SONER AYDIN

Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Resmi Gazete'de yayımlandı. Kararname ile çeşitli kurumlarda görev yapan 18 bin 632 personel kamudan ihraç edildi. KHK ile görevden alınan 199 akademisyen arasında Mersin Üniversitesi (MEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu Kilim de yer aldı. 
Eğitim-Sen üyesi Kadri Memiş ve SES üyesi Nadide Toker de KHK listesinde adı yazan isimler oldu. Ancak hem Toker hem de Memiş daha önce üniversite yönetimi tarafından görevden alınmıştı.

ÖNCE SÖZLEŞMESİ YENİLENMEDİ, SONRA KHK İLE ATILDI!
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenlerle dayanışmak amacıyla “ikinci imzacılar” arasında yer aldığı için sözleşmesi yenilenmeyen Yrd. Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu Kilim, uzun hukuksal mücadele sonucu işine döndü. Mahkeme kararı ile görevine dönen Yrd. Doç. Dr. Ergüzeloğlu bu defa KHK ile görevinden alındı. Kararı gazetemize değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Ergüzeloğlu , “Rektör Ahmet Çamsarı tanrılarına kurban verdi” dedi. Hakkında herhangi bir soruşturma olmadığı halde KHK ile görevden alındığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Ergüzeloğlu, “Daha önce üniversiteden atılmış ve dava yoluyla geri dönmüştüm. Hakkımda o dönem güvenlik soruşturması bile yapılmıştı. Hakkımda hiç bir soruşturma ve iddia olmadığı halde görevden atıldım” diye konuştu.

TOKER: “ER YA DA GEÇ BU ZULÜM SON BULACAK!”
Mersin Üniversitesi’nde (MEÜ) memur olarak görev yapan Toker, Kocaeli Üniversitesinden Mersin Üniversitesi Rektörlüğü İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığına nakille geçiş yapmış, ancak 4 sonra, Rektörlük tarafından hakkında yürütülen güvenlik soruşturması sonucu işinden edilmişti. KHK ile yargı yolunun önünün kapatıldığını dile getiren Toker, “Daha önce üniversite yönetim kurulunun kararı ile haksız gerekçelerle görevime son verilmişti. Yaklaşık 7 aydır idari yargı kararını beklerken son KHK’ye ismimin eklenmesinin yargı sürecinin önünü kapatma çabası olduğunu düşünüyorum. Daha önce yargı yolu ile geri dönen hocamızın da bu KHK ile yeniden atılması bunun ispati. Hala bir yerlerde hukuk kırıntısı kalmış olmasından korkuyorlar belli ki. İşsizlikle, açlıkla, sosyal tecritle bizleri terbiye etmeye çalışıyorlar. Fakat bizler onurumuzla mücadele etmeye devam edeceğiz. Er ya da geç bu zulüm son bulacak. Haklılığımız öyle büyük ki ne yapsalar üzerini kapatamayacaklar” dedi.

MEMİŞ: “KORMUYORUZ!”
Üniversite’de geçici personel statüsünde çalışırken daha önce görevine son verilen Kadri Memiş de yargı kararı bekleyen isimler arasındaydı. Ancak son KHK ile yargı yolu kapandı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra iktidarın sol muhalif kesimler üzerinde yoğun baskı oluşturduğunu dile getiren Memiş şunları söyledi: “Bu hükümetin 15 Temmuz darbesinden sonra tüm muhalif kesimlere saldırmasının doğal bir sonucudur. Özellikle Eğitim-Sen ve SES’in mücadele yapısı bunları korkutmuş olacak ki daha çok sol muhalif kesimlere yöneliyorlar. Kendileri için korku kaynağı. Biz bunlardan korkuyor olsaydık bu mücadeleye girmezdik. İçinden geldiğimiz bir mücadeleci gelenek var. Eğer diz çökersek bizden namerdi yok.”