“BEN DEĞİL BİZ OLMALIYIZ!


 

Mersin’den CHP Parti Meclisi üyeliğine seçilen Fatma Güner, yaklaşan yerel seçimler öncesinde sol, sosyal demokrat kesime birlik çağrısında bulundu. Güner; “Eğer ‘ben’ duygumuzu giyip dışarı çıkarsak; iktidar yolunu göremeyeceğiz” dedi.

Hediye Eroğlu – Mehmet Nabi Batuk

Türkiye’de yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimler nedeniyle kongre çalışmalarını erken tamamlayan CHP alanlara geri döndü. Kongre sürecinde Mersin’den genç yaşında Parti Meclisi (PM) üyeliğine seçilen Fatma Güner de çalışmalarına hızlı bir şekilde başladı. Eskişehir’deki termik santrallere, Niğde’de de şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı yapılan eylemlere katıldıktan sonra kentte dönen Güner, gazetemize konuk olarak kongre sürecinden sonra partinin son durumunu ve seçimleri değerlendirdi.

Yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri olarak iki gündemlerinin olduğunu belirten Güner, ülkedeki mevcut ekonomik, sosyal, siyasal sorunların çözümü için bu iki seçimin büyük önem taşıdığını kaydetti. Süreci “Önümüzde çok önemli bir tek adamlık rejimi var” sözleriyle özetleyen Fatma Güner, sol, sosyalist ve sosyal demokrat kesime seslenerek “Biz bu saatten sonra ben duygusunu bırakıp biz olmamız gerekiyor” diyerek birlik çağrısı yaptı. 

19 YAŞINDA PARTİYE ÜYE OLDUM”

SORU: Cumhuriyet Halk Partisi’nin son kurultayına Mersin’den Parti Meclisi’ne seçildiniz. İlk olarak sizi tanıyabilir miyiz?

F. GÜNER: CHP ile liseli yıllarda tanıştım. Annem ve babam o dönem partide faal olarak siyaset yapıyordu. 19 yaşındayken CHP’ye üye oldum. 2009 yerel seçimlerinde Mezitli Belediye başkanımızın asistanlığını yaptım. Bu süreçte CHP olarak Mezitli Belediyesi’ni kazanarak önemli bir başarı elde ettik. İlk üyeliğimde seçime girmek ve bu seçimi kazanmak benim için çok farklı bir başarı oldu.

“KADINLARIN VE GENÇLERİN SES ÇIKARMASI GEREKİYOR”

SORU: Genç bir kadın olarak neden siyaset yapmak istiyorsunuz?

F. GÜNER: Toplumun ötekileştirilen kesimlerinin artık ayağa kalkması gerekiyor. Hele de Türkiye’nin geldiği şuan ki durumda kadınların ve gençlerin ayağa kalkıp kendi taleplerine ilişkin ses vermesi gerekiyor. Çünkü cumhuriyetin temelini yıkmaya çalışıyorlar. Umutlarımızı yitirmemek için 2019 yerel seçimleri; biz gençler ve kadınların dönüm noktası olacak. Bu durumun tüm vatandaşlarımızın da farkında olması gerekiyor.

“SİYASET ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ BARINDIRIYOR”

SORU: Sizin için siyasetin karşılığı nedir?

F. GÜNER: Siyaset hizmettir. Hizmet olmadan siyaset yapacağınız bir kitle oluşmaz. Ayrıca hizmet olmazsa içinde bulunduğun grup için bir iktidar yolu açılamaz. Siyaset benim için; ülkemiz, dünyamız ve çocuklarımıza daha iyi bir gelecek kurmak anlamına geliyor. Böyle düşündüğüm için siyasete girdim.

