Mehmet Nabi Batuk

IŞİD Terör Örgütü tarafından 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı’nda gerçekleştirilen ve 109 yurttaşın hayatını kaybettiği bombalı saldırının ardından, katliamın 2. yıldönümünde Mersin Üniversitesi Kampusu içerisinde, basın açıklaması gerçekleştirerek saldırıyı protesto eden 3 öğrenci hakkında ‘Okulun huzurunun bozmaya yönelik faaliyette bulunulduğu’ gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. MEÜ öğrencileri Ali Deniz Uzatmaz, Şebnem Yurtman ve Elif Kanlıoğlu hakkında açılan soruşturmaya tepki gösteren öğrenciler, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Öğrenciler adına açıklama yapan Ali Deniz Uzatmaz, soruşturmaya konu olan basın açıklamasının ardından sadece bir dakika boyunca alkışlayarak ses çıkartıldıklarını söyledi. Açıklamadan bir buçuk ay sonra kendilerine MEÜ Rektörlüğü tarafından soruşturma başlatıldığını aktaran Uzatmaz,  MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı’ya kayyum diye seslenerek; “Rektörlük seçimlerinde 3. Olan ve daha sonra Cumhurbaşkanı tarafından Mersin Üniversitesi’ne atanan Kayyum Rektör Ahmet Çamsarı göreve geldiğinden bu yana bilimi, aklı savunan 170 üniversiteliye uzaklaştırma vermiştir. Yine aynı şekilde barış imzacısı olan birçok akademisyenin sözleşmelerini yenilemeyip işsiz bırakılmıştır. Bizler Ahmet Çamsarı’nın ilerici, aydın ve yurtsever akademisyen ve öğrencileri okuldan uzaklaştırma derdini çok iyi biliyoruz” diye konuştu.

“REKTÖRLÜĞÜ UYARIYORUZ”

Açıklamanın devamında MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı’ya sert sözlerle yüklenmeye devam eden Ali Deniz Uzatmaz, “Rektörlüğün derdi, siyasal iktidarın yaratmaya çalıştığı sorgulamayan, toplumun değil sermaye çıkarına bilgi üreten, kendi kariyerinden başka bir şey düşünmeyen, memleketin sorunlarından uzak olan, doğasına yabancılaşmış, haksızlıklara ve hukuksuzluklara boyun eğer bir gençlik kuşağının kurucu görevini üstlenmektir. MEÜ Öğrencileri olarak şunu belirtmek istiyoruz: Koltuklarınızda daha rahat ve uzun oturmak için kurduğunuz hayaller kirli düşüncelerinizle birlikte tarihin en karanlık sularında akıp gidecek. Çünkü bizlerin bu memlekette karşı sorumlulukları var. Bu ülkeyi karanlığa sürükleyenlere karşı vermeye çalıştığımız ve bundan sonrada vereceğimiz mücadelemiz var. Çıkarın, kirli ilişkilerin değil paylaşımın, dayanışmanın, umudun ve direngenliğin verdiği inanç var. Onurlu ve insanca yaşamı kurma hayali ve bugünden inşa etme pratiğimiz var. Ne üniversite size biat eder ne de bu memleketin gerçek sahipleri. Tüm bunların ışığında Mersin Üniversitesi rektörlüğünü buradan uyarıyoruz” dedi.