KHK ile öğretmenlik mesleğinden ihraç edilen Eğitim – Sen eski şube sekreteri Mehmet Celalettin Kıcır’a, destek veren 1,5 yaşındaki minik kızının bakışları yürek yaktı.
Mehmet Nabi Batuk
KESK Mersin Şubeler Platformu bileşenleri her Cumartesi olduğu gibi yine Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelerek, KHK'larla işten çıkarılan kamu emekçilerinin işlerine geri iade çağrısını yineledi. Açıklamaya DİSK Genel İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, Eğitim – Sen Şube Başkanı Sinan Muşlu, SES Mersin Şube Eşbaşkanı Özge Göncü ve KHK ile mesleklerinden atılan kamu emekçileri katıldı. KHK ile öğretmenlik mesleğinden ihraç edilen Eğitim – Sen eski şube sekreteri Mehmet Celalettin Kıcır’ın 1,5 yaşındaki minik kızı da işini geri isteren babasına destek verirken; masum bakışları herkesin dikkatini çekti.
OHAL döneminde yaşanan hukuksuzlukların ve hak gasplarının önüne geçmek için kurulan OHAL Komisyonu’ndan hala bir karar çıkmadığını hatırlatan KESK Mersin Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve SES Mersin Şube Eşbaşkanı Özge Göncü, “OHAL mağduru insanlar işlerinden ve ekmeklerinden edilmiş, sosyal bir ölüm onlara dayatılmışken, komisyonun esaslarını belirleyen yönetmeliğin 6 ay sonra çıkması, ilk dosyaların ise OHAL komisyonu kurulacağı belirtildikten neredeyse 1 yıl sonra görüşülmeye başlanması bu görüşün haklı olduğuna dair fikirleri güçlendirmişti” dedi.
“DOSYALARIN İVEDİLİKLE İNCELENEREK İŞLERİNE İADE KARARI İSTİYORUZ”
KHK ile işlerinden atılan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın 324 gündür sürdürdükleri açlık grevlerini sona erdirdiğini belirten Göncü, “KESK üyeleri olarak bizler, her daim ölüme karşı yaşamı savunduk, 400ü aşkın gündür direnen üyelerimizin direnişini buradan selamlıyor, mücadeleyi birlikte ve kararlılıkla yürüteceğimizi buradan tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz. İhraç üyelerimizle ilk günden bu yana KESK olarak dayanışma kültürünü geliştirdik ve destek mekanizmaları ile bu sosyal ve ekonomik yaptırımların karşısında durduk. Bugün de tekrarlıyoruz daha onurlu ve güzel bir dünya için mücadele eden tüm KESKli ihraç arkadaşlarımızın dosyalarının OHAL komisyonunda dosyalarının ivedilikle incelenerek işlerine iade edilmesini istiyoruz. KESK li olmak suç değil, onurdur. Tüm baskı ve sindirme çabalarına rağmen, biz KESK liler susmadık susmayacağız” diye konuştu.
“METAL İŞÇİLERİNİN HAKLI MÜCADELESİNİN YANINDAYIZ”
Sözlerinin devamında Birleşik Metal – İş Sendikasının üye işyerlerinde 2 Şubat 2018 tarihinde yapacağı grevin Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanmasına tepki gösteren Göncü KESK Mersin Şubeler Platformu’nun demir işçisinin yanında olduğunu hatırlatarak, “OHAL in halklar ve emekçiler açısından ne anlama geldiğini anlamak için grevlere karşı tutuma bakmakta fayda var. 15 Temmuz’un 1. Yılında TOBB da konuşan Cumhurbaşkanı’nın şu sözleri aklımızda: ‘OHAL’i biz iş dünyamız daha iyi çalışsın diye yapıyoruz. Grev tehdidi olan yere OHAL’den istifadeyle anında müdahale ediyoruz!’ OHAL in emekçiden yana olmadığını biliyoruz. Yoksul evine bir parça daha fazla ekmek götürebilsin diye değil, zenginler daha da zengin olsun diye var, biliyoruz. Tüm engellemelere rağmen, önümüzdeki hafta, 2 Şubat’ta greve çıkacak olan Metal İşçilerini ve onların sendikası Birleşik-Metal İş’in direnişini buradan selamlıyoruz. İşçilerin insanca yaşama isteği yasaklanamaz. Metal İşçilerinin haklı mücadelesinin yanındayız” şeklinde konuştu.
“SAVAŞI DEĞİL BARIŞI SAVUNMAK SUÇ DEĞİLDİR”
TSK tarafından Suriye’nin Afrin kentine başlatılan askeri operasyona sosyal medya hesabından tepki gösterdikleri için gözaltına alınan vatandaşlar arasında SES Mersin Şubesi ve Mersin Tabip Odası üyesi Zeki Sinan Doğan’ın da olduğunu ifade eden Göncü, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “İşini, ekmeğini istemek suç olmadığı gibi, yoksulların çocuklarının ölmesine itiraz etmek de suç değildir. Bu topraklar binlerce yıldır kana ve savaşa doydu. Biz, Mersin’deki Emek ve Demokrasi güçleri olarak diyoruz ki, bu savaş halkların değil, zenginlerin savaşıdır. Halklar kan ve gözyaşı değil, özgürlük ve barış istiyor. Ölümü değil yaşamı savunmak, savaşı değil barışı savunmak suç değildir! Savaşa Hayır dediği için gözaltına alınan ve tutuklanan tüm arkadaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır. Bizler; her daim olduğu gibi demokratik alanı ve onurlu bir yaşamı birlikte savunmaya ve onun için mücadele etmeye devam edeceğiz.”