SONER AYDIN
Mersin Kadın Platformu üyeleri, Olağanüstü Hal’in (OHAL) kadınların günlük yaşamlarını tehdit ettiğini belirterek kaldırılmasını istedi. İnsan Hakları Derneği’nde gerçekleştirilen açıklamaya çok sayıda kadın derneği destek verdi. Platform adına açıklama yapan Ezgi Akdağ, OHAL’in kadınların hayatında tahribata yol açtığını savundu.
“OHAL DEMEK, HAKLARIMIZIN GASP EDİLMESİ DEMEK”
“OHAL biz kadınlar için evde, sokakta, işte güvencesizlik demek” diyen Akdağ, “Biz kadınlar için OHAL sadece meydanlarda, sokaklarda her an bir çatışma çıkacakmış tedirginliği yaratan eli silahlı kolluk kuvvetlerinin varlığı demek değil. OHAL biz kadınlar için evde, sokakta, işte güvencesizlik demek. Herhangi bir bahaneyle birileri tarafından ihbar edilebilme huzursuzluğu içinde çalışmak demek, gözaltındayken avukatla görüşüp görüşemeyeceğini, yakınlarına haber verip veremeyeceğini bilmemek demek. İşten ihraç edilip kocaya, abiye, babaya, sevgiliye bağımlı kılınmak demek. Parayı verenin kendinde daha çok hak görmesi demek, itiraz edince daha fazla şiddet görmek, ev içinde de emeğimizin daha fazla sömürülmesi demek. Dayanışma için başvurduğumuz kadın derneklerinin, belediyelerin kadın birimlerinin kapatılması demek. Belirsizlikler ve güvencesizliklerle boğuşarak çocuklara bir gelecek sağlamaya çalışmak demek. "Güvenlik" bahanesiyle mahallende, sokağında, hatta evinde LGBTİ olamamak demek. "Güvenlik" bahanesiyle dün konuştuğun, anlamaya çalıştığın tanıdıklarının, komşularının düşmanlaştırıldığına tanık olmak demek. Fetvalarla, çocuklara, kadınlara yönelik ayrımcılığın, istismarın, tacizin, tecavüzün meşrulaştırılmaya çalışılması demek. Nefretle baş etmek demek. Nefretin bir gelecek kuramayacağını daha iyi anlamak demek. Sözümüzü, sorunlarımızı görünür kılan basın yayın organlarının kapatılması, sesimiz kısıldıkça kadın cinayetlerinin artması demek. Meclisi, seçilmiş kadınları siyasetin dışında bırakmak demek. Haklarımızın, demokratik ve siyasal kazanımlarımızın gasp edilmesi demek. Her şeyin, bugünümüzün ve geleceğimizin KHKlerle düzenlenebilmesi demektir” diye konuştu.
“OHAL’İN OLAĞAN HALE GELMESİNE ALIŞMAYACAĞIZ”
Önceki gün medyadan yaptığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü paylaşımları dolayısıyla Mersin Üniversitesi’ndeki işinden disiplin kurulu kararıyla atılan SES üyesi Nadide Toker ve Devrimci Parti üyeleri Cansu Esenli ile Gamze Taşçı’nın tutuklanmasını da değinen Akdağ şunları söyledi: “Kentteki kadın mücadelesinde yan yana yürüdüğümüz yoldaşlarımızı OHAL bahanesi ile mücadeleden koparmak isteyenler amaçlarına ulaşamayacaklar. Ne 8 martta sokaklarda olmayı istemek, ne de kadınların hak ve adalet mücadelesinde aktif rol almak suç değildir. Kadınlar yüzyıllardır yürüttükleri bu meşru mücadelelerinden OHAL baskısında dahi vazgeçmeyecekler. Biz kadınlar, hep birlikte OHAL kaldırılsın diyoruz! Çatışmayı derinleştiren, yoksulluğu, eşitsizliği, adaletsizliği büyüten, şiddeti ve nefreti meşrulaştıran KHK düzeni sona ersin. Son KHK'lar başta olmak üzere, bu süreçte demokratik şekilde yapılmamış yasal düzenlemeler iptal edilsin. Olağanüstü Hal'in "olağan" hale gelmesine alışmayacağız!”