6 örencisine cinsel istismarda bulunan okul müdürünün yargı önüne çıkarak hesap vermesini sağlayan öğretmen Saadet Özkan’ın önderliğinde bir araya gelen avukatlar, akademisyenler ve iş insanları çocuk istismarı ile hukuki, sağlık ve psiko - sosyal alanda mücadele etmek için sivil bir cepheyi açarak
Mehmet Nabi Batuk
İzmir’in Menderes ilçesinde 6 öğrenciye cinsel istismarda bulunan okul müdürü A.Ş.’nin yargı önünde hesap vermesini sağlayan Uluslararası Kadınlar Cesaret Ödülü’nün sahibi Saadet Özkan tarafından kurulan, “Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM)” kuruluşunu Mersin’den ilan etti.
Genel merkezi Mersin olan derneğin kuruluşunda Mersin Barosu eski Başkanı Alpay Antmen ve Mersin’li iş insanı Yücel Ceylan başta olmak üzere, birçok avukat ve akademisyen de görev alıyor, destek veriyor.
Çocuk istismarı ile ilgili sivilbir cephe açmak için kurulan dernek; çocuk istismarına karşı, eğitim, psiko – sosyal ve ebeveyn eğitimi gibi çalışmalar yapacak. Derneğin en büyük kuruluş amacı ise cinsel, psikolojik istismara uğrayan çocukların ruhsal ve bedensel olarak tedavilerinin yapılacağı bir ve konularında uzman personelin çalışacağı bir “Rehabilitasyon merkezinin” kurulması.
“ÇOCUKLARA HAYIR DİYEBİLMEYİ ÖĞRETECEĞİZ”
UCİM Kurucuları için hazırlanan ortak kuruluş metnini Dernek Başkanı Saadet Özkan okudu. Aynı zamanda UCİM’in kurucuları arasında yer alan Özkan, derneğin kuruluş amacı ve hedefleri hakkında bilgiler vererek, önemli mesajlar verdi.
“amacımı; bireyin doğumundan önce ve daha sonraki büyüme dönemlerinde sağlıklı bir şekilde yetişmesini, her türlü fiziksel, duygusal ve cinsel istismardan ve ihmalden korunmasını sağlamak; mağdurlara hukuki ve psikolojik destek olmak ve mağdurların rehabilitasyonunu gerçekleştirmektir” diyen Özkan, “Hedefimiz ise çocukları her türlü tehlikeden korumak ve kollamaktır. Çocuklara, yönelik cinsel istismar suçlarının giderek arttığı günümüzde derneğimiz çocukların cinsel istismarı tanımlayabilmesi, vücuduna kendisinden habersiz kimsenin dokunamayacağı konusunda bilinçlenmesi, büyükte olsa istemediği durumlarda hayır diyebileceğini öğretmektir. Çocukların tehdit bile edilse anne ve babasından saklanacak sırları olmaması gerektiği ve çocukların iyi dokunma ve kötü dokunma arasındaki farkı anlayabilmesi ile kendini bu eylemlere karşı koruyabilmesi konularında eğitmek başta olmak üzere her türlü eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapacak; ebeveynlerin eğitimi ve bilinçlendirmesine katkı sunacak” dedi.
“ÇOCUK İSTİSMARININ OLDUĞU HER YERDE OLACAĞIZ”
Dernek merkezinin Mersin’de kurulmasının nedenlerinden de bahseden Saadet Özkan, “Dernek merkezinin Mersin olarak seçilmesinin en önemli nedenlerinden birisi 3 yıl önce İzmir’in Menderes ilçesinde 6 örenciye cinsel istismarda bulunan okul müdürü A.Ş. ile ilgili verilen hukuki mücadelede en büyük desteğin Mersinli iş insanı Yücel Ceylan tarafından verilmesidir. Bunun yanında Mersin’in küçük adeta küçük bir Türkiye olması, her yerden her kesimden şehre göçler ile yeni katılımların olması, yani çokça göç almasıdır. Bunun yanı sıra birlikte yaşama kültürünü içselleştirmiş bir kent olması da Mersin’in seçilmesinde önemli bir faktör olmuştur. Ayrıca Mersin STK’ları Mersin Halkı ve genel olarak kentin çocuk istismarı konusunda son derece duyarlı olması da bir etkendir. UCİM’in gerek Mersin gerekse tüm ülkemiz için pek çok proje yürüteceğine; Türkiye’de nerde bir çocuk istismarı olsa orada yardıma koşacağına emin olabilirsiniz” dedi.
“HER ŞEYİ DEVLETTEN BEKLEMEYECEĞİZ”
Çocuğa yönelik istismar olaylarında ana görevlerinin hukuki sürece katılım olmayacağını belirten Özkan, istismar olayına karşı birçok alanda koruyucu önlemler alacaklarını belirtti. Saadet Özkan sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Ben çocuk istismarı ile mücadele etmeyi yaşayarak öğrendim. Öğrencilerimdeki ve beni arayan vakalarda şunları gördük. Çocuklar ve aileleri ilk başta yalnız bırakılıyorlar. Biz ilk önce bu boşluğu dolduracağız. Olaydan itibaren ailelerin ve çocuğun yanında olacağız. Psikolog ve psikiyatr arkadaşlarımız olacak. Şimdiden bize çok büyük talepler var. Bu noktada şuanda gerekli görüşmeleri yapıyoruz. Projelerimizde biz devletin bazı birimlerinden destek alacağız. Biz Türkiye’nin her tarafındaki dernek ve STK’lar ile de görüşeceğiz. Burada ana nokta olarak biz çocuk savunucularının her konumuzu devletten bekleyemeyiz. Kendilerimizin de bulunduğu yerlerde ve ortamlarda çocuklara hizmet etmesi gerekiyor. Biz borada bazı projelerimizi hazırlayıp sunduktan sonra okullarda, Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve diğer STKlar ile birlikte çocuklara ve kadınlara pozitif ayrımcılık yapacağız. Devletin kendi birimlerine de burada destek sunabilir miyiz? Sorusunun cevabını sürekli olarak arayacağız. Çocuk istismarı ile gelen tüm ihbarları değerlendireceğiz. İlk olarak ailelerin yalnız olmadıklarını onlara hissettireceğiz.”
“MERSİN’DEKİ MÜCADELE İLERLİYOR AMA YETMEZ”
Çocuklara yönelik cinsel istismara yönelik başlatılan mücadelenin hukuki ayağında Mersin’in diğer illere oranla daha iyi bir noktada olduğunu kaydeden Mersin Barosu eski başkanı Alpay Antmen, ise şunları söyledi. “Hukuki mücadelede özellikle Mersin özelinde önemli mesafeler kaydedildi. 2012 yılında baro başkanlığım döneminde önceki baro başkanlarımız tarafından kurulan Çocuk Hakları Komisyonu’nu bir merkez haline dönüştürmüş, Mersin Barosu içerisinde Çocuk Hakları Merkezi ve Kadın Hakları Merkezi diye birimler oluşturmuştuk. Şuanda UCİM’in kurucuları arasında bu merkezlerde çalışan avukat arkadaşlarımızda yer alıyor. Mersin Barosu, çocuk istismarı davalarında Mersin Genelinde önemli kazanımlar sağladı. Örneğin; Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin çocuk istismarı davalarına müdahil taleplerini biz yavaşça Ağır Ceza Mahkemelerine kabul ettirmeye başladık. Yani davayı izleyip davanın yönünün sağlıklı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olduk. Bununla birlikte kentteki Çocuk istismarı ile mücadelenin hukuki ayağında çok ciddi kazanımlar elde edildi. Ancak bu kazanımların sadece Mersin ile sınırlı kalmaması ve tüm Türkiye’ye yayılması gerekiyor. Sadet öğretmenin İzmir’deki çabaları, onun üç yıl boyunca tek başına çırpınması olmasaydı beklide o davanın üzeri örtülecekti. Bunları başarmamız gerekiyor. Mersin’de genel anlamda çocuk istismarı ile mücadelenin hukuki ayağı çok iyi bir seviyede olduğunu söyleyebilirim. Türkiye geneli için hukuki mücadelede Çocuk İzlem Merkezi dediğimiz kısa adı ÇİM olan ve istismar edilen çocuğun ilk olarak kolluk kuvvetleri ve savı ile karşılaştığı alanın daha da yaygınlaştırılması gerekmektedir. Çocuğun yaşadığı travmadan sonra arka arkaya aynı travmaları yaşanmaması gerekiyor. Çocuğun ifade işlemlerinin ve sağlık kontrollerinin bir kerede yapılması gerekiyor. Mağdur çocuğun, avukatlarla, savcılarla, gerekirse de mahkeme hakimi ile yüzleşmeden cam arkasından kedisine tekrar tekrar travma yaşatmadan yargılama sürecinden en ağır hasarla çıkması gerekiyor. Biz Mersin’de ÇİM kurumlarının açılmasını sağlamıştık” diye konuştu.