“BİRBİRİMİZE SAHİP ÇIKALIM”


 

Barodaki son yıllardaki geriye gidişi ileriye taşımak için büyük çaba sarf ettiklerini açıklayan Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Hem ülke hem de kent kamuoyunun sorunlarına karşı çözüm için varız. Biz onlara sahip çıkıyoruz onlarda bize sahip çıksınlar. Bizimle birlikte hareket etsinler” d

HEDİYE EROĞLU - MEHMET NABİ BATUK

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, ülke ve Mersin’in son durumunu gazetemize değerlendirdi. Mersin Barosu’nda son iki yılda gerileme yaşandığını ancak yeni dönemde bu gidişatı tersine çevirmek için gece gündüz çalıştıklarını söyleyen Yeşilboğaz, gelişim, değişim ve işbirliği için kapılarının herkese açık olduğunu söyledi.

“MERSİN BAROSU DEĞİŞİM GEÇİRECEK”

SORU: Mersin Barosu son birkaç yılında adeta geriye gidiş yaşadı, peki yeni süreç bir sıçrama dönemimi olacak?

B. YEŞİLBOĞAZ: Biz mazbata törenimizdeki söylemlerimizde Mersin Barosu’nun bir değişim geçireceğini ve eskisi gibi olmayacağını söyledik. Mersin Barosu önceki dönemlerinde Türkiye’nin en öncü barolarından biriydi. Tüm ülkeye mal olan projelerin öncüsü konumundaydı. Yani sadece kendi dar çevresine hapsolmuş ve kendi iç sorunları ile uğraşan bir meslek örgütünün dışına taşmıştık. Ama son 2 yıldır Mersin Barosu yine içine döndü ve Avukatlık Kanunu’nun bize vermiş olduğu yetkiler kullanılmadan sadece bir meslek örgütü olarak faaliyetini sürdürmeye çalıştı. Ayrıca Türkiye gündemine oturduğumuz olaylar oldu ama bunlar nahoş olaylardı. Bu olaylar yüzünden Mersin Barosu konusunda tüm ülkede bir korku imajı oluştu. Bizi en çok sevindiren şey ise seçildikten sonra barolarımızdan sivil toplum örgütlerimizden gelen tebrik mesajları oldu. Biz eğer bu beklentiyi verebilmişsek, ne mutlu bizlere. Ancak bu durum aynı zamanda bu beklentiler beklentileri bizim karşılamamız gerekiyor. Mersin kamuoyu ve STK’ları artık yaptıkları projelerde Mersin Barosunu yanında görmek istiyorlar.

“ÖNCEKİ DÖNEMLERDE BU ŞİKÂYETLERİN ESAMİSİ OKUNMAZDI”

SORU: Yaklaşık olarak 2 bin üyeniz var. Seçimlerden sonra avukatlarında yeniden özgüveni yerine geldi denilebilir mi? Siz neler gördünüz?

B. YEŞİLBOĞAZ:  Bizden önce baro o kadar etkisiz kalmış ve bazı sorunlar o kadar kötü idare edilmiş ki, şimdi bize gelen şikâyetlere bakıyorum hayretler içinde kalıyorum. Çünkü bizim yöneticilik yaptığımız önceki dönemlerde bu şikâyetlerin esamisi okunmazdı. Kimse böyle sorunları çıkarmaya cesaret edemezdi. Mersin Barosu yönetimiyle, başkanıyla çıkan olaylara anında müdahale ettikten sonra sorunlarla ilgili bir daha hiçbir şey duymazdınız. Şuanda meslektaşlarımız bir kamu kurumuna gittiklerinde birçok sorunla karşı karşıya kalıyor.

“TARSUS CEZAEVİNDE BİRÇOK SORUNLA KARŞILAŞIYORUZ”

SORU: Özellikle Tarsus’ta cezaevi ile ilgili önemli sorunlar yaşanıyor. İlçelerde son durum nasıl?

B. YEŞİLBOĞAZ: Aslında aşılamayacak hiçbir sorun yoktur. Çünkü sorunları yöneticiler ve idareciler aşılmaz hale getirir. Şuanda biz kişisel nedenlerle Tarsus Cezaevinde birçok sorunla karşılaşıyoruz. Meslektaşımız işlemler için eskiden aracıyla ceza evine girdiğinde bir görevli gelip ona yardımcı oluyordu ve meslektaşımız işlemlerini halledip tekrar çıkıyordu. Şimdi bir talimatla bu uygulama yasal olmayan bir şekilde ortadan kaldırıldı, meslektaşlarımız cezaevinde kendileri bu işlemleri takip ediyorlar. Ama bu bizim için bir zaman kaybıdır. Ayrıca oradaki görevlilerin ne anlamı kalıyor? O zaman oraya elektronik bir sistem kurulsun, biz avukatlık kimliğimizi okutalım içeri gidelim işlemlerimizi halledelim çıkıp, işimize geri dönelim. Bu işlemleri madem bu hale getiriyorsunuz bizde otomasyona geçelim diyoruz. Çünkü insanların kişisel kaprisleriyle ve sorunları ile uğraşmayalım.

