Mehmet Nabi Batuk

CHP Mersin İl Başkanlığı’nın 36’ıncı olağan genel kuruluna katılmak için kente gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Özel, önemli açıklamalar yaptı. Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongreye katılım yoğun oldu. 

“GÜZELLİĞE BİR SİVİLCE, ZENGİNLİĞE İSE BİR KIVILCIM YETER”
Özgür Özel, burada partilerine yaptığını konuşmada; başkanlık sisteminin referandumda onaylanmasının ardından Türkiye’yi çok önemli iki seçimin beklediğine dikkat çekti. Özel, “Bu süreçte ülkeye demokrasi getireceği parolasıyla yola çıkan CHP kendi evinde demokrasi ile yürümemesi düşünülemez. Birilerini düşünün ki Mersin’de kendi partisinde ikinci bir il başkanının ismi geçince o ismi partiden ihraç ede dursun, bir başkası bırakın parti içi demokrasiyi kongre çalışmalarında ufak bir pürüz çıktığı halde partisinin kurultayını iptal etsin ve kendi çıkarları için Türkiye’nin anahtarını teslim edecek kadar bir teslimiyet bir mahkûmiyet içinde olsun. CHP şuana kadar yaptığı 78 il kongresinde parti içi demokrasinin, özgüvenin ve kardeşliğin örneğini vermiştir. Partimizle gurur duyuyoruz. Aklımdan hiç çıkarmadığım anneannemin ‘Güzelliğe bir sivilce, zenginliğe ise bir kıvılcım yeter lafı’ vardır. Sadece bir kongremizde 18 saniyelik bir olumsuz görüntü nedeniyle CHP’deki demokrasi yarışını ve güzelliğini hazmedemeyen, görülsün istemeyenler medya üzerinden bizi eleştirmeye çalıştı. CHP’nin hem yerelde hem de genelde umuduna en güvendiği yerde dosta düşmana kardeşliğimizi göstermeye ve örnek bir kongre yapmaya geldik” dedi. 

“BU ŞEYTANLAŞTIRMAYA KARŞI DURMAKTAN BAŞKA BİR ŞANSIMIZ YOK”
Sözlerinin devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Rabia işareti üzerinden, yüklenen Özel, “Türkiye’yi ilkokul 4’üncü sınıfta öğrendiği bir matematik formülü ile meydan meydan gezip Rabia işaretinden ürettiği bir mantığı hepimize dayatmaya çalışan ve boşu boşuna tartışmaya açan ayrıştıran biriyle karşı karşıyayız” diyerek Cumhurbaşkanına sert eleştirilerde bulundu. Özel, “Birileri ilkokul 4’üncü sınıfta öğrendiği OBEB (Ortak Bölenlerin En Büyüğü) bir farklılık bulacak ve söyleyerek önce Kürt – Türk, Alevi – Sunni, sağcı - solcu diyenkişi sonra dönüp dolaşıp Gezi’de Taksim’de olan yüzde 50 ile evde oturan yüzde 50 diye ayrıştırır. Sonra durur nikâhını belediyede kıydıranlar ve müftülere imama kıydıranlar diye bir çatlak yaratmaya çalışır. Her konuda önce ayrıştırır sonra uzaklaştırır ve kutuplaştır. Sonuçta ise kendinden olmayanları kutuplaştırarak kendi tarafındakileri arkasında toplamaya çalışır. Bununla mücadele etmek için bu kucaklaşmaya karşı kutuplaşmadan bu ayrılıklara karşı birlikteliklerden bu şeytanlaştırmaya karşı durmaktan başka bir şansımız yok” diye konuştu.

“KENDİ GELECEKLERİ İÇİN SARAYA SIĞINANLAR”
Erdoğan’ın ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili konuşması üzerinden eleştiren Özgür Özel, “Birileri A’dan B’yi toplayarak D’den E’yi çıkartarak C’yi bulmak için tasarladığı akıl almaz çaresizlikten kurtulma formülleri içine girmeye çalışıyor. Girdiği tükenmişlik sendromunu daha fazla taşıyamayıp partisinin anahtarlarını saraya gidip teslim eden Devlet Bahçeli şunu bilmelidir ki –C: Cumhuriyet ise o ittifak gönüllerde kuruldu. O ittifak; 16 Nisan’daki hayır ruhu ile sorunların üzerinden 432 kilometre yol yürüdüğümüz o adımlarla kuruldu. Eğer bir ad arıyorsa  ittifaklarına ortada bir s ittifakı vardır onun imside saray ittifakıdır. Memleketin, ülkenin, emekçinin, vatandaşın geleceğini değil de kendi gelecekleri için saraya sığınanlar, saray ittifakına karşı 16 Nisan ruhu ile mücadele etmek, bu ruhu büyütmek, onu geliştirmek adalet yürüyüşündeki moralimizi yükseltmek ve önümüzdeki sürece hep birlikte bakmak hepimizin boynumuzun borcudur” şeklinde konuştu. 

“İLK OLARAK SİZ İNANMALISINIZ”
Sözlerinin son kısmında partililerine ‘Umutlu olun’ mesajı veren Özel, sözlerini şu cümlerle sürdürdü: “Eğer siz umutlu olmazsanız hiç kimseyi kendinize inandıramazsınız. Bu yüzden çalışacağımıza başaracağımıza ve elinde sonunda bizim üzerimizdeki onurlu vazifeyi yerine getirip; ikinci bir kurtuluş savaşımızı kazanıp Türkiye’yi bu Cumhuriyet düşmanlarından kurtaracağımıza; ilk olarak siz inanmalısınız. Bunun için partimiz üzerine düşeni yapacaktır. Seçim güvenliğinde tüm önlemlerimizi alarak bu konuda elimizden gelen her şeyi yapacağız. Siz buralarda gönüllü olacaksınız. Ama kesinlikle bir kaygıyı ve yılgınlığı kimsenin aklına girmesine izin vermeyin. Dünyadaki bütün diktatörler güçlerini halkın umutsuzluğundan alırlar. Oy versem de biz kazanamayız denmesinden, nasılsa oylar çalınacak denmesinden ya da kazansak ta bu yönetimi bırakmaz demelerinden alırlar. O yüzden biz kazanacağımıza ve çaldırmayacağımıza ve yeri gelince söke söke bu yönetimi bunların elinden alacağımıza sonuna kadar inanmalısınız.”