Mersin’in Gülnar ilçesi Büyükeceli Mahallesi Akkuyu mevkiinde kurulmak istenen Akkuyu Nükleer Güç Santrali için verilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nun iptaline ilişkin Danıştay 14. Dairesi’nde devam eden davanın duruşması görüldü. Davayı CHP Mersin Milletvekilleri Prof. DR. Aytuğ Atıcı ve Dr. Hüseyin Çamak ile Mersin Nükleer Karşıtı Platform Dönem Sözcüsü Alpay Antmen ile platform bileşenleri takip etti. Avukatların savunma yaptığı duruşmada uzmanlarda dinlenerek, nükleer santralin yaratacağı tehlikeler ve risklere dikkat çekildi. Mahkeme heyetinin kararını önümüzdeki günlerde açıklaması bekleniyor.

“ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ADALET ARAYIŞIMIZIN NETİCELENMESİNİ BEKLİYORUZ”

Türkiye Barolar Birliği ile birlikte onlarca kurumun, yüzlerce yurttaşın davacı olduğu toplam 17 dosya ile görülen ÇED Raporu iptali davası kapsamında, 11 Temmuz 2016 tarihinde proje sahasında keşif yapıldığını anımsatan Alpay Antmen, “Türkiye-Rusya arasında imzalanan anlaşma kapsamında kurulmak istenen nükleer santral projesine ilişkin ÇED raporuna dair teknik ve hukuki itirazlarımızı Danıştay 14. Dairesi mahkeme heyetine tekrar anlattık. Uzman görüşlerini yeniden önlerine koyduk. Davada karar aşamasına gelindi. Önümüzdeki günlerde adalet arayışımızın neticelenmesini bekliyoruz” dedi.

‘BEN YAPTIM OLDU’ OLMAZ!

Türkiye’nin, Mersin’in davası olan bu duruşmanın halkın en önemli gündemi olduğunu, olması gerektiğini işaret eden Antmen, “Nükleer santral inşaatı ‘ben yaptım oldu’ mantığı ile harekete edilemeyecek kadar hassa, tehlikeli ve önemli bir konudur. Halkın karşı çıktığı bir proje bu kadar riske ve tehlikeye rağmen yapılmamalı, halkın sesine kulak verilmelidir. Toplumsal uzlaşının, halkın endişelerinin ve geleceği tehdit edecek böyle bir yatırımın ısrarla yapılmak istemesi kazanca değil kayıplara neden olacaktır. Halk adına bu mücadele hukuksal arenada en aktif şekilde yürütülmektedir. Ancak bu yeterli değildir. Toplumsal tepkinin daha etkin bir şekilde sergilenmesi yürütülmesine ihtiyaç vardır. Bu anlamda tüm ülkenin ortak tepki vermesi önemlidir. Mersin için değil, Türkiye için, dünya için doğaya, Akkuyu’ya sahip çıkmak zorundayız. Akkuyu, Fukuşima olmasın! Çocuklarımıza, gelecek nesillere yaşanabilir., sürdürülebilir bir yaşam bırakma sorumluluğumuz olduğunu unutmamalıyız” diye konuştu. (bülten)