7 yıldır ücretlerine zam yapılmadı


 

Yıllardır ücretlerine zam yapılmayan, sürekli olarak ek iş yükü getirilen, yetkili sendikaları bile olmayan aile hekimleri, bu yılki toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinde çalışma koşullarının düzeltilmesini ve aldıkları ücretlerin artırılmasını istiyor.

Mehmet Nabi Batuk

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile sendikalar arasında Ağustos ayında başlayan 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde; 2010 yılından beridir aynı ücretle çalıştırılan, görevleri olmamasına rağmen birçok ek iş yükü getirilen ve yetkili sendikaları bile olmayan, aile hekimleri de hatırlanmak istiyor. Türkiye’deki ilk basamak sağlık hizmeti olarak kurgulanan ancak ciddi teknik ve altyapısal eksiklikler ve yetersizlikler içersinde hayata geçirilen Aile hekimleri, kendileri için artık güvenceli bir çalışma sisteminin sağlanmasını bekliyor. 2010 yılında Aile Hekimliği uygulamasının başladığı Mersin’de ise aradan geçen 7 yıla rağmen gelinen süreci değerlendiren Aile Hekimleri Derneği Mersin Şube Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Selçuk Fidan, aile hekimlerinin en büyük beklentilerinin eşit ücret ve yıpranma payı olduğunu kaydetti.

“MAAŞLARIMIZA 7 YILDIR ZAM YAPILMADI”

Aynı zamanda Mersin’in Yenişehir İlçesinde bulunan Hürriyet Aile Sağlı Merkezi’nde çalışan Dr. Fidan, “Aile hekimleri yıllardır aradan geçen enflasyon farklarına ve giderlerin artması ve gider kalemlerine gelen zamlar, ilave iş yüklerimize rağmen aynı ücretlerle sağlık hizmeti sunmaya çalışıyorlar. Aile hekimlerinin aldığı ücretler diğer hekimlere oranla artık yüzde 35’i bulan oranlarla bir erozyona uğruyor. Kendimden örnek vermem gerekirse ilk başladığımda aldığım ücretten daha az bir ücret alıyorum. Bir örnek vermem gerekirse ilk başta çalıştırdığımız iki tane temizlik görevlimiz, iki tane ebe hemşiremiz var. İlk başladığımızda asgari ücret 650 Lira’ydı. Şuanda asgari ücret 1400 Lira’ya çıktı. Fakat biz aynı ücretlerle bu arkadaşlarımızın zamlarını karşılayarak, elektrik, su ve diğer teknik giderleri karşılayarak bir gelir kaybına uğruyoruz. Burada nereden bakarsak hekimlerin yüzde 35 ila yüzde 40 arasında bir gelir kaybına uğruyor. Ufuğa baktığımızda yeni bir artışta görünmüyor. Sendikalar bizim adımıza karar veriyorlar ancak biz tam olarak bu görüşmelere dahil değiliz. Yetkili bir sendikamız olmadığı için sesimizi duyuramıyoruz” dedi.  

“ÖLÜ MUAYENESİ İŞLEMLERİ ASIL SAHİBİ OLAN BELEDİYE HEKİMLERİNE GERİ VERİLSİN”

İş koşullarına ilişkin olarak Aile Hekimlerinin taleplerini anlatan Dr. Selçuk Fidan, “Biz sağlıkta ilk basamak hizmetlerini üstlenmiş durumdayız. Birinci basamakta belirlenen sağlık hizmetlerini layıkıyla yapmaya çalışıyoruz ancak günümüzde daha önce beşten fazla kişinin yaptığı hizmeti bir ebe ve bir aile hekimi vermeye çalışıyor ve sürekli olarak bu hizmetlere ilaveler yapılıyor.  Her geçen gün iş yükümüz daha da artıyor. Bunun dışında görevimiz olmayan hizmetleri yapmak zorunda bırakılıyoruz. Örneğin bir belediye hekiminin görevi olan ölü muayenesi ve defin belgesi düzenleme işini yine nöbetleşerek Aile Hekimlerinin üzerine yıkmış durumdalar. Bu konuda açmış olduğumuz ve kazandığımız davalar var. Belediye yönetimlerini de burada duyarlı olmaya ve işin asıl sahipleri olan Belediyeleri bu işi üstlenmesini bekliyoruz” diye konuştu.

“SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI’ BİR AN ÖNCE ÇIKMALI”

Aile Sağlığı Merkezlerinin hastaneler gibi kurgulanmadığını ve birçok güvenlik açığının bulunduğunu sözlerine ekleyen Dr. Selçuk Fidan, “Bir hekim bazen tek başına bir Aile Sağlığı Merkezi kurmak zorunda kalıyor. Bir ebe arkadaşımız ve acil tıp teknisyeni ile beraber bu hizmetleri vermeye çalışırken hiçbir güvenlik önlemini alamıyoruz. Aile hekimleri tek başlarına, birinci basamak sağlık hizmetlerini vermeye çalışıyorlar. Buda vatandaşların artan taleplerinin hekim üzerinde bir baskı mekanizmasına dönüşmesine neden oluyor ve sonuçta hekimlere dönük bir şiddet ortaya çıkıyor. Sağlık Bakanlığı’nın politikaları arasında ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ çıktı çıkacak deniyor ama hiçbir zaman da vatandaşa caydırıcı olabilecek önlemler alınmadığı gibi; giderek şiddet oranları artıyor. Örneğin geçtiğimiz ay bir örneğini yaşamıştık. Bir aile hekimi arkadaşımız kendi aile sağlığı merkezinde hiç tanımadığı bir misafir hasta tarafından bıçaklı bir saldırıya uğradı. Bizler her zaman aile hekimi arkadaşlarımızı destekliyoruz ama bunun çözümü sadece bu olmamalı. Bakanlığı’nın caydırıcı yasalar çıkartması gerekiyor.

“HEKİMLERE ARTIK YIPRANMA PAYI HAKKININ VERİLMESİ GEREKİYOR”

Son olarak Bizim meslektaşlarının en büyük taleplerinden bir tanesinin yıpranma payı olduğunu kaydeden MAHDER Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Selçuk Fidan sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Örneğin ben mesleğimde 28 yılımda çalışmaya devam ediyorum. Hizmet anlamında emeklilik hakkımı elde ettim ancak yaş sınırı nedeniyle beklemeye devam ediyorum. Hekimlere artık yıpranma payı hakkının verilmesi gerekiyor. Aldığımız ek ücretlerin emekliliğimize yansıtılması gerekiyor. Biz emekli olduğumuzda aldığımız ücretlerin 4’te 1’i kadar bir ücret ile yaşamımızı devam ettirmek zorunda kalıyoruz. Kısacası hekimler ölene kadar çalışmak zorunda kalıyor. Son olarak tüm meslek gruplarımız için tek bir mesajım olacak, hangi meslekte olursak olalım kendi meslek örgütümüze sahip çıkalım. Kendimize yakın bulduğumuz sendikalarımız var haklarımızı toplu olarak aramaya çalışalım. Çünkü ferdi olarak bir sonuca ulaşmayız.”



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA