Aktif yaşa alzheimer olma!


 

Dünya Sağlık Örgütü’nün son 10 yılda gündemde üst sıralara taşıdığı aktif yaşlanma için Mersin yaptığı çalışmalarla öne çıkıyor! Mersin’in ödüllü tıpçısı Prof. Dr. Aynur Özge, uyarıyor; “Yaşlanma doğumda başlar. Aktif yaşa alzheimer olma!”

Hediye Eroğlu - Mehmet Nabi Batuk

Türkiye’nin ilk yaşlı yaşam merkezini kuran Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi, aktif yaşlanmaya yönelik yaptığı çalışmalarla da öncü rol üstleniyor. Merkezin başındaki isim olan Mersin’in ödüllü tıpçısı ve Dernek Mersin Şube Başkanı Prof. Dr. Aynur Özge, aktif yaşlanma ile ilgili merak edilenleri gazetemize anlattı.

“Yaşlanma doğumda başlar” uyarısı yapan Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şube Başkanı Prof. Dr. Aynur Özge, “Aktif yaşa alzheimer olma!” diyerek, aktif yaş almak isteyenleri merkeze çağırdı.

‘MADEM BİR HASTALIĞI TEDAVİ ETMEK BU KADAR ZOR, ONU ÖNLEMEYE ODAKLANALIM’

SORU: Aktif yaşlanma, yaş alma nedir?

A. ÖZGE: Aktif yaşlanma konusu Dünya Sağlık Örgütü’nün son 10 yılda giderek gündemde daha üst sıralara taşıdığı bir konu. Çünkü artık tıp dünyası şunu fark etti; bir takım hastalıkları fark edip, o hastalıkların sebebini ortadan kaldırmak hastada aynı oranda yaşam kalitesi artışı sağlamıyor. Örneğin alzheimer hastalığında beyinde plaklar, yumaklar olduğunu görüyor ve ilaçlar geliştirerek, plakları, yumakları düzelttik. Ama hasta biyolojik olarak eski sağlığına dönemeyebiliyor. İşte gerçeğin birbiri ile örtüşmesi yani gelişimsel süreçlerde oluşan rahatsızlığı, gelişimsel olarak müdahale etmek gerekiyor. Beyninizde bir damar tıkandığında, içeriye girip pıhtıyı erittiğinizde sürdürülebilirliği sağlıyorsunuz ama aynı damar zaman içinde yaş yavaş tıkandığında böyle bir şansınız olmuyor. O zaman uygulayacağınız tedavinin de zaman içindeki mevzuya müdahale edecek kabiliyette olması gerekiyor.

Tıp dünyasında genel olarak anlık olaylara anlık çözüm konusunda yaşanan çarpıcı, umut verici gelişmeler, kronik dediğimiz zaman içinde oluşan rahatsızlıklar için maalesef henüz geçerli değil. Bunun için hepimizin yani tıp mensuplarının öğrenmesi gereken, kavrayıp çözüme kavuşturmamız gereken pek çok olay var.

Dünya Sağlık Örgütü de bunu fark etti ve ‘madem bir hastalığı tedavi etmek bu kadar zor, onu önlemeye odaklanalım’ dedi. Bu nedenle aktif yaş alma diye bir konsept çıktı.

“YAŞLANMA DOĞUMDA BAŞLAR, KİŞİYEÖZEL REÇETELERE İHTİYAÇ VAR”

SORU: Yaşlanma ne zaman başlar?

A. ÖZGE: Yaşlanma doğumda başlar. Yaşlanma öyle 65 yaşından sonra başlamaz. Doğumda başlayan yaşlanma sürecinde sizin genleriniz yani ailenizden edindiğiniz genetik mirasınız büyük önem taşır. Ayrıca çevre faktörleri de diğer bir etkendir.

Bu nedenle bu tür olaylarda kopyala yapıştır reçetelere değil, kendi genetik mirasımıza, kendi yaşam şeklimize özel çözümler üretmeliyiz.

Herkes kendi yetişme şekline yani doğduğu coğrafyaya, kültürüne, damak tadına göre kendi reçetesini kendi oluşturmalı. Bizim doktor olarak reçete verip, ‘şunu yiyip, için’ herkes için en iyisi budur’ deme gibi bir durumumuz olamaz.

Örneğin elimizde 38 beden muhteşem bir Yıldırım Mayruk elbisesi var. Bu elbiseyi her bireye giydirebilir miyiz? Her bireyde aynı uyumu alabilir miyiz? Hayır. Bu elbisenin kötü olduğu anlamına gelmiyor ama sizin bunu bireyselleştirmeniz gerekiyor.

Genelde medyada veya farklı kanallarda; ‘günde 3 tane ceviz, 5 gram bundan, 2 gram şundan yiyin’ gibi reçeteler dillendiriliyor. Böyle bir şey yok.

 

DOĞRU BESLENME VE EGZERSİZ ŞART!

SORU: Nasıl aktif yaşlanabiliriz?

A.ÖZGE: Ama özünde; doğru beslenmeli, zihinsel ve fiziksel egzersiz yapmalıyız.

Aktif yaşlanmada beslenme için Akdeniz diyeti önerilebilir. Örneğin; tahılların işlenmemiş şekilde ön plana çıktığı, bakliyatlar ve deniz ürünlerinin ağırlıklı olduğu, katı yağların değil sıvı yağların, sebze ve meyvelerin ağrılıklı olduğu, örneğin hamurlu bir tatlının yerine meyve tatlısının, bunu içine şeker yerine bal veya ekmez koymak bu diyetin başlıca bölümleridir.

Egzersiz kısmında ise bunu bir alışkanlık haline getirmek gerekiyor. Uluslararası araştırmalara göre; haftada iki serfe yarım saatlik kalp ritminizi iki katına çıkarmayan bir egzersiz yapmak gerekiyor. Bunu yapmak kişiyi, yapmayanlara göre alzheimer olma riskine karşı 3,5 kot koruyucu ki bu da az bir rakam değil.

Bir şeyi değiştirmek çok zor. 60-70 yaşındaki bir insana; bulmaca çöz, günlük yarım saat yürüyüş yap demek çekici değil, ev ödevi gibi geliyor. Ama insanların ilgi alanları çerçevesinde bir uğraş ile meşgul olmaları ödev gibi olmuyor. Birisi için yürümek diğeri için yüzmek çok zevklidir ama sevene… Bir başkası bahçe ile ilgilenmeyi seviyordur. Burada da aynı şey geçerli; tek bir formülü uygulamamalıyız. Bunu güne yayarak da yapabiliriz.

Zihinsel egzersiz ile ilgili ise çok güzel çalışmalar var. En büyük ve en önemli nokta; kişinin yaptığı egzersizin ne kadar çok beyin alanına hitap ettiği. Örneğin görmek, duymak, dokunmak, hissetmek, içmek, konuşmak gibi pek çok eylemi barındıran bir aktivite, egzersiz yapmak bizim için elzem. Örneğin bulmaca en bilindik zihinsel egzersizdir ama işte bununla sınırlı kalınmamalı. Beyin şebekesi zarar görmüş hastalarımıza bile rakamları birleştirdiğinizde hangi hayvanın ortaya çıkacağı ile ilgili çalışma yaptırıyor veyahut isim şehir oynatıyoruz. 

Yani olay sadece bulmaca, sudoku değil. Bunlara kötü demiyoruz bunları yapsınlar ama bunları çeşitlendirmeliler. Biraz diyalog kökenli zihinsel egzersiz yapmalıyız. Örneğin el işi yapan kadınlar desen oluşturabilir, yeni bir kazak modeli çıkarabilir.

El becerilerine yönlenebilirler. Örneğin biz Yaşlı Yaşam Merkezi’nde oryantiring oynuyoruz. Muhteşem bir şey çünkü beynin aynı anda 6 ayrı alanını çalıştırıyor.

 

ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİRİN!