“TERMİK SANTRALLERE, ŞEKER FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİNE KARŞI ÇIKTIK”

SORU: Parti Meclisine seçileli kısa bir süre oldu. Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

F. GÜNER: Parti meclisinde 6 genç kadın olarak görev yapıyoruz. Buna CHP’nin farklılıkları diyelim. Toplantılar yaptık, Eskişehir’deki termik santrale karşı yapılan eyleme katıldık. Çünkü biz en başta ‘hiçbir doğa katliamına izin vermeyeceğiz’ diye yola çıktık. Bu eylemle birlikte oradaki termik santral ile ilgili yapılacak ihale ertelendi. Ancak bu erteleme bizim için yeterli olmadı. Çünkü biz projenin bütün olarak iptal edilmesini istiyoruz. Bunun arkasından Niğde’de şeker fabrikası eylemine katıldık. Bu gibi yerel sorunlara ilişkin bu katılımlarımız devam edecek. Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesine ve Amerikalıların Türkiye’ye bir tokat atmasına izin vermeyeceğiz.

“GİDİŞAT İÇ AÇICI DEĞİL”

SORU: Ülkedeki son ekonomik ve siyasi gelişmelerle ilgili gidişatı nasıl görüyorsunuz?

F. GÜNER:  Ülke olarak gidişatımız hiç iç açıcı değil. Ülke elden gidiyor. Buna karşı durmak için ben parti meclisine girdim. Bundan sonra benim gibi düşünen arkadaşlarımızla birlikte; genel başkanımızın söylemleri ile devam edeceğiz. Biz Cumhuriyeti kimseye teslim etmeyeceğiz. Ülkemizi bir tek adam rejimine asla teslim etmeyeceğiz.

“HAYATIN HER ALANINDA DEĞİŞİM YAŞANIYOR”

SORU: Siyasi arenada özellikle muhalefete karşı baskı, sınırlama yaşanıyor mu?

F. GÜNER: Siyaset alanını bırakın yaşam alanlarımızda büyük değişimler yaşanmaya başladı. Eskişehir’deki termik santral eyleminde demokratik ve barışçıl bir mitinge dahi izin verilmedi. Biz oraya güçlü bir şekilde gittik. Orada yaşayan halkta bize destek verdi. Yaşlı bir teyze ile karşılaştık. Teyze ‘AKP’liyim’ dedi. Şirketinin isminin ise Ak Tarım olduğunu söyledi. Bunun parti meselesi değil de bir insanlık meselesi olduğunu söyledi. Çocuklarımız evlatlarımız yok olacaklar. Yarın biz çocuğumuza sağlıklı bir şeker alıp veremeyeceğiz dedi bizde onun isyanına ortak olduk. 

“MERSİN HALKI YOK OLMAK İSTEMİYOR”

SORU: Benzer müdahaleler Mersin’deki nükleer karşıtı eylemlerde de yaşandı. Burada da eylemlere destek verecek misiniz?

F. GÜNER: Aynı eylemleri Mersin’de de yapacağız. Bilgi aldığımız kadarı ile 9 Nisan’da Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya Devlet Başkanı Putin ile birlikte Akkuyu’da temel atacaklarmış. Temel atma töreninin öncesinde ya da sonrasında biz demokratik bir protesto eylemi gerçekleştireceğiz. Bizim burada amacımız ses getirecek bir eylem olması değil kirli nükleer santralin kurulmamasına karşı halkı bilinçlendirmektir. Çünkü Mersin halkı yok olmak istemiyor.

“ANNELERİN AYAĞA KALKMASI GEREKİYOR”

SORU: Genç bir kadın ve aynı zamanda annesiniz. Türkiye’de özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet büyük oranda artarken neler söylemek istersiniz?

F. GÜNER: Gerekli olan yasaları çıkartmayı düşünmüyorlar ve çıkartmamak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Çünkü onlarda bu insanlarla birlikte besleniyorlar. Anne olduğum için mi bilmiyorum ama benim en zayıf, en hassas olduğum nokta çocuklar. Etrafımızda Mersin’de bunu yaşadık. En önemlisi biz Özgecan’ı çok acı bir şekilde kaybettik. Ben bu noktada devrimi kadınların yapacağını söylüyorum. Annelerin ayağa kalkması gerekiyor. Bu konu ile ilgili artık sokaklara çıkmamız gerekiyor.

Kendi yaşam alanlarımız için ise erkek evlat yetiştiren annelere büyük bir iş düşüyor. Toplumda yaşadığımız şiddet, tecavüz, istismar olayları ailelerden geçiyor. Bir anne eğitimi çok güzel verirse; toplumun birçok şeyi aşacağını düşünüyorum.

Diğer bir taraftan kadınların da en başta ekonomik özgürlüğünün olması gerekiyor. Çünkü ekonomik özgürlüğü olan bir kadın, birey olarak var olduğunu hissediyor.

“YERELDE KADINLAR İÇİN DAHA ÇOK ŞEY YAPILMALI”

SORU: Bu konuda yerel yönetimlere de büyük bir iş düştüğünü söyleyebilir miyiz?

F. GÜNER: Tabiî ki… Örneğin bu alanda Mezitli Belediyesi’nin kadın üretici pazarı projesi çok güzel geri dönüşler alıyor. Bu projeyle birçok kadının özgüveni yerlerine geldi. Buradaki kadınlar artık ehliyet alıyor, araç kullanıyor. Bu yüzden yerel yönetimlere büyük iş düşüyor.  Yerel yönetimler kadınlara özel bu gibi destekleyici projelerle halka indiklerinde hem parti adına hemde kamu adına iyi işler yapabiliyorlar.

“GELECEĞİNİZ İÇİN EMEK HARCAYIN”

SORU: Kadınlara ve gençlere ne gibi önerileriniz var?

F. GÜNER: Kendi yaşamları için gelecekleri için emek harcamaları, sabretmeleri gerekiyor. Ben CHP’ye 2009 yılında girdim ve o yıldan bu yana siyaset yapıyorum. Zorluklar da çektim, istemediğim konularda partimin söylemleri de oldu ama ben CHP çatısı altından hiçbir yere gitmeyerek siyaset yaptım.

Kadınlar korkmamalı. ‘Sokağa çıktığım zaman polisle karşı karşıya mı kalırım, dayak mı yerim’ endişesi aşılmalı. Çünkü gidişat gerçekten de içler acısı. Her gün yeni bir kadın cinayeti haberi alıyoruz. Çocuklarımız her gün tecavüze uğruyor. Tüm bunlara karşı ve haklarımız için etrafımızdaki insanları bilgilendirelim. Bilgili bir toplum olarak sokağa çıkalım. Kadınlar eğer ayağa kalkarlarsa devrimi kadınlar gerçekleştirir. Bundan sonra herkes ayağa kalkar.

Kadınların öncelikle araştırmacı ve okuyucu olması gerekiyor. Sadece bir grubu değil karşıt fikirleri de okusunlar.  Tartışmaktan asla ve asla çekinmesinler. Karşıt taraf neler diyor onları da dinlesinler. Ben Mersin’de üniversitedeki gençlerle bir çalışma sürdüreceğim. İlk defa oy kullanacak gençleri bilgilendirmemiz ve bu gençlere sahip çıkmamız gerekiyor. Aslında ‘gençler neden gelmiyor?’ dediğimizde kendimizi de sorgulamamız gerekiyor. Onun dışında sanayi bölgelerinde de çalışmalar yapacağız. Çünkü bu bölgelerde çocuk işçiler ve başıboş gençler var. Deyim yerindeyse gençler neredeyse biz orada olacağız.      

“ÇOCUĞUNUZA CUMMHURBAŞKANINI İZLETMEMENİZ GEREKİYOR”

SORU: Bir genç kadın siyasetçi olarak politik alandaki söylemleri nasıl görüyorsunuz?

F. GÜNER: Bu dil meselesinde gençler daha yaratıcı ama üstlerimizde durum öyle değil. Cumhurbaşkanı televizyona çıktığı zaman eğer çocuğun varsa izletmemen gerekiyor. Geçmişte AKP’den önceki dönemlerde de muhalefet vardı ama hiçbir zaman seviyelerini bu kadar düşürmezlerdi. Genel başkanımı övecek gibi olmasın ama seviyesini düşürmeden ilerleyen tek insan diyebilirim. Diğer taraftan cumhurbaşkanına bakıyorsunuz ‘ey Kılıçdaroğlu’ diyerek küfürlerle muhabbete girebiliyor. Bu farklı hitap milyonlara yönelik olunca işin rengi iyice değişiyor ve toplumdaki seviyede paralel olarak düşüyor.

‘Ben böylesine seviyesiz bir alanda nasıl siyaset yapacağım?’ diyorsunuz kendinize. Çünkü çok itici bir dil var ve insanlar geri kaçıyorlar. Bu da bir çok yanlışı beraberinde getiriyor. Sonuç olarak bu kötü söylem ve üslup özellikle kadınların ve gençlerin siyaset yapmasını engelliyor.

“İMKANLARIMIZ BİR DEĞİL”

SORU: İktidar ile muhalefet arasında özellikle kamu kaynaklarının kullanımındaki eşitsizlik için neler söyleyeceksiniz?

F. GÜNER: İktidarın sahip olduğu imkânlarla muhalefetin sahip olduğu imkânlar bir değildir. Bu ülkede hiçbir zaman zaten bir olmadı. Onların imkânları o kadar fazla ki her şeyden yararlanabiliyorlar. Bizim vergimizden etimizden suyumuzdan yararlanıyorlar ama diğer siyasal partiler bu kadar yararlanamıyor. Onların il ve ilçe örgütlerine giden imkânlarla bizimkiler arasında dağlar kadar farklar var. Muhalefet ise kendi öz imkânları ile siyasetini yapmaya çalışıyor.

“BEN DUYGUSUNU BIRAKIP BİZ OLMAMIZ GEREKİYOR”

SORU: Önümüzdeki dönemde siyasi arenaya dair hedefleriniz nelerdir?

F. GÜNER: Ben önümüzdeki süreci hedefleyemiyorum. Çünkü önümüzde tek adam rejimine gidebilecek bir süreç var. Biz bu saatten sonra ‘ben’ duygusunu bırakıp ‘biz’ olmamız gerekiyor. Eğer bu süreçte biz olursak iktidara yürüyüşümüz gerçekleşir. Eğer ‘ben’ duygumuzu giyip dışarı çıkarsak, iktidar yolunu göremeyeceğiz. O zaman gençler ve kadınlar siyasette olamayacak. Yerel yönetimlerde iktidar olamayacağız. Yani sonuç olarak hiçbir şey olamayacağız. Toplumun pek çok kesimi ile bir araya gelmemiz gerekiyor.

2019 seçimlerine büyükşehirleri kaybedip ilçe belediyeleri kazanarak gitmek hiçbir şey ifade etmeyecek.

Eğer ‘ben’ değil de ‘biz’ olmayı başarabilirsek genel ve yerel seçim birbirini tetikler ve ikisi de birbirinin başarısına başarı katar.

SORU: Son olarak bir şeyler eklemek ister misiniz?

F. GÜNER: Ben emeğini tüm dünya kadınlarına armağan etmiş başta New York’taki dokuma fabrikasında hayatını kaybetmiş ve eşit ücret direnişini gösterenleri, Clara Zetkin’leri, Rosa Luxemburg’ları, Türkan Saylan’ları, Bahriye Üçokları ve birçok emekçi kadını saygı ile minnetle anıyorum. Onların mücadelesi doğrultusunda geçtiğimiz haftaki dünya emekçi kadınlar gününü bir kez daha kutluyorum. Bu doğrultuda yola çıktığımı da tekrar belirtmek istiyorum. 


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA