞTİRDİ!
Bu açıklamaları esnasında CHP grubundan Akkuyu’ya nükleer güç santrali kurulması ile ilgili tepkiler gelmesi üzerine ise Başkan Kocamaz. “Nükleer atıklar benim projem değil ki!” yanıtı geldi.
“GELECEKTE BİZ BU İŞİN ALTINDAN KALKAMAYIZ”
Bu konuya değinmeyerek akaryakıt dolum tesislerinde ilişkin açıklamalarda bulunan Kocamaz, “Akaryakıt tesisleri ile ilgili yer altı depoları oluşmaya başladı, doğalgaz ile ilgili. Benim bu konu üzerinde yaptığım bir çalışma da var. Benim önerim bu depolar 1000-1200 metre yerin altına yapılsın. Yoksa gelecekte biz bu işin altından kalkamayız. Şuan orada bir tanesi patlasa tamamı patlar ve Mersin’i kurtaramazsınız. Onun için başımıza yeni belalara açmaktansa bu işi yerin altında çözmemiz lazım.
Bu konu ile ilgili de LGP ile ilgili bize depo yapmak için başvurdular ama biz kabul etmedik. Neden Türkiye’nin yükünü sürece Mersin çeksin. Riski Mersin alacak, herkes rahat edecek, kimse kusura bakmasın. Yerüstünde yeni depolara izin vererek, Mersin’i daha büyük tehlikelere atamayız.
“ZEHİRLİ GAZLARI SEYREDİYORUZ”
Daha sonra HDP’li Mustafa Güler de, yeniden söz alarak, “Akaryakıt depoları patladığı zaman bu bölgeyi yok edecek bir tehdit. Bunu görmezden gelemeyiz, çözüm adım atılmalı. Kimyasal atıklar bu şehri tehdit etmeye devam ediyor. Azot sanayinin, cam grubunun yaydığı zehirli gazlar havaya karışıyor biz seyrediyoruz. Bunlar için adım atmalıyız. Kucağımızda bulduğumuz sorunun çözümü için adım atılması. Benim ne sanayici, ne de sanayi ile bir sıkıntım yok. Bunlar bu kentin temel sorunları” dedi.
“BİZ DEĞİL BAKANLIK İZİN VERİYOR”
MHP’li Meclis üyesi Mehmet Özgür Sanal ise Mersin Büyükşehir Belediyesi yönetiminin depolama tesislerine karşı mücadele ettiğini ancak bakanlıkça elinin kolunun bağlandığını anlattı. Sanal, “1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda, Petrol Ofisi’nin dolum tesisinin olduğu yeri, dolum tesisi olarak işaretlemedik. Ancak Petrol Ofisi’nden itiraz geldi, bakanlıkta bu itirazı dikkate aldı ve orası dolum tesisi olarak bakanlıkça işaretlendi” dedi.