Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Talat Dinçer, son dönemde döviz kurlarında yaşanan yükseliş ve buna karşılık hükümetin açıkladığı ekonomi paketlerine ilişkin İHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına, "Önce ülke diyoruz. Bizim başka bir ülkemiz yok" diyerek başlayan Dinçer, "Ülkemizin dünya konjonktürü içerisinde yaşadığı olaylar ortada. Türkiye'nin güçlenmesini, gelişmesini, kabuğunu kırıp ihracatını üçe beşe katlamasını kimse istemiyor. Dünyada yaşanan olayları görüyoruz. Çevremiz ateş çemberi, Suriye'de yaşanan olayları hep birlikte izliyoruz. Bir tarafından 10 bin kilometre uzaktan gelip ABD müdahale ediyor, diğer taraftan Rusya müdahale ediyor, İngiltere ve Fransa müdahil olmaya çalışıyor. Herkes gözünü Ortadoğu'ya dikmiş, oralarda bir şeyler yapmanın gayreti içerisinde" diye konuştu.
“YAŞANAN TÜM OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN EKONOMİK OLARAK HER YERE YETİŞMEK MUCİZE”
Türkiye'nin bu bölgede yaşanan insanlık dramına duyarsız kalmayarak çok büyük hizmetler verdiğini vurgulayan Dinçer, "O savaştan, o ızdıraptan, o zulümden kaçan milyonlarca Suriyeliye kucak açtık. Şu an ülkemizde barındırıyoruz. Bir taraftan ülkemizin yükü o yönden ağır, diğer taraftan olmazsa olmaz, yapılması gereken ve bu işe kayıtsız kalmamamız gereken bir olay vardı Zeytin Dalı Operasyonu. Şu an bunu gerçekleştiriyoruz. Orada huzuru güveni sağlamaya çalışıyoruz. Hem Suriye için hem de kendi güvenliğimiz için bunu yapıyoruz. Tabi bir taraftan da yatırımlar devam ediyor. Bütün bunları düşündüğümüzde Türkiye'nin hakikaten ekonomik olarak her yere yetişmesi mucize. Böyle bir ortamda, tabi ki diğer ülkelerdeki özellikle faiz lobileri ülkemizi sıkıntıya sokmak için bin bir türlü oyun oynuyor. Yaşanan tüm bu olumsuzlardan dolayı dövizde de dalgalanmalar yaşanıyor" ifadelerini kullandı.
“DÖVİZDEKİ DALGALANMA HER KESİMİ OLDUĞU GİBİ ESNAFI DA OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Dövizdeki bu dalgalanmanın her kesimi olduğu gibi esnaf ve sanatkarı da olumsuz etkilediğine işaret eden Dinçer, "Baktığımızda mal alımları olsun, hammadde olsun veya hizmet sektöründeki alım satımlarda olsun bütün alış verişler dolar üzerinden yapılıyor. Hal böyle olunca tabi bizleri çok etkiledi, sıkıntıya düştük. Ama hükümetimiz de bir taraftan böyle zor durumda bizim elimizden tutmaya çalışıyor, bizi rahatlatmaya çalışıyor. Çünkü piyasa gerçekten daraldı. Piyasada nakit sıkıntısı var, para dönmüyor. Dolar yükseliyor, yaptığınız işi yerine koyamıyorsunuz. Ancak bizde bu konuda hükümetimizle aynı doğrultuda düşünüyoruz. Dövizdeki bu dalgalanma geçici bir süreç, göstergeler yerine oturacaktır. Ama tabi bütün bu dalgalanma çevremizde yaşanan olaylardan kaynaklanıyor" şeklinde konuştu.
“AÇIKLANAN PAKETLER OLUMLU”
Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu ve bugüne kadar bir çok sıkıntının üstesinden geldiği gibi bunun da üstesinden geleceğine inandığını vurgulayan Başkan Dinçer, şöyle devam etti; "Hükümetimiz bu süreç içerisinde tabi bizleri çok sıkıntıya sokmadan paketler açıklamaya çalışıyor, ancak bu bir bütçe meselesi. Kolay değil tabi, çiftçiyle ilgili belli paketler açıklamak zorundasınız üretimi zora sokmamak lazım. Esnafla ilgili yapmak zorundasınız, esnafın darabasını indirmemek lazım. Diğer taraftan çalışanlarla ilgili yapılması lazım. Yani her kesimi ayakta tutacak politikalar geliştirmek lazım. Elimizdeki kaynağı çok doğru kullanmak zorundayız. O nedenle açıklanan paketler olumlu. İnşallah arkası da gelecektir bunun.
Şunu çok açık görüyoruz ki; eski dönemler gibi esnafın üzerine çöküp, icralarla esnafı yok etmiyor hükümet. Ödeyemediğimiz günler oldu, yapılanma çıkarıldı. Yok etme değil, yaşatma üzerine politika izlendi. Kredilerimize bakıyoruz, hakikaten bugün 200 bin lira kredisi var esnafın. Yüzde 5 faizli ve yarısını devlet sübvanse ediyor. Bizim için can damarı bu kredi. Hükümetimizle bugüne kadar olumsuz bir çalışma ortamı olmadı. Beklentiler tabiki yüksek ama beklentilerimizin büyük bölümüne karşılık bulduk. Biraz sosyal güvenlikte yükümüz ağır. O da asgari ücretin artışına bağlı olarak gerçekleşiyor. O yönde biraz sıkıntımız var. Emeklilik yasasında biraz düzenleme yapılması lazım. İntibak yasalarının uygulanması lazım. Hala SGK'lılar 7200 günden emekli oluyor, Bağkur'lular 900 iş gününden emekli oluyor. Bunun tam tersi olması gerekir. Biz hem kendimizinkini hem de yanımızda çalışanınkini ödüyoruz. Bu ve buna benzer sıkıntılar giderilirse biraz daha rahatlarız diye düşünüyorum." (İha)