Üzeri kapatılmak istenen çocuk istismarına karşı alanlarda olduklarını söyleyen; Psikolog Fahriye Cengiz, “Çocuklara yönelik istismara gözümüzü, kulağımızı kapatmayacağız. Çocuklarımız bizlerin geleceği ve umududur” dedi.
Mehmet Nabi Batuk
Mersin Kadın Platformu üyeleri, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü nedeniyle SES Mersin Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya SES Mersin Şube Eşbaşkanı Özge Göncü, Mersin Cemevi Kadın Kolları Başkanı Zeynep Kaya Çavuş, Mersin Kadın Emeği Kolektifi Üyesi Canan Yüce, PSAKD Mersin Şube Sekreteri Menekşe Özer ve birçok kadın katıldı. Mersin Kadın Platformu adına basın açıklaması yapan Psikolog Fahriye Cengiz, “Yaşanan çocuk istismarını görünür kılmak ve toplumsal baskı mekanizmasını oluşturmak için alanlardayız. Çocuklara yönelik istismara gözümüzü, kulağımızı kapatmayacağız. Çocuklarımız bizlerin geleceği ve umududur” diyerek tepkisini dile getirdi.
“İSTİSMAR HEM BEDENSEL HEMDE PSİKOLOJİK OLARAK SAĞLIĞA ZARAR VERİR”
Platform olarak başlattıkları Kırmızı Balon Kampanyası ile çocuk istismarı konusunda bir farkındalık yaratmaya çalıştıklarını ifade eden Fahriye Cengiz “Çocuk istismarı, çocuğun fiziksel ya da psikolojik gelişimini olumsuz olarak etkileyen, birey olarak haklarını gasp eden davranışlardır. Geniş anlamıyla çocuk istismarı 18 yaşın altındaki çocukların ya da ergenlerin ana-babaları, anlara bakıp gözetmek ve eğitmekle görevli öğretmen, usta, koruyucu aile fertleri, vasi gibi kişiler ya da yabancı kişiler tarafından yapılan bedensel veya psikolojik olarak sağlıklarına zarar veren, fiziksel, duygusal, cinsel yada zihinsel gelişimlerini engelleyen tutum davranışlardır. Ancak yapılan bu davranışın, mutlaka çocuk tarafından algılanması ya da erişkin tarafından bilinçli olarak yapılması gerekli değildir” dedi.
Ev, okul, yurt, akraba evleri, eğitim kampları, mülteci kampları ve cezaevleri gibi güvenli alanlarda yaşanan çocuk istismarı oranlarının vahim boyutlarda olduğunu kaydeden Cengiz, “Genelde ebeveyn, akraba, bakıcı, aile dostu ve eğitmenler gibi çocuğun tanıyıp güvendiği kişiler tarafından işlenen bu suç fiziksel, cinsel, duygusal istismar ve ihmal olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm dünyada ve ülkemizde önemli bir sorun olan çocuk istismarı ve ihmali, çocuğun yalnız içinde bulunduğu dönemde değil ileri yaşlarda da olumsuz olarak etkilemektedir. Çocuk istismarında saldırganın gizli kalması, toplumun içinde yaşayan, kariyerli kişiler arasından çıkması, sinsice uzun zamana yayarak çocukla iletişim kurması, bu istismarların ortaya çıkmasını zorlaştırmaktadır. Çocukların korkudan yaşadıklarını saklaması, çocukla görüşme yapacak donanımlı uzman sayısının yetersizliği de olayların gizli kalmasına neden olmaktadır” diye konuştu.
ÖĞRETMENLER VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI BİLGİLENDİRİLMELİ
Çocuk istismarına karşı mücadelede aile ve çocuk eğitimlerinin hayati öneme sahip olduğunu belirten Cengiz sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Çocuk istismarı konusunda özellikle çocuk ve ailelerine yönelik iyi dokunuş/kötü dokunuş ve bedenleri istenmeyen davranışa izin vermeme temalı eğitimlerin verilmesi ve çocukların kendisini korumaları öğretilmelidir. Buna yönelik olarak da eğitim sistemimizde öğretmenler başta olmak üzere sağlık çalışanlarını, sosyal hizmet uzmanlarına, psikologlara da bu konuda multidisiplinler ve geniş kapsamlı eğitimler verilmelidir. Üniversiteler özellikle bu konuda çalışan merkezler ön planda olmak üzere yararlanılması gereken kurumlardır.”
Çocuk istismarı ile hukuksal mücadelenin de çok önemli olduğunu kaydeden Cengiz, “Çözüm olarak, Kanunların uygulanmasında denetimi sağlayacak mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir. Uluslararası sözleşmelere uygun olacak şekilde kanunlardaki çocuk tarifini belirleyecek bir düzenleme Adalet bakanlığından talep edilmelidir. Çocuk istismarına karşılık Mahkemelerdeki uygulamalar çocuk yararına iyileştirilmeli ve bu suça yönelik cezalar en ağır şekilde düzenlenmelidir. Erken yaşta evlenmenin sakıncalarını içeren dersler müfredata eklenmelidir. Sosyal sorumluluk projelerinin artmasına yönelik kampanyalar düzenlenmeli, insanların sıklıkla takip ettiği TV programlarında çocuk istismarı ve ihmalini içeren bilgilerin alt yazı, yazı yerleştirme ve buna benzer yöntemlerle toplum bilinçlendirilmelidir” diye konuştu.