SES Mersin Şubesi, yaklaşan TİS görüşmeleri öncesinde yandaş sendika uyarısı yaparak, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarına mesleki ve özlük haklarının güvence altına alınması ve artırılması için sendika ayrımı yapılmasızın tek yumruk olma çağrısı yaptı.
Mehmet Nabi Batuk
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi Yönetim Kurulu, sendika binasında düzenlediği basın toplantısında, 3 Ağustos 2017 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile sendikalar arasında başlayacak 4. Dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerine karşı tüm sağlık çalışanlarını birlikte hareket etmeye çağırdı. SES Mersin Şubesi adına basın açıklamasını okuyan Eşbaşkan Özge Göncü, 2 milyondan fazla kamu emekçisini ve ailelerini ilgilendiren, toplu iş sözleşmesi görüşmeleri öncesinde kamu emekçilerinin mali ve özlük haklarının önemli bir kısmının belirleneceğinin önemine dikkat çeken Göncü, kamu çalışanlarının haklarının güvence altına alınması için birlikte hareket etmeye çağırdı.
“MEMUR-SEN’İN BAĞIMSIZ OLMADIĞI HERKES TARAFINDAN BİLİNMEKTEDİR”
Konuşmasında 4688 sayılı yasa başta olmak üzere Türkiye’deki mevzuat ile belirlenmiş olan kamu görevlileri toplu sözleşme süreçlerinin gerçek bir toplu sözleşme ve grev hakkını kapsamadığını belirten Özge Göncü, “Gerçek bir toplu sözleşmeden bahsedebilmek için TİS’e taraf olan sendikaların iktidardan ve sermayeden bağımsız olması gerekmektedir; oysa ülkemizde yetkili sendika olan ve TİS’i imzalayan Memur-Sen’in böyle bir bağımsızlığı olmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Yine gerçek bir toplu sözleşmeden bahsedebilmek için olmazsa olmazlardan biri olan sendikal örgütlenme özgürlüğünün Türkiye’de olduğunu söylemek mümkün değildir. Ve yine gerçek bir toplu sözleşme için grev hakkının yasal olarak tanınmış olması ve bu hakkın kullanılabiliyor olması gerekmektedir. Uluslararası sözleşmelerde de tanınan bir hak olan grev hakkının, Anayasanın 90. Maddesi gereğince tanınması ve iç mevzuata uyarlanması gerektiği halde ve grev hakkının olduğuna ilişkin AİHM kararları da dâhil olmak üzere yüzlerce mahkeme kararı olmasına rağmen iç mevzuatta bir düzenleme yapılmamakta ve grev hakkı engellenmeye çalışılmaktadır, bu hakkı kullananlara yönelik baskılar da devam etmektedir. Sendikamız, bir sendikal hak olarak grev hakkını kullanmaktadır, kullanmaya da devam edecektir. Bu nedenler başta olmak üzere Türkiye’de kamu alanında gerçek bir toplu sözleşme hakkından bahsetmek mümkün değildir” dedi.
“İKTİDARLARIN SENDİKALAR ÜZERİNDEKİ HER TÜRLÜ İLİŞKİSİ-TARAFGİRLİĞİ VE BASKISI ORTADAN KALDIRILMALIDIR”
Sağlıklı bir TİS sürecinin işletilmesi için 4688 sayılı yasa başta olmak üzere gerçek bir toplu sözleşmenin önündeki tüm yasal ve fiili sınırlılıklar kaldırılması gerektiğini ifade eden Göncü, görüşmelerin OHAL döneminde yapılacağı uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Uluslararası sendikal haklara ve sözleşmelere uygun olarak mevzuat yeniden düzenlenmeli; sendikal örgütlenme özgürlüğü sınırsız olarak sağlanmalı ve güvence altına alınmalı; iktidarların sendikalar üzerindeki her türlü ilişkisi-tarafgirliği ve baskısı ortadan kaldırılmalıdır. Sendikamız, gerçek bir toplu sözleşme hakkı için fiili mücadelesini sürdürecektir. Bu yıl gerçekleşecek olan toplu sözleşme görüşmeleri OHAL koşullarında, sendikal faaliyetler ve kamu emekçilerinin üzerinde baskının alabildiğine arttığı, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin sorunlarının artarak biriktiği, ayrıca haklarımıza yönelik yeni kapsamlı saldırıların gündemde olduğu bir süreçte gerçekleştirilecektir. KHK’lar ile 100 binden fazla kamu emekçisinin bir gecede, herhangi bir gerekçe dahi gösterilmeden ihraç edildiği ve kamu emekçilerinin iş güvencesinin fiilen ortadan kaldırıldığı bir süreçte gerçekleşecektir.”
“TALEPLERİMİZ AÇIK VE NET”
TİS görüşmelerinde SES olarak, çalışmalarına devam ettiklerini belirten Eşbaşkan Özge Göncü, SES Mersin Şubesi olarak taleplerini şu cümlelerle açıkladı: “Gerçek bir toplu sözleşme ve grev hakkı için, KHK’lar ile hukuksuz şekilde ihraç edilen kamu emekçilerinin işlerine geri dönmeleri için, Sendikal haklar üzerindeki her türlü baskının kaldırılması için, İş güvencemize yönelik her türlü saldırıya, kamu personel rejiminde bu yünde yapılmak istenen her türlü düzenlemeye karşı iş güvencemize sahip çıkmak için, İnsanca yaşayacak bir ücret için, Temel ücretimizin artırılması için, Ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması için, Fiili hizmet süresi zammı/ yıpranma hakkının oyalama konusu olmaktan çıkartılması, torba yasayla gizlice değil emekçilerin istediği şekilde çözülmesi için; geçmiş çalışılmış yıllar dahil edilerek bir düzenleme yapılması, ayrım gözetmeksizin tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri yıpranma payından yararlandırılması ve yıpranma payından ne şekilde yararlanılacağının yapılan işe, çalışma alanı ve koşullarına göre, yıpranma derecesine göre kademelendirileceği bir şekilde düzenlenmesi için, 24 saat açık, ücretsiz ve anadilinde kreşler sağlanması için, Sağlıkta şiddet yasası çıkartılması için, Performans sisteminin kaldırılması için, Kadın sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine uygulanan ayrımcılık, mobbing, baskı ve şiddete son verilmesi için, Yönetim kademeleri için pozitif ayrımcılık ilkesi gözetilerek kadın kotaları getirilmesi için, Sağlıkta cepten ödemelerin kaldırılması için, Sosyal hizmeti bir “lütuf” haline getirilen uygulamaların kaldırılması için, Sağlık ve sosyal hizmetlerin kamusal hizmetler olarak ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde sunulması için toplu sözleşme görüşmeleri sürecine en etkili şekilde katılmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
“BİRLİKTE YÜRÜYELİM DİYORUZ”
Son olarak Mersin’deki tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarına mesleki ve özlük haklarının güvencesi için birleşmeye çağıran Göncü, “Olağanüstü koşullarda, ama emekçilerin birlikte mücadelesi ile her türlü zorluğu ortadan kaldıracağına olan bilincimizle; grevleri yasaklandığında yasağa karşı mücadele eden cam işçilerinden aldığımız umutla, adalet talebiyle yollara düşen binlerce insanda aldığımız enerjiyle, yaşamak ve yaşatmak için mücadele eden sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinden aldığımız kararlılıkla, kamu emekçilerinin yıllara dayanan mücadele deneyiminden aldığımız güçle toplu sözleşme sürecinde sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin seslerini güçlendirecekleri bir çalışma için yola koyulduk ve haklarımız için, gerçek bir toplu sözleşme için “birlikte yürüyelim” diyoruz… İşyerlerinden başlayarak üyemiz olan olmayan tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini bu süreci birlikte örgütlemeye, birlik olmaya, ses olmaya, güç olmaya, haklarımızı alana kadar mücadele etmeye çağırıyoruz” diye konuştu.