Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, 24 Haziran seçimlerinin ardından yaşanan gelişmeleri ve kentteki kamu ve özel sektör yatırımlarını değerlendirdi.
Nükleer santral ve balık çiftlikleri konularının uzmanlarca tartışılması gerektiğini e bu konuda MTSO’nun öncülük yapabileceğini belirten Kızıltan, bu yatırımların siyasi malzeme haline getirildiğini ifade ederek, tarafları bir araya getirmek istediklerini ancak bu konuda bazı kaygılarının olduğunu söyledi. Bu konuda atılacak her adımın siyasi olarak algılandığını belirten Kızıltan, “Bir konuya iyi diyorsunuz bir taraf çıkıyor ‘neden iyi dedin?’, iyi dediğine göre o tarafa geçti diyorlar. Bu olmamış diyorsun ‘ya neden olmamış’, iyi olmamış dediğine göre öbür tarafa geçmiş diyorlar. İnsanların bu kaygılarından artık kurtulmamız lazım” diyerek tepkisini dile getirdi.
Kentin sorunların ve çözümler ile ilgili planlamalar olduğunu ancak uygulamada ki sıkıntılar nedeniyle sonuç alınamadığını da işaret eden Kızıltan, “Siyaseti dışarı atıp, iş yapmak lazım” dedi.
“EN ACİL SORUNUMUZ BİRLİKTESİZLİK”
SORU: Mersinin en önemli sivil toplum kuruluşu, meslek odası çatı örgütüsünüz. Beklentiler çok yüksek. Bu yeni dönemde ticaret ve sanayi odası olarak hedefler nelerdir?
A.KIZILTAN: Evet, çünkü kent olarak en acil sorunumuz birliktesizliktir. Bu yüzden o konuyu sürekli gündeme getirdik. Bir klişe gibi oldu ama neticede o havayı Mersin’e verdiğimize inanıyorum. Seçimlerden sonra tabi, çok fırtınalı günler yaşadık. Ancak aldığımız ilgi de aslında bizi çok memnun etti.
SORU: Talep de gelmiştir beraberinde. “Şu da eksik bunu da yapalım” şeklinde neler konuşlu ziyaretlerde?
A.KIZILTAN: Hep söylediğim şu var; ‘Biz manevi olarak da teknik olarak da her türlü desteği veririz ama bizi sadece para kaynağı olarak görmeyin.’ Tabi elimizden geldiğince, bizde bütçemizden destek veriyoruz. Mersinle ilgili ayağı yere sağlam basan, toplumu ilgilendiren, sektörleri ilgilendiren projelere de diğer sivil toplum örgütlerimizin yaptığı projelere de elimizden geldiğince destek vermeye çalışıyoruz.
MEVCUT ARAZİLERİ DAHA EFEKTİF KULLANMALI
SORU: En büyük beklenti ekonomik yapı ilgili. Özellikle işsizlik, yeni yatırım alanlarının oluşturulması isteniyor. Bu anlamda sizinde dört gözle beklediğiniz 1/5 bin ölçekli planlar çıktı ama eleştirilerde beraberinde geldi. Siz ne düşünüyorsunuz?
A.KIZILTAN: Şimdi bir talep var ama sanayi arazisi üretmek kadar da zor bir şey yok. Çünkü Mersin’in coğrafi yapısı buna meydan vermiyor. Ancak üretilen sanayi alanlarını da bizim efektif kullanmamız lazım. Nasıl efektif kullanacağız derken yüksek teknoloji ve katma değer sağlayacak firmaları, yatırımcıları mevcut yerlere çekmemiz lazım. Bu arada Mersin’de konut alanı üretmek çok kolay. Bakıyorsunuz patır patır binalar yükseliyor. Bunu bir belediye başkanına sordum. Sanayi alanı, tahsis etme işlemlerinde birçok bürokratik engelin çıktığını söyledi. Burada demek ki konut alanı üretiminde böyle bir engel yok. Bu yüzden binalar patır patır yükseliyor.
11 BİN 500 SATILMAYI BEKLEYEN SIFIR KONUT VAR
SORU: Ama arz-talep meselesi de burada önemli değil mi?
A. KIZILTAN: Şimdi şöyle; arz talep yöntemi nedeniyle tüm ekonomi politikası konut inşaatına yönelmiş durumda. Burada bir rant ekonomisi oluşmuş. Bu rant ekonomisi plansız bir yapı üretimine neden oluyor. Bu alanda birçok insan biliyorum işini gücünü kapatıp inşaattan büyük gelir geliyor diye sermayelerini sadece inşaata yatırıyorlar. Yıllarca böyle sürünce plansız yapılaşma bir kangren haline geldi. Yani yanlış hatırlamıyorsam Mersin’de son istatistiklere göre 11 bin 500’ün üzerinde satılmayı bekleyen sıfır konut stoku var. Çok yüksek bir rakam bu. Her şeyde olduğu gibi planlı davranılması gerekiyor ama biz planlı davranmıyoruz.
SANAYİYE ARAZİ YOK KONUTA VAR
SORU: Mersin konut odaklı yapılaşma politikası nedeniyle verimli tarım arazilerini de kaybetmiyor mu?
A. KIZILTAN: Yani o bahçeler konut için çok hızlı bir şekilde yok ediliyor. Ama aynı arazilerde üretim yapacak bir sanayi bölgesi kurmaya kalkınca “Burası tarım bölgesidir” deyip karşı çıkıyorlar. Ama aynı araziye konut gelince bahçeler sökülüyor patır patır binalar çıkıyor.
OSB OTOBAN BAĞLANTI YOLU DURDU
SORU: Mersin’de organize sanayi bölgesi çalışmaları hız kazandı ama hâlâ istediğimiz düzeyde değiliz neden?
A.KIZILTAN: Bu tür yatırımların önünün açılması için yolların ve liman ile otoban bağlantılarının yapılması ve olanaklarının arttırılması lazım. Ama ne yazık ki Mersin’de bu işler yavaş yürüyor. Gene burada bürokratik ve yasal engeller çıkıyor. En önemlisi büyük kamulaştırma sorunları çıkıyor. Örneğin iki organize sanayinin otoyol bağlantısı yapılıyor, bu sefer kamulaştırma sorunları çıkıyor. Mahkemelere gidiyorsunuz yıllarca burada sürünüyorsunuz. Sonra projeler duruyor ve mahkemeyi bekliyor.
“EKONOMİ DE SİYASETTE MERSİN İÇİN OLACAK”
SORU: Ama biz bu süreçte çok gereksiz konularla uğraşmıyor muyuz? Bu yüzden çok geriden gelmiyor muyuz?
A. KIZILTAN: Zamanında bu yüzden beni eleştiriyorlar, ‘Sen hep birlik beraberlik, birlik beraberlik diyorsun, bırak artık’ diyorlar. Biz bu ayrışmada, ‘o yükselmesin onun ayağını çekin, bu başarılı olmasın dediğimiz için bu hale gelmedik mi? Ama tüm baskıya rağmen bu kente birlik havasını kazandırdığımıza inanıyorum. Çünkü seçim çalışmalarında birçok parti bu birlikteliğimizi kullandılar. Bu yüzden ekonominin de siyasetin de Mersin için olduğu insanların kafasına yerleşecek, bunun başka bir çaresi yok.
Tüm siyasi parti milletvekili adayları seçim çalışmalarında MTSO’yu ziyaret ettiler. Ziyaretlerde bütün siyasi adaylara seçildikten sonra bir araya gelecek misiniz diye sorduk. Hepside olumlu yanıt verdiler. Başta bu birlikteliği kendimizin yaratması gerekiyor ki Mersinlilerin kendisine olan güveni artsın.
BU YATIRIMLARIN GETİRİSİ GÖTÜRÜSÜ TARTIŞILMALI
SORU: Mersin’de çevreyi ağır kirletici özelliği ile bilenen yatırımlar hız kazanıyor. Siz bu yatırımları nasıl görüyorsunuz?
A. KIZILTAN: Ben burada MTSO’yu temsil ettiğim için kişisel görüşlerimi açıklamam doğru olmaz. Çünkü bizim her kesimi gözetmemiz lazım. En önemlisi bu işlerin hepsi teknik konular. Örneğin Nükleer Santral konusu da balık çiftlikleri konusu da başlı başına bir uzmanlık gerektiriyor. Bu tarz durumlarda herkes kendi kendine ahkâm kesebilir, en kolay yol kötülemektir. Ama kötülemeyip de, bu işin iyi olacağını söylemekte çok zor. Bizim yapacağımız tek ve en önemli şey tarafsız bir gözle teknik olarak bu yatırımların değerlendirilmesi, getirisinin ve götürüsünü tartışmaktır.
“TEKNİĞİNE UYGUN YAPILIRSA KOKULACAK HİÇBİR ŞEY OLAMAZ”
Balık çiftlikleri ile ilgili kıyıdan 3 kilometre açıkta ve 40 metrelik derinlikte bu işi yaparsanız, suyun basıncından dolayı her şey pulverize olarak yok oluyor. Eğer bu çiftlikler tekniğine uygun yapılırsa korkulacak ve endişe duyulacak hiçbir şey olamaz.
Nükleer santral konusunda bir kesim yerinin çok yanlış olduğunu söylüyor. Burada olmazsa gidilip Marmara’ya yapılacaktı. Bu seferde oradakiler buna karşı çıkacaktı. Bu yatırımın olumsuz taraflarını kabul ediyoruz. Psikolojik olarak turizmi, tarımı kötü etkileyecek. Burada üretilen tarım ürünleri etiketi olacağı için dış piyasada karşılığını bulamayacak. Bu yatırımında eksisi artısı ile yeniden düzenlenip tarafsız bir şekilde yeniden anlatılması lazım.
BALIK ÇİFTLİKLERİ KONUSUNDA TARAFLAR BİR ARAYA GELMELİ
SORU: Sizin bu yatırımlarla ilgili olarak konunun taraflarını bir araya getirmek için bir çalışmanız olacak mı?
A. KIZILTAN: Yapılacak bir çalışma tabiî ki aklımızdan geçiyor. Ama yapılan, konuşulan her şey siyasi olarak algılanıyor. Bir konuya iyi diyorsunuz bir taraf çıkıyor neden iyi dedin diyor. Bu iyi dediğinde ise ‘o tarafa geçti’ diyorlar. Bu olmamış diyorsun ‘ya neden olmamış’ diyorlar. İyi olmamış dediğine göre öbür tarafa geçmiş diyorlar. İnsanların bu kaygılarından artık kurtulmamız lazım. Bu yüzden biz balık çiftliklerine karşı olanları da savunanları da bir araya getirip, işin tarafsız uzmanları ile birlikte değerlendirilmesini düşünüyoruz.
ÇÖZÜME GİDİCİ, SONUÇ ALICI PLANLAR YAPMAK LAZIM
SORU: Mersin’de en önemli sorunlardan biri de ulaşım. Kentin içine sıkışmış bir yoğunluk var. Kent içi trafiğin çözümü için neler yapılabilir?
A. KIZILTAN: Aslında bunları hiç konuşmuyor olmamız gerekiyor. Ulaşımda uzman kuruluşlar, odalar var. Hangi caddeden hangi saatte ne kadar araç geçtiği belli. Kentin trafik yükünü azaltmak için kenti ne tarafa doğru kaydırmak gerekli bu veriler elimizde mevcut. Evet, bu konuda planlamalar yapılıyor ama uygulamada sıkıntılar yaşanıyor. Kentin üzerinde mutabık kalacağı bir plan yapılırsa el birliğiyle bu iş yapılır. Çözüme gidici, sonuç alıcı planlar yapmak lazım. Siyaseti dışarı atıp, iş yapmak lazım.
“KENTİN TOPYEKÛN PLANLANMASI LAZIM”
SORU: Önümüzde bir seçim daha var. Sizin kent yöneticilerinizden beklentileriniz, talepleriniz neler?
A.KIZILTAN: Yine adaylar, aday adayları çıkacak, ‘bu kenti birlikte yönetelim’ diyecekler. Kent yöneticilerinden sürekli istekler oluyor. Turizm bölgesi ile ilgili Ankara’ya gittim. Orada yeni Turizm Bakanı ile konuşma fırsatım oldu. Mersin’deki turizm yatırımlarının hayata geçirilmesi için cumhurbaşkanının kendisine talimat verdiğini söyledi. Biz oda olarak oradaki yatırımcılarla bir toplantı yapmayı düşündüğümüzü, oda olarak elimizden geleni yapacağımızı söyledim. Bakan da bana ‘Siz toplantı yapmayın. Bu konuda bana talimat var. Ben yatırımcıları toplayıp toplantı yapacağım. Ben bu yatırımların hayata geçirilmesi için elimden geleni yapacağım’ dedi. Yatırımcının da endişesi var. Bizim turizmde asıl hedefimiz Ortadoğu değil. Gelir düzeyi, kültür düzeyi daha yüksek bir turist beklentisi var. O bölgenin hayata geçirilmesi Mersin’e Avrupalı turistin gelmesini sağlayacak. Bu işlerin topyekûn planlanması lazım. Kurvaziyer limanı, turizm bölgesi bir arada yürütülmesi lazım. Kent meydanları oluşturmamız lazım. Kent karakterini oluşturmalıyız. Kurvaziyer gemisi geliyor ama gezecek yerlerimiz yok.
“KİMSE UMUDUNU KAYBETMESİN”
SORU: Son olarak yeni döneme dair beklentilerinizi alalım.
A.KIZILTAN: Şuan odadan çok büyük beklentiler var. Kimisi şehri kalkındıracağımızı düşünüyor, kimisi sanayiyi kalkındıracağımızı düşünüyor. Biz yönetim olarak sanayicimizin, iş insanlarımızın önünün açılması için her türlü çabayı göstereceğiz. İyi niyetle çalışacağız. Aklımızda birçok fikir, proje var. Bunları hayat geçireceğiz. Eylül ayından itibaren üyelerimize her ay eğitimler vermeyi düşünüyoruz. Bunların planlamasını yapıyoruz. Diğer kurumlarla diyaloglarımız var, uyum içine çalışıyoruz. Elimizden geleni yapacağız. Kimse umudunu kaybetmesin. Türkiye her şeye rağmen güçlü bir ülke.