Mehmet Nabi Batuk  

Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Seramik Tasarım Bölümü’nde eğitim alan ve eğitim sürecinde İngiltere ve İspanya da eğitim çalışmalarına katılan Ferhan Şaşmaz, 2000-2007 yılları arasında 7 karma, 2 kişisel sergi ile sanatseverlerle buluştu. Ayrıca 2006 yılında Kültür Bakanlığı’ndan Türkiye’nin en genç seramik sanatçısı unvanını alan Mersinli Sanatçı, aynı yıl içerisinde kendisine ait sanat atölyesini kurdu. Çalışmalarını sadece seramik ürünlerle sınırlamayan Şaşmaz, oteller, iş merkezleri ve özel konutlara, mimari artistik seramik çalışmaları tasarladı ve uyguladı. Sanat hayatında sanatçılığını birçok sosyal sorumluluk projesinde kullanan Şaşmaz, Çocuk Onkoloji Derneği yararına heykel tasarımları yaparak kanser hastası miniklere kaynak yaratmaya çalıştı. Yıllar 2009 yılını gösterdiğinde doğduğu şehir olan Mersin’e yeniden taşınan başarılı sanatçı, özel sektörde işletmeci olarak çalışmaya başladı. 2017 yılında sanat çalışmalarına ağırlık vermek için özel sektörden ayrılan ve Mezitli ilçesinde kendi sanat atölyesini kuran başarılı sanatçı; halen seramik, heykel, desen, çömlek tornası, rölyef çalışmalarına devam ediyor, öğrencilerine uygulamalı sanat eğitimleri vererek bir başına kentte alternatif bir sanat alanının gelişimi için mücadele veriyor. 
 

SORU: Biz sizi tanıyoruz ama okuyucularımız için biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
F. ŞAŞMAZ: Aslen Mersinliyim. Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik bölümü mezunuyum. Bir seramik sanatçısıyım. 2006 yılında Kültür Bakanlığı’ndan Seramik Sanatçılığı Unvanı’nı aldım. Çalışmalarımı kendi şahsi atölyemde sürdürüyorum. Bazı özel öğrencilere eğitimler veriyorum.  Bugüne kadar 7 tane sergi açtım.
 

SORU: Biraz sergilerinizden bahsedebilir misiniz? Eserlerinizi hiç Mersinli sanatseverlerle buluşturabildiniz mi?
F. ŞAŞMAZ: Mersin’de şuana kadar sergi açamadım. Son üç yıldır Mersin’de yaşamakla birlikte 1 yıldan beridir seramikle uğraşıyorum. İstanbul’da  birkaç tane karma sergiye katıldım. Onun dışında Adana’da bir sergi açtım.
 

SORU: Sanat hayatınızla devam edelim. Bu serüvene nasıl başladınız, ne gibi tepkiler aldınız, hayatımın dönüm noktası oldu diyebileceğiniz şeyler yaşadınız mı?
F. ŞAŞMAZ: Sanat hayatıma başladıktan kısa bir süre sonra ara vermek zorunda kaldım. 10 yıl özel bir firmada işletmecilik yaptım. Daha sonra içimdeki sanat kanadının ağır basması ile birlikte iş hayatını bir kenara atıp hayatıma tekrar Mersin’de bir milat koyarak sanat hayatıma devam etme kararı aldım. Çünkü maddi hazdan çok manevi haza daha çok önem veren biri olduğum için yeniden seramiğe başlamak zorunda kaldım.
 

SORU: Biraz eserlerinizden bahsedebilir miyiz? Ne gibi teknikler kullanıyorsunuz?
F. ŞAŞMAZ: Öncelikle seramik sanatı dünyanın en eski sanatlarından bir tanesidir. İnsanların yerleşik hayata geçtiği bir dönemde bu sanat ilk olarak kap kacak yapımı ile başlamış. Daha sonra güzele dönük arayışlarla birlikte bir estetik olgu oluşmuş ve bu sanat günümüze kadar yaşayıp devam etmiş. Bende bu sanatla ilgili rölyefler, heykeller, yapıyorum. Seramik sanatının bütününü içine alan eğitimler veriyorum. Öğrendiğim, edindiğim bilgileri ve tecrübeleri başka insanlara aktarmayı çok seviyorum. Kendimi ifade alanını da eğitim olarak görüyorum. Çünkü insanları seramik sanatı üzerine eğitmeyi çok seviyorum. Öğrendiğim bilgilerin sadece bende kalmamasını istemiyorum. Bununla birlikte sanat çalışmalarımda serbest çalışmalarımda da her sanatçıda olduğu gibi benim iç dünyamdaki duygularımın oraya sirayet etmesi ile başlıyor. Bazen gönlünüz sizi nereye götürüyorsa onu yapıyorsunuz. Bazen de bilinçaltınızda biriken şekillerin dışa vurmasıyla oluşuyor.
 

SORU: Sanat alanı oldukça kısırlaştırılmış bir kentte yaşıyoruz. Atölyenize olan talep nasıl?
F. ŞAŞMAZ: Seramik sanatı Mersin’de çok bakir olan bir sanat. Çok yayılma durumunun olmadığını ve insanların bu sanat alanı ile ilgili bilgilerinin olmadığını düşünüyorum. Bu alanın insanlar arasında yayılması için bende bu kentte şahsi olarak bir şeyler yapıyorum ama kentte daha çok seramik atölyesi kurulmalı ve daha çok seramik sergileri açılmalıdır.
 

SORU: Örencilere sundunuz seramik eğitimlerinizin içeriğinden biraz bahsedebilir misiniz?
F. ŞAŞMAZ: Eğitimlerimi bire bir ya da ikili üçlü gruplar halinde veriyorum. Grup eğitimleri vermiyorum. Sadece seramik sanatını değil öğrencilerimle dünyadaki seramik anlayışını ve sanat akımlarını denk bilgisi ve kompozisyon bilgisi gibi eğitimlerle birlikte veriyorum. Bununla birlikte Seramiğin kimyası, sırın kimyası, boyaların kimyasal değişimi gibi şeyleri de ekliyorum. Görsel bir algı yaratmak yerine bilgi ve tartışmalarla öğrencilerimin daha çok düşünmesini, düşündüklerini de estetik ile birleştirerek ürünlerini ortaya çıkarmalarını bekliyorum. Bu yüzden hazır malzemeler kullanmıyoruz. Öğrencilerimiz yapacakları eserlerinin tüm malzemelerini kendileri hazırlıyorlar. Eğitimlere olan talep çok fazla olmuyor ama öğrencilerimi seçiyorum. Çünkü bir özel eğitim alacakları için biraz ilgileri ve alakaları olan insanları seçmeye çalışıyorum. Tabi ki ilgisi ve alakası olmayan insanlarda eğitim alacak diye bir şey yok ama onlarda başka yerlerde eğitim alıyorlar. Önceden resim sanatı ile uğraşıp ta seramiğe başlayan öğrencilerim var. Başka sanat dalları ile birleşince disiplinler arası çok güzel şeyler ortaya çıkıyor.
 

SORU: Mersin’deki sanat alanını gözlemlediğimizde müzik, sinema ve tiyatroya boğulmuş bir kenti görüyoruz. Peki siz kendinizi bu kentte alternatif denilebilecek kadim bir sanat alanı ile var edebiliyor musunuz?
F. ŞAŞMAZ: Mersin’de kendi sanatımı var etme noktasında bir çaba içerisine giremedim. Uzun yıllardır seramik sanatının içerisindeyim ama Mersin’de yeni yeni bir sanat arayışı içerisine girdim. Mersin birçok kente göre sadece seramik açısından değil resim, heykel, diğer görsel sanatlar ve mimari eserler açısından alt sıralarda olan bir şehir. Bu alanın gelişmesi için insanlara daha çok görsel sanatlar olarak bir şeyler sunmanız gerekiyor. İlk başta insanların görsel algılarını açmalısınız. Çünkü onlar görmeden hissetmeden yeniyi, güzeli ve estetiği arayışına giremeyecekler. Her anlamda bu sanat alanın azaltıldığını ve daraltıldığını düşünüyorum. Bu konuda şahsi olarak üzerime düşeni en layıkıyla yapıyorum. Bir eğitim veriyorsam bu eğitimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Kendi adıma pastadan düşen payı en iyi şekilde sunmaya çalışıyorum.
 

SORU: Sözlerinizin başında 7 tane sergi açtığınızı söylemiştiniz. 8’inci serginizi açmayı düşünüyor musunuz?  
F. ŞAŞMAZ: Önümüzdeki yılın bahar aylarında bir sergi olabilir. Öğrencilerimle beraber yaptığımız eserlerin sergisi kesinlikle olacak. Bunun için bir galeri arayışına girdik. Kişisel olarak yapacağım sergide belki de birkaç ay sonra olacaktır. Çünkü bende hala hazırlıklarım sürüyor. 
 

SORU: Yeni serginizin konusunu belirlediniz mi?
F. ŞAŞMAZ: Kafamda bir şeyler oluştu ama konu biraz gizemli kalsın. Kişisel bir sergi olduğu için birkaç teklif var. Kısa bir süre sonra zamanı geldiğinde belirleyeceğim. 

SORU: Son olarak bir sanatçı gözüyle iş dünyası ve ev arasında sıkışıp kalmış insanlara neler söylemek istersiniz?
F. ŞAŞMAZ: Bu insanlardan birçoğu benim öğrencim. İş dünyalarındaki stresten, evde yaşadıkları sorunlardan bir nevi burada medite oluyorlar. Çalışmalarımız onlara da bana da iyi geliyor. Yoğun bir iş yaşamı olan yüksek stres altında yaşayan insanların bir şekilde buraya kendilerini kanalize etmesini  ve onlara bir şeyler aktarabilmek hem beni hem de onları manevi anlamda tatmin ediyor. Böylece hem onlara bir nefes alma alanı açılmış oluyor,  hem de ben onlara bir katkıda bulunmaya çalışıyorum.