Yeni Yapı Ruhsatı Formu Standartları’nda mimar ve mühendislerin müelliflik haklarının kaldırılmasına tepki gösteren Mimarlar Odası Şube Sekreteri Ünal Şahin, “İşte biz bugün boyun eğenler olacaksak, tükürülmeyi ve lanetlenmeyi hak etmiş olacağız” diyerek düzenlemeyi kınadı.
Mehmet Nabi Batuk
Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Yapı Ruhsatı Formu Standartları’na Mersin’den tepki geldi. Mimarlar Odası Mersin Şubesi, şube binasında gerçekleştirdiği basın toplantısında söz konusu değişikliğe sert tepki gösterdi. Mimarlar Odası Şube yönetimine TMMOB İlk Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve EMO Şube Başkanı Seyfettin Atar, Çevre Mühendisleri Odası Şube Başkanı Sinan Can, Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Erkan Demir, birçok meslek odası temsilcisi, mimar ve mühendislerde destek verdi. Söz konusu düzenlemede yeni yapı ruhsatları standartlarından müellif mimar ve mühendis imzası zorunluluğunun ortadan kaldırıldığını belirten mimarlar, bu durumun mesleklerine bir saldırı olduğunu ifade ederek düzenlemeyi kınadı.
“HÜKÜMET, MİMAR VE MÜHENDİSİ YOK SAYIYOR”
Basın açıklamasında ilk olarak konuşan Mimarlar Odası Şube Başkanı Ömer Sakar, söz konusu değişikliğin siyasi amaçlarla hazırlandığını kaydetti. Hükümetin kendisi ile benzer siyasi görüşlere sahip olmayan meslek kurumları ile adeta bir mücadele verdiğini ifade eden Sakar, “İktidarın özellikle düşüncesini paylaşmadığı odalarla girdiği mücadele her yıl artarak devam etmiştir. Yıldırmak sindirmek, yok sayılarak bugünlere kadar geldik. En son geldikleri aşamada da yapı ruhsatların mimarların ve mühendislerin müelliflik haklarının belirlendiği, isimlerinin ve imzalarının olduğu bölümler yeni çıkartılan ruhsat föyü uygulaması ile iptal edilmiş bulunmaktadır. Bu durum mesleğimiz adına, mimar ve mühendisler adına müelliflik haklarının yok sayılması anlamını doğurur. Bunun altındaki temel gerekçenin siyasi nedenlerden ötürü olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla bizi yok sayan, anayasal kurumları bu sürecin dışına itmeye çalışan iktidarın bu yaklaşımından bu ülkenin bu Cumhuriyetin ve Atatürk’ün gerçek değerlerini taşımaya çalışan meslek odaları adına kınıyorum” dedi.
“BU YAPILAN YENİ DÜZENLEMELER BİZİ YILDIRAMAYACAK”
“Mimarın ve mühendisin olmadığı bir yapının ruhsatlandırılması gibi bir uygulamanın kabul edilmesi asla mümkün değildir” diyen Sakar sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Bizler kentin ve ülkenin geleceğinin şekillenmesinde önemli roller üslenen meslek mensuplarıyız. Bir ruhsat düşünün ki projesini hazırlamış mimar, inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, makine mühendisi, jeofizik mühendisi, çevre mühendisi, peyzaj mimarı ve benzeri meslek gruplarının yaptıkları ürettikleri eseri koruma ve kollama adına da olsa ileride başına ne geleceğini bilemediği bir sürecin içine itiliyor olmasını kabul etmiyoruz. Bu yapılan yeni düzenlemeler bizi yıldıramayacak. Çünkü biz yüzümüzü aydınlık geleceklere açmak istiyoruz. Bunu kendimiz, ülkemiz ve en çok da çocuklarımız için istiyoruz. Bu uygulama için ne gerekiyorsa bunu omuzlarımıza almaya ve taşımaya hazırız. Bundan sonra her zamankinden daha ciddi bir mücadele başlayacaktır” dedi.
“GERİ DÖNÜLMEZ VE ONARILMAZ HUKUKİ SORUMLULUKLAR GETİRİYOR”
Daha sonra Mimarlar Odası Mersin Şubesi adına hazırlanan açıklamayı okuyan Genel Sekreteri Ünal Şahin ise Yapı Ruhsat Formu Standartlarında yapılan değişikliğin, kentteki mevcut arazilerin yağma edilmesi anlamı taşıdığını kaydetti. Ayrıca söz konusu değişikliğin 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanuna, kentleşme ve planlama ilkelerine aykırı olarak hazırlandığını ifade eden Şahin, “Bu düzenleme ile sahteciliğin önü açılmakta ve proje müelliflerinin eserleri üzerindeki tasarrufları yok sayılmaktadır. Getirilen bu düzenleme ile ruhsat alma süreçlerinin, projelerin sahipleri mimar ve mühendislerin bilgisi ve onmayı dışında tamamlanması planlanmaktadır. Proje müelliflerinin imzaları alınmadan hazırlanacak olan yapı ruhsatlarında, ruhsat eki projelerinin ve proje tadilatlarının denetimlerinin hangi yolla yapılacağı anlaşılmamakla birlikte, bu durumun hukuki ve mesleki sorumluluğu uygulamayı yapan belediyeler ve ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarını geri dönülmez ve onarılmaz hukuki sorumluluklar altında bırakacaktır” dedi.
“AĞIR MÜLKİYET HAKKI İHLALLERİYLE KARŞILAŞILACAK”
Mimar ve mühendislerin hazırladıkları projelerde uygulamada yaşanacak telif hakkı ihlallerine karşı Mimarlar Odası’nın her zaman üyelerine destek vereceğini kaydeden Şahin, meslektaşlarına şu uyarılarda bulundu: “Alınan tebliğ ile meslektaşlarımızın ve diğer mühendislik disiplinlerinin yapı ruhsatları üzerindeki denetim yetkisinin kaldırılmasına ek olarak, yapı sahiplerinin de kendi mülkleri üzerindeki imzalı onaylarının ilga edilmesi; yapı sahibinin hangi mimari proje ile ruhsat aldığını kontrol edememesi sonucuna yol açılacak ve ağır mülkiyet hakkı ihlalleriyle karşılaşılacaktır. Konu ile ilgili odamızın e TMMOB’ye bağlı diğer meslek odalarının çalışmaları devam etmekte olup, meslek haklarımıza yapılan bu saldırıya karşı mücadelemizin kararlılık sürdürüleceğini değerli kamuoyu ve meslektaşlarımızın bilgisine sunarız.”
“BOYUN EĞERSEK TÜKÜRÜLMEYİ VE LANETLENMEYİ HAK ETMİŞ OLACAĞIZ”
Sözlerinin son bölümünde AKP Hükümetine sert sözlerle yüklenen Şahin, “Hükümetin birliğimizi, odamızı ve mesleğimizin itibarsızlaştırma çabası tüm hızıyla devam etmektedir. Ramak kaldı, 24 Haziran sonrası hükmeden erkin seçilerine. Aynı erk kalırsa bu artan şiddet ve tahsilsizliğe güven artacak ve kanun koyucular yeni yönetmeliklerde KHK’larda yazacakları şu olacak. ‘Yapı işleri ile ilgili tasarım, proje uygulama, tadilat, kullanma izni süreçlerinin hangi aşaması olursa olsun işin TMMOB üyesi bir mimar veya mühendis tarafından yapıldığı tespit edilmesi T.C. kanunlarına göre cezai işlem gerektirir.’ Bunu neden yaparlar biliyor musunuz? Bize çok kızdığı bir anda yönetmeliğe eklettiği ve tüm Türkiye’de projelerimizin üzerinde en ufak bir oda onayı ibaresinin olmasının yasaklandığı, suç sayılması ve ceza gerektirmesi süreci bunun delilidir. Bu karardan sonra belediyeler korkudan protokollerimizi iptal etmediler mi? Bizler talanın, yalanın, haksızlığın karşısında kamunun savunucusu olduğumuz sürece bu baskı ve yok sayla tüm STK’ları ideolojisi doğrultusunda boyun eğdirinceye kadar devam edecektir. Ha boyun eğdik, biat ettik, evrensel ilkelere karşı çıktık, talanı, yalanı haklı bulduk, o zaman yaşanmaz hale gelecek yarınlarımız olmayacak mı? Mutlaka atamız gibi biri gelecektir ve yaşadığımız bu topraklar Atatürk gibi birini yaratmaya gebe. Bu önlenemeyecek. İşte biz bugün boyun eğenler olacaksak o gün tükürülmeyi ve lanetlenmeyi hak etmiş olacağız” diye konuştu.