Diş Hekimliği Günü’ne buruk giren diş hekimleri kendilerinin de Sağlık Bakanlığı’nın koruyucu hekimlik programına dâhil edilmesini isteyerek, “Ağır iş yükü altında eziliyoruz” açıklaması yaptı.
Mehmet Nabi Batuk
Türkiye’nin ilk dişçilik yüksekokulu olan “Dişçi Mekteb-i Aliyesi” Darülfünun Osmanlı Tıp Fakültesi bünyesinde 22 Kasım 1908 tarihinde kurulmasının ardından 1996 yılından bu yana her yıl 22 Kasım günü kutlanan ‘Diş Hekimliği Günü ve Ağız ve Diş Sağlığı Haftası’ etkinlikleri kapsamında Mersin Diş Hekimleri Odası Cumhuriyet alanında yer alan Atatürk büstüne çelenk sundu. Mersin Diş Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Naciye Güleç Gök ile Başkan Vekili Süleyman Yaldız tarafından gerçekleştirilen çelenk sunumunun ardından Atatürk ve Silah arkadaşları onuruna yapılan 1 dakikalık saygı duruşu ve hemen akabinde okunan İstiklal Marşı ile tören sona erdi.
“MESLEKTAŞLARIMIZ AŞIRI İŞ YÜKÜ ALTINDA EZİLMEKTEDİR”
Daha sonra konuyla ilgili olarak yazılı açıklama yayımlayan Mersin Diş Hekimleri Odası Yönetimi, kamunun diş sağlığı hizmetlerinde hem istihdamın hem de hem de yeni tesislerin arttırılması çalışmalarının hayati öneme sahip olduğu vurgulanırken, koruyucu hekimlik programları yerine döner sermaye gelirlerini artırmak üzere planlanmış tedavi edici uygulamalarının öncelenmesine tepki gösterdi. Oda yönetimi konuyla ilgili olarak “Bu tedavi planlamalarının baskısı ile kamudaki meslektaşlarımız iş yoğunlunda aşırı iş yükü altında ezilmektedirler. Bu yoğun çalışma sonucu elde edilen gelirin büyük bir kısmı da emeklilik özlük haklarına dahi yansımamaktadır. Meslektaşlarımız hasta olduklarında rapor almaya çekinir hale gelmiş, mesai sonrası çalışmayı zorla benimsemişlerdir. Hasta ve hasta yakınlarından görülen fiziki manevi şiddet artık iş kazası haline gelmiştir” cümleleri kullanıldı.
HASTALIKLAR ARTIYOR, MALİYET ARTIYOR
Sağlık sisteminde koruyucu sağlık uygulamalarına yeterince önem verilmemesi nedeniyle hastalıklarda artışlar olduğunun vurgulandığı açıklamada sağlıktaki yanlış uygulamaların sistemin ekonomik yükünü artırdığı uyarısı yaparak, “Sağlık Bakanlığı’na ait kurumlar gerek altyapı gerekse hizmet sunumu açısından son on yıllık dönemde çok hızlı bir büyüme göstermişlerdir. Bununla beraber yapılan sınırlı sayıdaki çalışma nitelik açısından bir gelişmeyi göstermemektedir. Epidemiyolojik çalışmaların sonuçları ise toplumun ağız ve diş sağlığı sorunlarının hiçbir değişim göstermediğini yansıtmaktadır. Bu açıdan Sağlık Bakanlığı’nın hizmetlere erişebilmesi ile sonuçlanmadığı görülmektedir. Sağlık Bakanlığı ağırlıklı olarak Toplum Sağlığı Merkezleri’yle yürüttüğü toplum ağız – diş sağlığı çalışmaları değerlidir. Ancak bu çalışmaların amacına ulaşabilmesi için çalışmaların sürekliliğin ve tedavi hizmetleri ile entegrasyonun sağlaması çok kritiktir. Bu anlamda serbest diş hekimlerinin de koruyucu diş hekimliği hizmetlerine her anlamda katılması, Sağlık Bakanlığı tarafından dâhil edilmesi kaçınılmazdır.
Öte yandan Diş Hekimliği Fakültelerinden mezun olan genç hekimlerin sayısı ile mevcut diş hekimi kontenjanları arasında derin bir uçurum yaşanmaya başladığının da bildirildiği açıklamada şu cümlelerle sürdü: “Diş hekimine başvuru sıklığının Türkiye’ye göre çok yüksek olduğu Avrupa Birliği’ndeki diş hekimi/nüfus oranıyla 1 diş hekimine 1433 hasta olduğunu baz alsak bile 2024 yılında bu verilerle hedef tutturulmaktadır. İşsiz diş hekimleri yaratılmaması için fakülte kontenjanlarının zamana yayılarak 2018 yılından itibaren hızla azaltılması gerekmektedir. Tüm olumsuzluklara rağmen TDB her alanda eleştirilerini ortaya koymanın yanı sıra çözüm önerilerini de getirerek toplumcu bir diş hekimliği tanımı yapmaya çalışmakta, bu önerilerini bilimsel araştırmalarla adım adım desteklemektedir.”