Mehmet Nabi Batuk

Toros Üniversitesi Kentleşme ve Yerel Yönetimler Uygulama ve Araştırma Merkezi (KEYYAM) tarafından düzenlenen “21. yy.' da Şehir, Mekan ve İnsan” konferansta, Mersin özelinde kent estetiği masaya yatırıldı. Toros Üniversitesi 45 Evler Kampüsü’nde düzenlenen konferansa, AKP Mersin Milletvekili Hacı Özkan, AKP Çevre Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Toros Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Özveren, Rektör Prof. Dr. Haluk Korkmaz ile akademisyenler katıldı.

“ESKİ MERSİN’İ ÖZLÜYORUM”
Toros Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Özveren ise “maalesef biz Mersinliler olarak yerel yönetimlerin uygulamaları açısından şansız olduğumuzu söylüyoruz. Kentimiz yıllar içerisinde doğal güzelliklerini kaybetti. Kentimiz şimdi büyüyor, yüksek yüksek binalar yapılıyor ama ben kişisel olarak eski kıyılarımızı, sahillerimizi, kumlarımızı, çakıl taşlarımızı görmek istiyor ve onları özlüyorum. Kıyılarımız çok kötü bir hale geldi. Mersinimiz büyük bir beton yığını haline geldi. Geri dönüşü var mıdır, yok mudur bilmiyoruz. Ama bundan sonra yanlış yapmayalım istiyoruz. Bu bakımdan Toros Üniversitesi bir sosyal farkındalık projesi olarak bu konuya özel bir önem vermektir. Diyoruz ki artık 21. Yüzyılda Türkiye nüfusunun yüzde 92’si kentlerde yaşarken bu mekânların yaşanılır şekilde dizayn edilmesi gerekiyor. Çevrenin bozulmaması konusunda elbette ki toplum önderlerine bilim insanlarına üniversitelere ve en başta da siyasilere çok ciddi sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluk sağlanırsa çevre bilinci konusunda Mersinimizin geleceği açısından faydalı sonuçlar doğuracaktır.

“BİR FİKİR BİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR”
Konferansta son olarak konuşan AKP Çevre Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, “Bugün Türkiye’nin şehircilik tecrübesinde yaşananları anlamak istiyorsak 1950’lere gitmemiz gerekiyor. O gün kentlerde yaşanan yoğun göçler ve bu göçün birlikte getirdiği çarpık kentleşme o zamandan bugüne kadar gelen sorunların başındadır. Bugün bir master plana ihtiyacımız var dediğimizde bu sorunların ucunun o dönemlerden bugüne kalmasıdır. Daha sonra tüm bunlara göz yuman peşi sıra gelen zihniyetler ve bakış açılarıdır. Seçim öncesinde yapılsın göz yumalım bakarız sonra denilen durumlar. Altyapıyı hesap etmeden yoğunlaştırılan şehir merkezleri ve kısacası bize dair ne varsa bu acı tecrübeleri yaşadık. Bugün Mersin’e baktığımızda hak ettiği yerde değil. Mersin içinde yaşadığı insanları mutlu etmiyor. Bu yüzden bu şehri daha iyi bir seviyeye taşımak için bir fikir birliğine ihtiyaç var. Belki de bu birliği es geçtiğimiz için bu sorunlardan mesulüz. Artık önümüzdeki dönemlerde katılımcı modeller, ortak akıl, birlikte planlanan yol haritaları belirleyici olacak. Bu yüzden herkesin elini taşın altına koyması lazım” diye konuştu.