SEÇİM GÜVENLİĞİ İÇİN TARAF OLDUK

SORU: Türkiye bir seçimi daha atlattı. Sizin de adil ve güvenilir bir seçimin gerçekleştirilmesi için bazı çalışmalarınız oldu. Seçimde avukatlar neler yaşadı?

B. YEŞİLBOĞAZ: Anayasa’daki Avukatlık Kanunu’ndan gelen görevlerimizden birisi demokrasinin çarklarının güvenli ve doğru bir şekilde dönmesidir. Bu yüzden bizim seçim güvenliğinden ve vatandaşın özgürce oy kullanabilmesi için bir taraf olmamız gerekiyor. Biz her okula bir avukat projesi başlattık. Bununla ilgili İstanbul’dan eğitimciler getirdik. Meslektaşlarımızın tamamına eğitim verildi. Projede bizi en çok sevindiren her partiden avukat arkadaşımızın bu eğitimlere katılması oldu. Biz hepsine ayırt etmeden görevler verdik. Onlarda hakkıyla sahada çalışmalar yaptılar ve vatandaşların sorunsuz bir şekilde oy kullanmasını sağladılar. Ancak bu süreçte bizi üzen bir olay yaşandı. Valilikte yapılan bir güvenlik toplantısında ‘avukatları seçimlerden uzak tutacağız’ denilmiş. Aslında avukatların sandıktan uzak tutulması yerine onların bizden talepte bulunması gerekiyordu. Çünkü bu seçimin meşru ve toplum tarafından kabul edilebilmesi için en azından bizim garantörlüğümüzde olsun. Biz bu anlamda fayda sağlayalım.

“SEÇİM BİTTİ AMA YÖNETMELİKLER HALA BİLİNMİYOR”

SORU: Seçimin ardından karşımıza rejim değişikliğine varan bir sonuç çıktı. Yeni devlet yapısı ile ilgili yasalar karşımıza nasıl çıkacak?

B. YEŞİLBOĞAZ: Tüm Türkiye kamuoyu gibi bizde bu konuda son derece merak içerisindeyiz. Çünkü nasıl bir uygulamanın yapılacağını bizler de bilmiyoruz. Referandumun ardından seçime kadar olan kısımda en azından yönetmelikler çıkacaktı. Nasıl bir uygulama olacağı, nasıl bir sitem kurulacağı konusunun kamuoyuna duyurulması gerekirdi. Ama bugün seçimleri geride bıraktık ama nasıl bir uygulama olacağını ve yönetmeliklerin ne olduğunu daha bilmiyoruz. Bu durum devletin objektif olma ve güven verme ilkesini zedeliyor. Bu konuda açık olmak zorundayız. Ülkemiz şuanda hem siyasal hem de ekonomik olarak bir çıkmaz içerisinde. İş dünyası nasıl bir sistemle karşı karşıya kalacağını bilmediği için yatırım yapmıyor. Yatırım olmayınca istihdamda olmuyor, ekonomideki döngü de sağlanamıyor. Hükümetin objektif ve şeffaf olmaması nedeniyle resmen ülkedeki hayat durdu.

“GÜCÜN TEK ELDE TOPLANMASI HATA”

SORU: Peki, bu rejim değişikliği sizce ne getirir ne götürür?

B. YEŞİLBOĞAZ: Dünyadaki rejim örneklerine baktığımızda yetkileri kısıtlanmayan hiçbir yönetimin sağlıklı karar veremediği gerçeği olduğunu görüyoruz. Gücün tek elde toplanması her zaman için hatadır. ‘ABD’de bile böyle bir sistem var’ deniliyor ancak orada öyle bir sistem yok. Çünkü orada yetkili bir senato var. Senato istemediği zaman başkan hiçbir şey yapamıyor. Trump, ‘ben askerlerimizi Suriye’den çekeceğim’ diye açıklama yapıyor. Ama başka bir sözcü çıkıp, ‘yok böyle bir şey’ diyebiliyor. Başkanı yalanlayabiliyorlar, ya da verilen bir yasa tasarısını geri çekebiliyorlar. Birde orada oturmuş bir sistemleri var bu sistem içerisinde artık başkanların belirli politikaları bulunuyor ama ana sisteme hiç kimse dokunamıyor. Burada önemli olan ana sistemlerinin oturmuş olmasıdır. Bizde böyle oturmuş bir ana sistem yok. Biz daha çok kervan yolda düzülür mantığı ile hareket ediyoruz. Bu durum başkanlık sistemi içinde böyle. Çünkü siz uygulamanın nasıl olduğunu bilmiyorsunuz. Sonra açıklama yapıyorlar ‘biz yanlış yaptık’ diye. Ama siz yanlış yaptığınız şeylerin insanlara olan yansımalarını nasıl telafi edeceksiniz? Seçilecek kişinin tek olması zaten en büyük tehlikeyi getiriyor. Siz tek kişiyi ikna ettiğiniz zaman onun üzerinden her şeyi yapabilirsiniz. Çünkü sistem, o tek kişinin aldığı tüm kararların sağlıklı olduğuna inanıyor. Siz alınacak bir sorunlu kararı nasıl kabulleneceksiniz? Dünyada bu kadar hızlı konjektürel değişiklikler olurken ne kadar verimli olacaksınız? Bu durum başkan olacak kişiye de bir züldür. Bu kişinin kaldıramayacağı bir yüktür.

ÇOCUK İSTİSMARI İLE MÜCADELEDE SORUN UYGULAMADA

SORU: Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden bir tanesi de çocuk istismarı ile mücadele. Hukuki düzenlemeler isteniyor, size göre ne yapılmalı?

B. YEŞİLBOĞAZ: Çocuk istismarında, suç ispat edilemediği şüpheli durumlarda dahi sanık aleyhine verilmiş ciddi cezalar var. Ancak bizim uygulamada çok büyük problemlerimiz var. Ayrıca toplumun, ailelerin ve çocukların daha çok bilinçlendirilmesi gerekiyor. Biz toplum olarak neyi doğru neyi yanlış yaptığımızı bilmiyoruz. Bazen iş işten geçtikten sonra ailenin haberi oluyor. Bu konuda öncelikle ailelerin çocukları en baştan bir birey olarak yetiştirmesi gerekiyor. Çocuklara haklarının ne olduğunu net bir şekilde anlatılması, vücudun bireyin kendisine ait olduğunu bir başkasının ona dokunamayacağını farkında olması gerekiyor. Çocukların yaşadıklarını korkmadan ailesine anlatması gerekiyor. Çünkü bu tarz olaylarda en büyük nokta istismarın durdurulmadığı zaman daha büyük aşamalara geçer. Bu da geri dönüşü olmaz yollara gider ve yolun sonunda çocuklarımızı kaybederiz.

SORU: Çocukları bilinçlendirmek konusunda bazı çalışmalarınız var nasıl gidiyor ve bunları yeterli buluyor musunuz?

B. YEŞİLBOĞAZ: Eğitim sorunları sadece bir kurumun çözebileceği bir konu değildir, çözüm için kolektif olarak hareket edilmesi gerekiyor. Biz Mersin Barosu olarak bazı komisyonlarımızı merkezlere çevirdik. Çünkü çocuk, kadın, çevre ve hayvan hakları bir ülke için çok önemlidir. Bu merkezlerde çok ciddi projeler üretmeye devam ediyoruz. Örneğin Çocuk Hakları Merkezimiz, Milli Eğitim İl Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi ile ilgili bir protokol yaparak okullarda farkındalık yaratma ve bilinçlendirme çalışmaları yaptık. Öte yandan Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile “Düşlerime Dokunma” isimli Türkiye’de ses getiren ve popüler olan bir tiyatro gösterisi sahneledik. Meslektaşlarımız bu gösteride rol aldılar. Bu dönemde de ‘Sihirli Küre’ isimli bir oyun sahneye çıktı. Bizde çocuk hakları merkezimizde çocuklarımız üzerinde bir farkındalık oluşturma adına nasıl daha ileri gidebilirsek gideceğiz.

“İDAM KONUSU BİLİNÇLİ OLARAK EMPOZE EDİLİYOR”

SORU: İdam konusundaki tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

B. YEŞİLBOĞAZ: İdamı dillendirenler, sürü psikolojisinden insan psikolojisine geçiş sürecimizi tersine çevirmeye çalışıyorlar. Bu konu bilinçli olarak empoze edilmeye çalışılıyor. Biz idamın geri dönüşünün olmadığını biliyoruz. Geri dönülmez uygulamalar getirdiğinizde bu sorumluluğun altından nasıl kalkacaksınız?

“AVUKATSIZ İŞ YAPMAYIN”

SORU: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mıdır?

B. YEŞİLBOĞAZ: Sağlık problemlerinde nasıl bir doktora gidiyorsanız hukuki tüm problemlerde vatandaşımız baroya gelebilir. Çocuk, hayvan ve kadın hakları merkezlerimiz bunun için varlar. Sizin hukuki konularda alacağınız 5 dakikalık bir danışma belki de sizin bütün hayatınızı değiştirecek ve haklarınızın zayi olmasına engel olacaktır. Bu yüzden adliyelere şikâyetler arttı. Ancak bu noktada adliye önündeki arzuhalcilere dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü arzuhalciler vatandaşların ciddi anlamda hak kaybı yaşamasına, maddi ve manevi zarara neden oluyorlar. Vatandaşlarımız hukuki işlerinde adliye kapılarındaki arzuhalcilere gitmesinler. Çünkü bunların hiçbir hukuki bilgisi yoktur. Biz seçildikten sonra Mersin Barosu olarak sadece iç sorunlarımızla uğraşmıyoruz. Hem ülke kamuoyu hem de kent kamuoyunun sorunları ile de ilgileniyoruz. Biz onlara sahip çıkıyoruz onlarda bize sahip çıksınlar. Bizimle birlikte hareket etsinler. Onu diliyor onu istiyoruz.



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA