İŞÇİLER “TAMAM” DİYOR!


 

DİSK Genel-İş Şube Başkanı Kemal Göksoy, işçilerin 24 Haziran’da işten atmalara, güvencesiz çalıştırmaya, iş cinayetlerine, OHAL’e, KHK’lara karşı ‘Tamam’ diyeceğini söyledi.

HEDİYE EROĞLU/SONER AYDIN

24 Haziran seçimlerine 2 gün kala siyasi partiler çalışmalarını sürdürürken, işçiler ve emekçiler de talep düşüncelerini sokakta anlatmaya başladı. DİSK tarafından ülke genelinde başlatılan TAMAM kampanyası Mersin’de de karşılığını buldu. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Mersin Şubesi tarafından yürütülen kampanya ile işçilere neden “Tamam” denilmesi gerektiği anlatılıyor. Kampanya ile ilgili gazetemizin sorularını yanıtlayan Şube Başkanı Kemal Göksoy, işçilerin 24 Haziran’da işten atmalara, güvencesiz çalıştırmaya, iş cinayetlerine, grev yasaklarına, OHAL’e, KHK’lara karşu ‘Tamam’ diyeceğini söyledi. İşçiler barış içerisinde kardeşçe yaşamak istediklerini dile getiren Göksoy, “Toplumu bastırarak, sindirerek yönetmişler. Toplumun dipten gelen, birikmiş bir öfkesi var. Dönem dönem bunu dışarı vurmaya çalışır. Bizim kaygılarımızdan biri de Gezi olaylarını aşan, daha büyük bir hareketin olmasıdır. Demokrasi, barış, adalet, hukuk şart olmazsa olmaz. Bunlar olmazsa kaos olur” diye uyarılarda bulundu.

SORU: DİSK’in yürüttüğü bir ‘TAMAM’ kampanyası var. Siz de sokaklardasınız ve bunu anlatıyorsunuz. Nedir bu kampanyanın içeriği?

K. GÖKSOY: TAMAM kampanyasındaki içerik belli. AKP hükümeti döneminde sendika ve emek örgütleri olarak neler kaybettik ve neler bekliyoruz bunları anlatıyoruz. Sadece AKP hükümetine değil, iktidara kim gelirse gelsin onlara anlatmak üzere bir kampanya başlattık.

HANGİ PARTİ İKTİDARA GELİRSE GELSİN, MUHATTAP ONU ELEŞTİRECEĞİZ

SORU: Kampanya kapsamında neler yapılıyorsunuz?

K. GÖKSOY: DİSK’in başkanlar kurulunda alınan bir karar doğrultusunda çalışma yürütüyoruz. Broşür ve el ilanları dağıtıyoruz.16 yıl boyunca neler kaybettik onları kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bizim şöyle bir durumumuz söz konusu; biz muhataplarla diyalog kurarız veya muhatapları esas alırız. Bu bizim örgütlü olduğumuz örgütümüz açısından muhatabı esas alma gibi bir zorunluluk getiriyor. Biz belediyelerde örgütlüyüz. Yani HDP’li belediyede de örgütlü üyelerimiz var. MHP’li belediyede de örgütlü üyelerimiz var, AKP’li belediyede de, CHP’li belediyede de örgütlü üyelerimiz var. Muhatap olduğu için AKP diyoruz. Yarın değişecek CHP gelecek veya HDP gelecek, MHP gelecek, İYİ Parti gelecek. Muhatap kimse onu eleştireceğiz. Övülecek tarafı varsa tabi ki öveceğiz. Ama bizim 16 yıllık AKP hükümeti döneminde kaybettiklerimiz var ve bu kaybettiklerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.

SORU: Kampanya çerçevesinde neler yapıyorsunuz?

K. GÖKSOY: Şimdi biz bu kampanyayla sadece işçilerle bir araya gelmiyoruz. Biz aslında kamuoyuyla da paylaşıyoruz. Bizim sendikal haklarımız, gerçekten, ciddi anlamda bir kayba uğradı. Saldırıya uğradı. Emeğe dönük kazanımlarımız, her geçen gün daha da saldırıya uğruyor.

KAZANILMIŞ HAKLARIMIZA SALDIRILAR ARTTI

SORU: Sendikal haklar dediğimizde ne anlamamız gerekiyor? Ne kaybettik? Hak ihlaller ne demek?

K. GÖKSOY: Biraz önce kazanılmış haklardan bahsettim ve bu kazanılmış haklara yönelik saldırılardan bahsettim. Aslında bu saldırılar sadece AKP’nin 16 yıllık iktidarlığı döneminde değil, bu saldırılar aslında Özal dönemi ile başladı. Yani Sayın Özal’ın o zaman serbest piyasa ekonomisinin önünü açmasıyla beraber özelleştirmenin hızla önünü açmış oldu. Bu, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz döneminde biraz daha zirve yaptı, biraz daha genişledi. Fakat oradan buraya gelip AKP’nin 16 yıllık dönemine baktığımız zaman bu zamanda zirvesine ulaştı. Yani burada zirvesine ulaşırken sendikal hakların gasp edilmesinden tutun, örgütlenmelerin, toplu üst sözleşmelerin zorlaşması hatta işçilerin işe dava açmaları bile burada zorlaşır hâle geldi.

OHAL İŞÇİNİN ÖNÜNÜ KAPATIYOR

Şimdi bunu dün radyo dinliyordum, Samsun’da miting konuşmasında da söyledi. Samsunlulara seslenirken Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Sanayiciler, iş adamları, işverenler, sizler niye rahatsızsınız? OHAL’in size ne zararı var? İş yeriniz mi kapanıyor? İşinize mi gidemiyorsunuz? Ne sıkıntınız var?’ derken aslında orada bir handikap var. İşçileri ilgilendiren, sendikamızın, işçilerimizin zoruna giden şu, işverenler parmakla sayılır. Bizim işverenlerimiz genelde belediyelerdir. Belediye başkanı bir tanedir. Üç tane de yardımcısı var. Dört tane. Bilemedin 6 tane olsun müdürüyle. Ama orada binlerce işçi çalışıyor. O işçileri hiçe sayarak sadece işte siz istediğiniz gibi rahat edin. Fabrikalarda, işletmelerde, iş yerlerinde, tersanelerde sadece işverene yönelik bu söylemi kullanırsan işçiler bunu unutmaz. Emekçiler bunu unutmaz. Bizim aslında biz yerde işçilerin, emekçilerin TAMAM demesinin bir sebebi de budur. Yani bizi hiçe sayan bir yerde bunları istediğiniz gibi çalıştırabilirsiniz, istediğiniz gibi işten çıkarabilirsiniz, istediğiniz gibi işten atabilirsiniz, istediğiniz ücreti verebilirsiniz. İstediğiniz saat çalıştırabilirsiniz gibi bir manaya gelen söylem tabi ki işçilerin, emekçilerin hatta sendikamızın Devrimci İşçi Konfederasyonu’nun hoşuna giden veya kabul gören bir söylem değildir. Kim söylerse söylesin.

DİSK İŞÇİDEN, EMEKÇİDEN YANADIR

Türkiye kamuoyu sendikaların, sendikacıların, sendika çalışmalarının gözlemcisidir. Görüyorlar. Yani bizi Gülnar’dan aradılar. İşte işçilerin, Gülnar’daki işçilerin çalıştıkları yer, yaşadıkları yer, siyasi görüşleri, eğilimleri belli. Ancak bizi ararken şunu söylüyorlar, biz Türkiye’de sendikal hak ve hukukun aranacağı bir sendika varsa onun da DİSK olduğunu biliyoruz. Çünkü bu son dönemlerde taşeron meselelerinden tutun da işte kadro meselesinde kadro aldatmacısı meselesinde de sokaklarda, alanlarda sadece DİSK’in sesini çıkardığını ve DİSK’in mücadele ettiğini görüyoruz diyorlar. Tabi DİSK de burada mücadelesini yürütmek zorundadır. Biz tabi isim vermemize gerek yok ama biz her zaman söylüyoruz; bu ülkede devletten beslenen sendika var, hükümetten beslenen sendika var, bir de ezilenden, yoksuldan işçiden beslenen sendika var. İşte o ezilenden, yoksuldan işçiden beslenen sendika Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’dur. Genel İş Sendikasıdır. AKP döneminde 200 bine yakın işçinin grevi yasaklandı, yandaş sendikadan ses Çıkmadı, çıkmaz. Bunlar, DİSK için, DİSK’in yapmış olduğu mücadele bir lütuf değildir. Görevi budur aslında. Bunu yapması gerekir. Bütün sendikaların bunu yapması gerekir. Yani bu ülkede grev yasaklanırken Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na bağlı işçi yasaklandı diğeri yasaklandı diye bir şey yok. Veya zam geldi, işten atıldı, diğer işçi etkilenmedi diye bir şey yok. İşçi, işçidir. Her işçi her gelen zamdan etkilenir. Her olumsuz yasadan, her olumsuz uygulamadan etkilenir, mesele bu. DİSK de buna sahip çıkıyor. Biz DİSK olarak taşeron yasasına karşı olduğumuzu söyledik. Burada taşeron sistemi kalkmadı sadece şirket değişti. İşçiler belediyeye ait şirkette işe girdi. Bunun bir tek iyi yönü var, o da artık her yıl ihale olmayacak. Ancak sosyal haklarla ilgili bir değişim olmayacak.

İşverenlere verilen bu kadar yetki, kuralsız ve güvencesiz çalışmayı beraberinde getiriyor. Kuralsız ve güvencesiz çalışma ise beraberinde iş cinayetlerini getiriyor. Deneyimsiz, iş sağlığı ve güvencesi eğitimi almayan işçiler çalıştırılıyor.

KÖLECE ÇALIŞTIRMA YASASI DAYATILMAYA ÇALIŞILIYOR

SORU: Taşeron sistemi bizi nereye götürecek, ileriki günlerde önümüze neler çıkartacak?

K.GÖKSOY: Türkiye’de işçi sınıfının tarihi bellidir. 70’lerde 15-16 Haziran direnişi var. O dönemde de Adalet Partisi şimdi olduğu gibi işçilerin grev hakkını yasaklamaya çalıştı. Kölece çalıştırma yasasını dayatmaya çalıştı. İşçiler buna karşı onurlu bir duruş sergiledi. Bir günde 75 bin sokağa çıktı. Bunun üzerine yasayı geri çekmek zorunda kaldılar. İşçi sınıfı taleplerine cevap alamadığı zaman bu duruşu sergileyecek güçtedir. İşçi bunu unutmaz. Haklarımızın gasp edilmesini, sendikal hakların engellenmesini kabul etmeyeceğiz.

İŞÇİLERİN, TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ HAKKI ELİNDEN ALINDI

SORU: DİSK’in hazırladığı raporda emekli aylıklarına değinilmiş. Asgari cüretin altında maaş alan emekliler var. Bu konuda çalışmalarınız neler?

K.GÖKSOY: Bunun belli sebepleri var. Özelleştirmenin yüzde 88’i AKP dönemimde yapıldı ve bütün kamu kurumu işletmeleri 47 milyar dolara satıldı. Daha sonra çeşitli 140 kamu çalışanı işinden aşından edildi. Sendikalarda Toplu İş Sözleşme kavramı, sendikal haklar dibe vurdu. Bugün Türkiye’de çalışan işçilerin sadece yüzde 10’u sendikaya üye. Yüzde 7’si ile Toplu İş Sözleşmesi yapılabiliyor. Yeni çıkan kadro meselesi ile bu yüzde 5’e düştü. Çünkü yeni yasa ile belediyelerdeki işçiler toplu iş sözleşmesi hakkını kaybetti. Burada asıl hedef örgütlü çalışmayı bitirmek. Sendika hak yasal bir hak. İşçiler, emekçiler günü geldiğinde bunu dile getirecek.

HALK EKMEKLE TERBİYE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR

SORU: Türkiye iktidarı değiştirebilecek güce sahip bir işçi sınıfı var. İşçi sınıfı neden birleşemiyor, talepleri doğrultusunda birlik olamıyor? En büyük sorun bölünmüş olması mı?