SORU: Aktif yaşlanma için günlük yaşamda neler yapılabilir?

A. ÖZGE: Günlük yaşamınızda sürekli gittiğiniz yerlere aynı yoldan gitmeyerek, güzergahları değiştirerek işe başlayabilirsiniz. O kişinin adaptasyon becerisini geliştirmesine yardımcı olur. Kişinin kendisini öz değerlendirme yapabileceği, oyun şeklinde tasarlanmış birtakım endüstriyel programlar var bunlardan yararlanabilirler.

 

“NE YAPARSAN YAP AŞKLA YAP”

SORU: Aktif yaşlanmadığımızı nasıl anlarız? Belirtileri nelerdir?

A. ÖZGE: Esnekliğin azalması görülür. Yani duygusal, duyusal, motor, fiziksel esneklik azalır. Örneğin bir atım olayları planlarken veya çözümlerken ki esneklik yitirilebilir. Örneğin bir ev hanımı çat kapı gelen misafirleri serin kanlılık ile karşılayabilir ama aradan geçen belli bir süre sonra aynı durum karşısında telaşa kapılıyorsa bir aksilik olduğu düşünülmeli. Tabiî ki bir insanın 40 yaşındaki domates doğraması ile 70 yaşındaki doğrama şekli, hızı aynı olmaz ama yaşın getirdiğinden daha fazla beceri kaybı var ise burada bir sorun vardır. Örneğin biz aktif yaşlanmadığımıza dair ip ucu ararız. Ama beyin esnekliğimize daha çok dikkat etmeliyiz. Ani durumlara karşı sergileyeceğimiz adaptasyon becerimiz zaman içinde zayıflamış ise ve çok tepkisel bir durumda davranıyorsak bu bir sorundur.

Burada en güzel nokta sosyal ağlar. ‘Ne yaparsan yap aşk ile yap’ temasından yola çıkarak hareket etmeliyiz.

 

SİGARA ÖLDÜRÜR!

Öte yandan sigara içmemeliyiz. Sigarayı bırakmak için kanser olmayı, hasta olmayı beklemeyeceksiniz. Maalesef ki şuanda tütün endüstrisi şuanda bu konuda çok yoğun bir propaganda yürütüyor. Özellikle filtresiz, elektronik adı altında ‘zararsız, hatta çocuğunuza bile içirebilirsiniz’ gibi sloganlarla çok ciddi bir oyun oynanıyor. Lütfen gençlerimiz akıllı olsunlar, sigaraya başlamasınlar.

Gençlerin büyüdüklerini göstermeleri için sigaraya ihtiyaçları yok. Onlar zaten değerli birer bireyler. Sigaraya başladılar ise de bir an önce bıraksınlar.

 

ORTA YAŞTA KİLO, KOLESTEROL VE YÜKSEK TANSİYONA DİKKAT

Ayrıca tansiyon, şeker, kalp hastalarının orta yaşta sahip oldukları kilo, kolesterol, yüksek tansiyon, bir gün alzheimer olup olmayacaklarını belirliyor. Bir gün alzheimer olmak istemiyorsak orta yaşta tüm bunları düzenlemeliyiz.

Yine bu grup için mensubu olduğu sosyal ağlarda önemli. Keyif alınan, rahat olunan sosyal ağlarda olmalıyız. Hayat gayeleri, amaçları ve yorumları ile örtüşen ilişkiler kurması ama bunu da üretim odaklı yapması gerekir.

Örneğin toplumumuzda bir kıraathane kültürü var ki; bir sosyal ağ ancak hiçbir üretimin olmadığı bir yer.

Gelişmiş ülke dediğimizde demokrasi ve sosyal yaşantının ölçeklerine göre refah seviyesi en yüksek ülkelerden İskandinav ülkelerinde ortalama bir erişkin gönüllü olarak 3,5 sivil toplum kuruluşunda çalışıyor. O kişiler bağışta bulunup bu işin içinden çıkabilir, vicdanını rahatlatabilir ama bu bir kültür.

Sosyallik kıraathane kültürü değil veya evde oturup 3-4 kişinin dedikodu yapmak değildir. Üretme, sevgi odaklı, kişiyi geliştiren aktiviteler yapmalıyız. Alzheimer olmamak için gelin Alzheimer Derneği için çalışın çağrısı yapıyoruz. 

 

BU MERKEZ GENÇLEŞTİRİYOR

SORU: Alzheimer Derneği neler yapıyor, size destek olmak için neler yapılabilir?

A. ÖZGE: Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi olara kentimizde aktif yaş almaya yönelik önemli çalışmalarımız var. Bu çalışmalarımızı Tarsus, Mezitli ve Yenişehir’deki üç merkezden yürütüyoruz.

Tarsus’ta belediye ile birlikte planladığımız ve hayırsever Ülker Aydın tarafından finanse edilen Ülker Aydın Yaşlı Dayanışma Evi’nde, Tarsus melekleri dediğimiz gönüllü ekibimiz, hafta için 5 gün çeşitli aktiviteler yapılmasını sağlıyorlar.

Yine Mezitli’de de belediye işbirliği ile Gülbahar Özmen Aktif Yaş Alma Evi’nde, Mezitli kıdemlilerimiz etkinlikler yapılmasını sağlıyorlar. 

Emekli öğretmen ve emekli ağırlıklı gönüllülerimiz, fark yaratıyorlar. Etkinliklerimizde kimseden para alınmıyor, kimseye para verilmiyor. Ama burada insanlar ilk defa tiyatro izliyor veya dans eğitimi alıyor. Gençler geliyor, bilgiler paylaşılıyor ve gerçek bir sosyalleşme sağlanıyor çünkü çıkar çatışması yok.

Bazı hastalarımız veya hasta yakınlarımız sadece kitap okumak ile zihnini ayakta tutabileceğini düşünüyor. Ama bu yetmez. Oku kitabı ama onu birisi ile tartış.

Yaşlı Yaşam Merkezi’nde ise bu aktiviteleri bir adım daha ileri taşıyoruz. Sağlıklı yaş alan bireylere odaklanmış, terapotik hizmetlerin de verildiği bir modelle çalışıyoruz. Daha teknik destek veriyor, hasta yakınlarını da unutmuyoruz. İlgili ilgisiz pek çok insana hem alzheimer hem aktif yaşanmaya yönelik çok güzel işlere imza atıyoruz.

Yogadan oryantiringe, ahşap boyamadan ritim çalışmalarına cebinizde milyonlarca TL’niz olsa bulunamayacak hizmetler veriyoruz. Kurum psikologumuz her Perşembe Alzheimer hastası yakınlarına yönelik ücretsiz psikoterapi desteği veriyor.

Örneğin; annenizin babanızın veya eşinizin bakım yükü sırtınızda. Gelip merkezimizde bu hizmetten yararlanabilirsiniz. Bu hizmetlerin belirli bir kesime değil, herkese ulaşmasını istiyoruz. 

Tüm bunların yanı sıra geleneksel Alzheimer Eğitim Kampı düzenliyoruz. bu yıl 8.’incisini düzenlediğimiz kamp ile amacımız; hasta yakınlarına farkındalık eğitimi vermek. Hastaları ile buraya gelen bireylerden her hangi bir ücret de talep etmiyor, eğitim süresince hastaları ile biz ilgileniyoruz. Bu kamp herkese açık olup, sadece Alzheimer hastalarına yönelik değildir. Kampımız tüm Türkiye’den başvurular almaktadır ‘Beni kimse anlayamaz’ diyen birçok insan ‘bende yapabilirim’ diyerek bu kamptan ayrılıyorlar. Programımızda sadece ders anlatmıyor, sorunlarını nasıl aşabileceklerini anlatıyor, psikolojik destek veriyor, maket üzerinde hasta bakım eğitimi veriyor hatta eğlence aktiviteleri de düzenliyoruz. Akif yaşa, alzheimer olma!



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA