Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni 2014 seçimlerinde MHP’ye kaptıran CHP’li Başkan Macit Özcan’ın başarısızlığına yönelik hesabın ödendiğini açıklayan Milletvekili Atıcı, “Halk 2014-2019 arasında MHP’nin çalışmalarını beğenirse bu partiyi yine desteklesin. Ama beğenmez ise CHP’li belediyelere baksın”
Hediye Eroğlu – Mehmet Nabi Batuk
Ülke genelinde 2019 yılında yapılacak seçim için çalışmaların startı verilirken Mersin’de de gündem bu yönde hareketlendi. Birçok isim saha çalışması yaparken kentte CHP ve MHP arasındaki yarış şimdiden hareketlenmeye başladı.
Gazetemizi ziyaret eden CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, yaptığı önemli açıklamaların yanı sıra sorularımızı da yanıtladı. Özellikle seçim sürecine dair çarpıcı açıklamalar yapan Atıcı’nın, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan’ın, kent yönetimini MHP’li Burhanettin Kocamaz’a kaptırması ile ilgili “O hesap ödendi” açıklaması büyük ses getirdi.
“AKP İKTİDARINDA DOLAR BAZINDA 4, AVRO BAZINDA 5 KAT FAKİRLEŞTİK”
SORU: Sizce ülkenin en önemli sorunu nedir?
A. ATICI: Kim ne dersin Türkiye’nin en önemli sorunu ekonomi, ikinci önemli sorunu ise işsizliktir. Bu nedenle ekonomik sıkıntılar ülkenin sorunu olmaya devam ediyor. Bütçe görüşmelerinin komisyon aşaması tamamlandı gördük ki tüm bakanlıklar hepsi aynı tornadan çıkmış gibi, ‘2002 yılında böyle devraldık bugün bu durumdayız’ diyorlar. ‘Son 4 yılda ne yaptığınızı söyleyin’ diyoruz, ‘2002 yılında şöyle devralmıştık biz rakamları böyle yaptık’ diyorlar. Çünkü son dört yılda ürettikleri gözle görünür bir hizmet söz konusu değil. Vatandaş ise ‘ay sonunu getirebilecek miyim?’ diye debelenip duruyor.
Siz hükümeti devraldığınızda Dolar ne kadardı, şimdi ne kadar? Paradan sıfırları atmak bu hükümetin aldığı önemli bir karardı, destekledik ve Türk Lirası güçlü bir konuma geldi. Sonra 2006 yılı başlarıydı 1 Dolar; 1.23 TL,1 Avro ise 98 kuruştu. Yani o dönemde TL EURO’dan 2 kuruş daha güçlüydü. Hükümet değişmedi, bunca yıl tek başınıza kimse karışmadan uğraşıp duruyorsunuz. Ben burada sormak istiyorum, bu dönemde istikrarlı bir şekilde Dolar ve Avro neden bu kadar yükseldi. Dolar o dönemde 1,23’ten şimdi 4 liraya dayandı. Avro 2 kuruş geriden geldi bugün 5 TL’ye dayandı. Burada başka hiçbir ekonomik veriye gerek yok. Biz AKP iktidarında dolar bazında 4, Avro bazında 5 kat fakirleştik.
“ZENGİNLER ARTARKEN FAKİRİN MAAŞI DÜŞÜYORSA BU DA İHANETTİR”
SORU: Toplumun refah seviyesi arasında ki uçurum büyüyor. Zengin daha zengin fakir daha fakir hale geldi. Ne yapmak gerekiyor?
A. ATICI: Zenginlerimizin sayısının artması bizi gocundurmaz, gururlandırır. Fakat zenginler artarken fakirin maaşı düşüyor, aradaki fark açılıyorsa bu da ihanettir. AKP’ye hiçte uzak olmayan Türk-İş’in belirlediği rakamlara göre açlık sınırı 2017 Ekim ayı itibariyle 1537 TL’dir. Türkiye’de asgari ücret ise 1404 Lira’dır. Bu verilere göre Türkiye’de asgari ücret ile geçinen insanların tamamı aileleriyle birlikte açlık sınırının altında yaşıyor. Yoksulluk sınırında ise veriler 5030 TL’yi gösteriyor. Kim ailecek 5030 TL kazanıyor? Bu veriler Türkiye’de yaşayan insanların yüzde 90’nın yoksulluk sınırının altında yaşadığının göstergesidir.
“SAVAŞIN NİMETLERİ İKTİDARIN ÇOK HOŞUNA GİTTİ”
SORU: Türkiye’nin en önemli sorunun ekonomi olduğunu söylediniz, ülkenin sürekli olarak bir savaş ortamına sokulması birazda bu ekonomik sorunları gölgede bırakmak için mi?
A. ATICI: Maalesef iktidar savaşın nimetlerini 7 Haziran seçimlerinden sonra test etti ve bu sonuçlar onun çok hoşuna gitti. Hükümetin kurulamadığı o dönemde terör inişe geçmişti ve hükümetin kurulma aşamasında AKP ile CHP bir araya geldiğinde birden bire silahlar patlamaya başladı. Sonra Suruç’ta iki polisimiz öldürüldü. Arkasında Gar katliamı ile ülkemiz adeta kan gölüne döndürüldü. O dönemin yöneticileri çıktı utanmadan; ‘hey millet siz istikrarı değil kaosu seçtiniz’ dedi. Bilerek seçimli hükümeti kurdurmadılar sonrada tekrar bir seçime gittiler. Terörün hortlaması ile halk yönünü AKP’ye döndü ve iktidarın oyları yüzde 41’den yüzde 49’a çıktı. Bu durum AKP’nin çok hoşuna gitti. ‘Halk baskı ve kaostan korkuyor, terör istemiyor biz bunu kullanmaya devam edelim’ dediler. Sonra hemen arkasından o alçak, hain, kalleş 15 Temmuz Darbe Girişimi yaşandı. O gece Cumhurbaşkanı’nın “Bu darbe bize Allahın bir lütfüdür” sözlerini kimse unutmasın.
7 Haziran 2015 tarihindeki bu seçimde yüzde 41’e oyları düşen AKP şiddetin kendilerine yaradığını görünce böyle bir hain darbeyi kendilerine bir lütuf olarak gördü ve derhal mağduru oynamaya başladı. Açıkçası da bu darbe girişimini de kendilerine malzeme olarak kullanmaya başladı. Biz boşuna buna kontrollü darbe demiyoruz. Biz bunu derken insanlar bizi yanlış anlamasınlar. Biz bu darbeyi Tayyip Erdoğan yaptırdı demiyoruz. Bu darbenin arkasında AKP var demiyoruz. Açıkça söylüyoruz ki bu bir kontrollü darbedir.
SORU: Neden bu bir kontrollü darbedir diyorsunuz?
A. ATICI: Çünkü bir darbe girişimi yapılacak diye Milli Güvenlik Kurulu’nun kayıtlarında belirlemeler var. Bu durumdan Cumhurbaşkanı ve devletin üst kurumlarında olanların haberi yok muydu? Her defasında ‘burada FETÖ’cü yapılanma var, bunları ihraç edelim, rahat durmuyorlar’ denildiğinde, ‘hayır onlar dini bütün kardeşlerimizdir’ diyerek şerh notu düşenler ve bunları ihraç etmeyen AKP yöneticilerinin kendileridir. Darbenin önceden bu yöneticilere haberi gelmişti. Biz danışıklı dövüş demiyoruz. Darbe başladığında önlenebilir veya kontrol altına alınabilir miydi? Evet! Uzmanlarda bunun olabileceğini söylüyorlar. Peki, neden 250 vatandaşımızın şehit olmasına kadar iş uzatıldı? Bu vatandaşlarımızın tırnağına bile zarar gelmemeliydi. Bir savaş uçağı geldiğinde neden başka bir savaş uçağı onları engellemedi. Saatlerce havada dolaşan uçak olur mu?
OHAL 2018 SEÇİMLERİNE KADAR BİTMEYECEK
SORU: Siz bu OHAL’in ne kadar daha uzatılacağını düşünüyorsunuz?
A. ATICI: OHAL bence 2019 seçimlerine kadar bitmeyecek. Çünkü bütün muhaliflerin susturulmasının kolay bir aracı bulundu; OHAL. Kentimizde nükleer santral için insanlar barışçıl bir eylem yapmak istediler. Bedenleri ile nükleere hayır yazmak istediler. Ama Mersin Valiliği buna izin vermedi. Güvenlerini sağlayamazlarmış. Yahu siz 10 Kasım’da binlerce insanın güvenliğini nasıl sağladınız?
Açıkça yalan söylüyorlar. Muhalif olan herkesi susturmaya çalışıyorlar. Her ay barışçıl gösterilerin yapılacağı etkinlikleri yasaklayıp, eylem yasağını uzatıyorlar. O yüzden bu OHAL süreci onların çok hoşuna gitti ve ben OHAL’in genel seçimlere kadar uzatılacağını düşünüyorum.
TÜRKİYE BİR AN ÖNCE NORMALLEŞMELİ
SORU: Sokakta erken seçim olabilir, OHAL bu yüzden kaldırılabilir ve seçim hareketliliği piyasayı canlandırılabilir gibi söylentiler var. Siz bu söylentileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
A. ATICI: Erken seçim olur olmaz bu ayrı bir tartışma konusudur. Fakat OHAL’in kaldırılmayacağını başkanlık sistemi referandumunda test ettiler. Biz referanduma OHAL koşullarında girdik. Mühürsüz oyları, manipülasyonları bir kenara bırak, hayır oyu çıktığı halde oyların evet olarak sayılmasını bir kenara bırak bir ülke OHAL koşullarında silahların gölgesinde seçime gidiyorsa bu seçim kesin açık ve net olarak bu gayrimeşru bir seçimdir. Bu yüzden Türkiye bir an önce OHAL koşulları kaldırılmalı ve normalleşmelidir. Ancak bu durum gerçekleşmediği için bizde kalktık Ankara’dan İstanbul’a yürüdük. Bütün amacımız hak hukuk adaleti sağlamaktı. Bunun için kitap bile yazdık. OHAL içinde yaptığımız bu yürüyüşü; hak, hukuk, adalet istiyoruz diye bütün dünyaya haykırdık. Bu kitapta gün gün neler yaşadık her günü ayrı olarak kaleme aldık.
İKİ SEÇİMDEN BİRDEN OLABİLİR!
SORU: Son günlerde Reza Zarraf davası ile uluslararası mecrada Türkiye’ye karşı bir şeyler yapılıyor. Bu durum Türkiye’de erken seçimi tetikler mi?
A. ATICI: Yurtdışından böyle bir tehdit söz konusu değildir. Yurtdışındaki politikalarla insanları uyutmaya çalışıyorlar. AKP’nin asıl hedefi yurt içidir. Baskın bir erken genel seçim olabilir. Belediye başkanlarının yüzü yıpranmış olanları ve itaat etmeyenleri ayıkladılar. Bunun bana göre siyasi okuması cumhurbaşkanlığı ile birlikte eşzamanlı yapılacak erken genel seçimdir. Buradan alacakları siyasal güç ile yerelde de güçlerini sağlamaya çalışacaklar. Ama halk bunu anladı umarım erken genel seçimi yaparlar ve halk demokratik bir şekilde onları oradan indirmesini bilecektir.
HERKES YÖNÜNÜ SARAYA DÖNMÜŞ GÜNEBAKAN ÇİÇEĞİ GİBİ BAKIYOR
SORU: Bu erken seçimin gerekçeleri ne olacaktır?
A. ATICI: Muhtemelen biz meclisi çalıştırıyoruz ama istediğimizi yapamıyoruz diyecekler. Bence erken seçime gidelim ve bu işi bitirelim ve Cumhurbaşkanı daha çok sorumluluk alsın. Zaten senin haberin olmadan kuş uçmuyor. Araçların cam filmine kadar, yardımcı doçent atamalarına kadar, sınavlar SBS’mi olsun OKS’mi olsuna kadar sen karışıyorsun. Herkes yönünü saraya dönmüş Günebakan Çiçeği gibi bakıyor. Ama senin gerçek amacın oy kaybettiğinin farkındasın bu oyları konsolide etmek için devletin de gücünü kullanarak erken genel seçime gitmektir. Türkiye’de erken bir genel seçim olabilir ve biz buna hazırlıklıyız.
BAŞKAN KOCAMAZ’IN VAATLERİ NE OLDU?
SORU: Mersin iktidardan uzun bir süredir umduğunu alamayan bir kent. Yerel yönetimde sizce durum nasıl?
A. ATICI: Mersin Büyükşehir Belediyesi şuanda MHP tarafından yönetiliyor. Bizi okuyan insanlardan kendilerine şu soruları sormasını istiyorum. Mevcut Büyükşehir Belediye başkanı verdiği sözleri tutumu? Hiç polemik yapmıyorum hiç kimseyi karalamıyorum. Siyasetçi söz verir verdiği sözleri tutarsa halk nezdinde itibarı artar.
Örneğin Raylı sistem Mersin’de çalışıyor mu? Yarın temel atarlarsa okuyucularımız onlara inanmasınlar. Çünkü Çukurova Havalimanı’nın temelini kaç kez atıldığını unuttuk. Halkımız bugün hafif raylı sistemin Mersin’de dumanını tüttürüyor mu ona baksın.
Kent Anamur’dan bu tarafa deniz taşımacılığı ile ihya olacaktı, bu yapıldı mı? Bu konuda ‘anlaşma yaptık ihaleye çıkıyoruz laflarına inanmayın’ çünkü bunların hepsi hikâyedir. Deniz uçakları gelecekti, bu proje oldu mu? Hadi bu kadar sene bunları yapmadınız da bugüne kadar ne yaptınız? Mersin’de iki tane battı çıktıdan başka ne eseriniz var?
Bu kentte CHP döneminde yapılan ülkenin en uzun yürüyüş yolunu beton dökerek yok ettiniz. Onun dışında asfalt dökmekten diğer ilçelerden anayollara yama yapmaktan başka ne yaptığını halk mevcut başkana sormalıdır. Halk bu soruları sorsun eğer verdiği sözleri tutmamışsa bir daha da oy verirse yapacak bir şeyimiz yok. Ama mevcut belediye başkanının kapasitesini bilsin ona göre oy versin. Verdiği sözü tuttuysa oy versin bizde baş tacı edelim. Ama tüm olumsuzluklara rağmen bunlara oy veriyorlarsa sonra bize gelip yakınmaya da hakları yoktur.
İKTİDAR VERDİĞİ SÖZLERİ TUTU MU? HAYIR!
Yerel seçimlerde AKP’de bazı sözler verdi. Havaalanı sözünün 15 yıldır tutulmasını bekliyoruz. Mersin – Antalya yolunu söz verdiler ama araçlar bu yoldan geçiyor mu? Hayır. Her tünel açılışında davul zurna ile kutlama yapıyorlar. 15 yıldır siz koskoca hükümeti elinizde bulundurmanıza rağmen bu tesisleri neden yapmadınız? Tarsus – Kazanlı Turizm bölgesi ihya edilecekti. Bugün baktığımızda bir tane otel yapıldı mı? Koskoca Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nin otoban bağlantı yolu dahi yapılmadı. Şimdi siz iktidar partisi olarak bu kentte bunları yapmadıysanız bu denenmişleri artık denemenin bir anlamı yoktur. O zaman yerel seçimlerde halk kendisine hizmet edecek başka birini seçecektir.
HESAP ÖDENDİ!
Halkımız CHP’nin son dönemindeki hizmetlerine baktı ve CHP’yi seçmedi. Biz bunun hesabını ödedik. Halk eğer şimdi 2014 ile 2019 arasında MHP’nin çalışmalarını beğendiyse bu partiyi yine desteklesinler. Ama halk bu çalışmaları beğenmemiş ise CHP’nin Yenişehir, Mezitli, Silifke Belediyelerine baksınlar. Silifke’de MHP’den belediyeyi devraldığımızda 20 yıldır sağ bir iktidar tarafından yönetiliyordu. Bütün belediye çalışanları neredeyse kendilerine yakındı. CHP’li Silifke Belediye Başkanı bir kişiyi işten çıkarmış mıdır gidip baksınlar. Büyükşehir Belediyesi’nde bir gecede 2 bin kişiyi kapının önüne koydular. O nedenle halkımız Seyhan Belediyesi’nin neler yaptığına baksınlar eğer buradaki çalışmaları beğendilerse CHP’nin Mersin’deki tüm belediyeleri yönetmeye hazır olduğunu bilsinler.