K.GÖKSOY: Kapitalist sistemin belli bir işleyişi var. İktidarda kalabilmek için insanları belli şeylere muhtaç eder. Bu ekmekle terbiye etmedir. Topluma gıda, kömür, makarna dağıtarak himaye altına almak bu ülkenin ayıbıdır. Kaynakların yoğun olduğu bir ülkede işçileri, emekçileri, hakkını, öğrencisini, gençlerini buna muhtaç ediyorsan bu utançtır. Biz buna karşıyız. Biz ülkemizi seviyoruz. Ülkemizde her türlü kaynak var ve bu kaynağın üretilmesinden yanayız.

TOPLUMSAL HAREKET YAŞANMASINDAN KORKUYORUZ

Toplum yıllardır beri, bastırılmış, korkutulmuş ve sindirilmiş durumda. Bunu darbelerle birlikte yaptılar. Toplumu bastırarak, sindirerek yönetmişler. Toplumun dipten gelen, birikmiş bir öfkesi var. Dönem dönem bunu dışarı vurmaya çalışır. Bizim kaygılarımızdan biri de Gezi olaylarını aşan, daha büyük bir hareketin olmasıdır. Demokrasi, barış, adalet, hukuk şart olmazsa olmaz. Bunlar olmazsa kaos olur. Biz hukuk devletinde yaşıyoruz. Ülkemizin yasaları var. Yasaları işletirseniz, uygulamaya koyarsanız sorun kalmaz. Biz 140 bin emekçiden bahsediyoruz. Bu işçilerin bir suçu var cezasını çeker ama yargısız infazlar var. Hakimler, mahkemeler etki altında. Asgari ücretle ile yoksulluk sınırı arasında uçurum var. Bu uçurumlar söz konusu iken, refahı iyi bir şekilde gösteremezsiniz. Toplumsal barışı içeren, insanların özgürce birlikte yaşayacağı bir ortamın sağlanması lazım.

TOPLUM BUNU UNUTMAZ HAKSIZLIĞI UNUTMAZ

Bunun değişmesi gerektiği gibi, seçmen de artık eski seçmen değil. İnsanlar yaşadığı ortama, çektiği sıkıntıya bakar. Söylemler çok da önemli değil. Söylemler karşılığını bulmalıdır. Bu dönem o dönemdir. Bu toplumda yaşayanlar, bir talep içerisinde. İktidarlar gelip geçti. Çok şeye şahit olduk. İktidar olan partiler eriyip gitti. Bu ülkeni insanı bazı şeyleri kabul etmez. Günü, zamanı geldiğinde artık tamam demesini bilir. Biz de DİSK olarak tamam deme noktasına geldik. Biz barış içerisinde, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Biz işimizden, aşımızdan edilmek istemiyoruz. Kamu kurumlarından, belediyelerden binlerce işçi çıkartıldı. Mersin’de Akdeniz Belediyesi’nde işçiler işinden oldu. Bir işçimiz işe geri döndü. Terör örgütleri ilişkili olduğu iddia edildi ama hiçbir ilişkisi olmadığı ortaya çıktı. Türkiye’de işten atmaların tamamında mahkemeler doğru karar verirse geri dönebilir. Örgüt üyesi var mı, mutlaka vardır ama bu belirlenir cezasını çeker. Eğer emekçiler siyasi sebeplerle işinden gücünden edilirse toplum bunu unutmaz. Bu toplumun her katmanını ilgilendiren bir yara. Ortada bir haksızlık, adaletsizlik var ve bu adaletsizlik giderilmeli.

SORU: Bunların ışında 24 Haziran seçimleri öncesi işçilere, emekçilere yurttaşlara neler söylemek istersiniz?

K.GÖKSOY: Barış, demokrasi, hukuk, eşitlik olmazsa olmaz. Biz hukuku, barışı, demokrasiyi, eşitliği savunmaya devam edeceğiz. 24 Haziran’dan sonra güzel günler göreceğimize inanıyoruz. Kim gelirse gelsin emek ve demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyeceğimizi belirtmek istiyorum.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA