“GELECEĞİMİZİ BİRLİKTE KURTARALIM”


 

AKUT Mersin Ekip Lideri Doğan Göktekin, herkesi AKUT’ta gönüllü olmaya davet ederek “Gelin, geleceğimizi birlikte kurtaralım” çağrısı yaptı.

HEDİYE EROĞLU / MEHMET NABİ BATUK

Temelleri 1994 yılında bir grup üniversiteli dağcının yaşadığı felaketin ardından 1996’da atılan, Mersin’de ise 2011 yılında kurulan Arama Kurtarma Derneği (AKUT) gerçekleştirdiği operasyonlarla adından sıkça söz ettirmeye devam ediyor. Özellikle 17 Ağustos Gölcük Depremi’nden sonra Türkiye’nin birçok şehrinde temsilcilik açan dernek, Mersin’de de örgütlenme ağını genişletiyor. Mersin’de kurulan temsilciliğin ekip liderliğini yürüten Doğan Göktekin, AKUT’ta gönüllü olmanın önemini gazetemize anlattı.

“AKUT, BİR GRUP ARKADAŞ TARAFINDAN KURULDU”

SORU: AKUT nasıl ortaya çıktı?

D. GÖKTEKİN: 1994 yıllarında bir grup üniversiteli dağcının, tırmanış esnasında arkadaşlarını kaybetmeleri neticesinde böyle bir arama ve kurtarmanın eksikliğini hissediyorlar. 1995 yılında bu arkadaşlar bir araya geliyorlar tartışıyorlar daha sonra 14 Mart 1996 yılında AKUT ismiyle bir kurumun kuruluşunu ilan ediyorlar. Sonrasında 1998 yılında talihsiz bir Ceyhan depremi yaşanıyor. Burada AKUT ekiplerinin depremde gösterdiği yararlılıklar nedeniyle dönemin hükümeti AKUT’u topluma yararlı dernek statüsüne yükseltiyor. Ceyhan’ın yaraları henüz sarılmamışken 17 Ağustos 1999’da Gölcük Depremi yaşanıyor. Deprem sonrasında Türkiye’nin birçok şehrinde temsilcilikler kurulmaya başlanıyor. Mersin’de de 2011 yılında bir grup gönüllü bir araya gelerek AKUT Mersin Ekibini kuruyorlar.  

“HERYERDEYİZ”

SORU: Bugün Türkiye’nin 81 ilinde AKUT Gönüllülerine ulaşmak mümkün mü?

D. GÖKTEKİN: Türkiye genelinde 30 ayrı ilde temsilciliklerimiz var. Totalde 2 bin 300 gönüllümüz bulunuyor. Ama ilginç olarak gittiğimiz her yerde bize ne kadar maaş aldığımız soruluyor. Çünkü bizi devletin bir kurumu olarak görüyorlar. Bu yanlış bir durum bizim 2300 gönüllümüzün içinde sadece 8 adet maaşlı personelimiz var. Bunun dışındaki 2292 kişi bireysel gönüllülerimizdir.

SORU: Günlük hayatta ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Vatandaşların sizden ne gibi beklentileri var?

D. GÖKTEKİN: AKUT, arama ve kurtarma faaliyetleri alanında büyük bir boşluğu doldurdu. Bunun beraberinde Mersin’de de yine ona keza geçtiğimiz yıl AFAD İl Müdürlüğü ile bir protokol imzalandı. Bize gelen ihbarlar AFAD ve 112 acil durum ihbar hattı üzerinden de düşüyor. Çok ilginç ihbarlarda alıyoruz. ‘Aracımın motor kaputuna yılan kaçtı ne yapabilirim?  Aracım çamura saplandı gelip kurtarır mısınız?’ diye arayanlar oluyor. Ciddi olaylarla da karşılaşıyoruz ama gelen tüm talepleri vatandaşa yararı olacak şekilde başka bir kanalın açılmasını da sağlıyoruz.

Müdahale ettiğimiz olay sayısınız net bir ortalaması olmuyor. Geçtiğimiz ay içerisinde biz yıllık iznimizi yaparken tatilimizi yarıda kesip kayıp şahıs operasyonuna gittiğimiz oldu. Bayram günümüzü yarıda kesip bir keçi kurtarma operasyonuna gittiğimiz oldu. Bir bakıyorsunuz aynı gün içinde arka arkaya 3 operasyon geliyor bir bakıyorsunuz 15 gün hiçbir ihbar gelmiyor. Bunun bu yüzden total bir sayısı yoktur.

“GÖNÜLLÜ OLMAK İSTEYENLERİ EĞİTİME TABİ TUTURUYORUZ”

SORU: Peki bir vatandaş nasıl AKUT gönüllüsü olabilir?

D. GÖKTEKİN: Gönüllü olmak isteyen vatandaşlarımız öncelikle bize başvuruyorlar. Başvuruları iki dönemde kabul ediyoruz. Başvuru aşamasının ardından gönüllerimizi yılda 2 kez uyum eğitimine tabi tutuyoruz. Bu eğitimler 3 hafta ve haftanın seçilen bir günü gerçekleşiyor. Gönüllü profiline baktığımızda kişinin gönüllülüğü ve arama kurtarma faaliyetlerini sevmesi gerekiyor. Bir diğer önemli konu ise bu faaliyetler için zaman ayırması. Ancak maalesef ‘Ben gönüllü oldum kırmızı tişörtü giydim bir fotoğraf çektireyim sonrasını boş ver’ gibi bir yaklaşım çok revaçta. Yalnız biz bu yaklaşımı kabul edemiyoruz. AKUT’u ne alacağım diyenlerin değil, ne vereceğim diyenlerin kurumu olarak değerlendiriyoruz. Yani vatandaşın AKUT’a bir şeyler katacaksa gönüllü olması gerekiyor. Bir gönüllünün operasyonel gönüllü olması için aşağı yukarı 1 yıl geçmesi gerekiyor. Onun dışında kalan arkadaşlarımızı etkinliklerde sosyal sorumluluk projelerinde ve seminerlerde yavaş yavaş kabul etmeye devam ediyoruz.

“AFETLERE HER AN HAZIR OLMALIYIZ”

SORU: Arama ve kurtarma alanında yaptığınız bilinçlendirme çalışmalarının vatandaş için ne gibi bir önemi var?

D. GÖKTEKİN: Geçtiğimiz yıl Mersin’de büyük bir dolu afeti yaşadık. Mersin’in bugüne kadar çok fazla bilmediği bir şeydi binlerce arabanın tavanı ve kaportası çöktü. Bu yüzden bu şehrin yaşanabilecek her afete hazır olması gerekiyor. Sellere ve depremlere hazır olmalıyız. Dileriz ki bize ihtiyaç olmaz ama bizim buna hazır olmamız gerekiyor.

“TEK DERDİMİZ ARAMA KURTARMA YAPABİLECEĞİMİZ MALZEMELERİN TEMİNİ”

SORU: Kamuoyu sizden daha somut projeler yapılmasını bekliyor. Peki, biz önümüzdeki süreçte neler göreceğiz?

D. GÖKTEKİN: Bizim aslında hazır projelerimiz var. Görüşme yaptığımız STK’lara, iş insanlarına ve yerel yönetimlere bu projeleri aktarıyoruz. Kendileri ile işbirliği yapabileceğimizi söylüyoruz. Bu noktada yanlış anlaşılmasın biz hiçbir zaman gönüllülerimiz için hiçbir kurumdan iş talebinde bulunmuyoruz.  Bunun tüm kent kamuoyunun bilmesini istiyoruz. Bizim tek derdimiz arama kurtarma yapabileceğimiz unsurları ve malzemelerin temini noktasındadır. Çünkü AKUT’un ayakta kalması tamamen bağışlarla oluyor.

“MEZİTLİ, TOROSLAR VE BÜYÜKŞEHİRLE PROTOKOLLERİMİZ VAR”

SORU: Size hangi kurumalar destek oluyor?

D. GÖKTEKİN: Toroslar Belediyesi ile bir protokol imzaladık. Öncesinde Mezitli Belediyesi ile bir protokolümüz zaten vardı. Mersin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ile karşılıklı eğitim ve iş birliği protokolümüz var. Biz bu işbirliği protokollerimizin daha da gelişmesini istiyoruz. Çünkü arama ve kurtarma çalışmalarında bu kentte hizmetkâr olacağını söyleyen 60 tane gönüllü var. Bu gönüllüler sadece yapacakları işlerde kullanacakları malzemeleri bekliyorlar. Bu konuda gerek hükümet kurumları gerek ise yerel yönetimler bu gönüllüleri daha çok dikkate almalılar. Çünkü ben işimden arta kalan zamanlarda gidip kurumun yapması gereken şeylere hizmetkârım diyorum. Dolayısıyla böylesi bir fırsatı artık ganimete çevrilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sonuçta AKUT’un bireysel bir talebi yoktur.

SORU: Yer ve tesis konusunda geçmiş dönemlerde bir sıkıntınız vardı bu sorun çözüldü mü?

D. GÖKTEKİN: Yerleşke problemimiz çözüldü. Yaklaşık iki yıldır Mezitli Belediyesi sınırları içerisinde tahsis edilen bir yerleşkemiz ve eğitim parkurumuz var. Dolayısıyla eğitimlerimizi hem açık alanda hem de kapalı bir alanda yapabiliyoruz.

“MERSİNLİLERİ GÖNÜLLÜ OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

SORU: Büyükşehir yasası ile birlikte yerel yönetimlerde özel kırsal kesimlere ilişkin ciddi sıkıntılar ve eksiklikler yaşandı. Mevcut birimler tehlikeli olaylara karşı müdahalede yetersiz kalıyor. Bu noktada Mersin’de mevcut ekiplere destek olacak gönüllü sayısı yeterli midir?

D. GÖKTEKİN: Örneğin Amerika’da yaşanabilecek felaketlere anında müdahale edecek her an hazır 300 bin gönüllü bulunuyor. Bunlar ülkelerine arama, kurtarma ve itfaiye gönüllüsü olarak hizmet veriyorlar. Dolayısıyla 60 kişilik bir gönüllü grubu Mersin için yeterli değil. 1 buçuk milyon nüfusu olan Mersin’de sadece 60 kişinin sayı olarak değerlendirdiğimizde denizdeki bir kum tanesi kadardır. Dolayısıyla biz bu işi yapabileceğini düşündüğü insanları da kurumsal kimliğimiz altında gönüllü olmaya çağırıyoruz. Ama bu noktada ne alacağım diye değil ne vereceğim diye düşünenler gelsin lütfen.

“ARAMA KURTARMA İLE İLGİLİ BAZI YASAL DÜZENLEMELER YAPILMALI”

SORU: Arama kurtarma gönüllülüğünün artması için çalışmalara küçük yaşlarda başlanması gerekmiyor mu?

D. GÖKTEKİN: Bu konuyla ilgili çalışmalarımız var. Ama Türkiye’de yasal bazı düzenlemeler yapılması gerekiyor. Örneğin, Amerika’da olası bir afet anında gönüllüler mutlaka ve mutlaka çalıştıkları işyerlerinde izinli sayılıyorlar. Bu kurum kültürünün bizde de yerleşmesi gerekiyor. Buradan devlet yetkililerine sesleniyorum. Bu konuda mutlaka çıkarabilecekleri bazı yasalar vardır. Gerek kamu kurumlarında gerekse de özel kuruluşlarda çalışan kişilerin bu tip afetlerde ücretleri kesilmeden özel izinli sayılmaları gerektiğini düşünüyorum. Diğer bir örneği de Japonya’dan verebiliriz. Bizim yaptığımız çalışmalar genelde afetler öncesi bir hazırlık çalışmasıdır. Japonya’da ise yılda 72 saat İmparator’un dahi katılmak zorunda olduğu bir tatbikat yapılır. Bu tatbikat hiçbir şekilde ertelenemez ve 3 yaşının altındaki çocukların dışında herkesin katılması zorunludur. Yine Japonya’da yapılan bir araştırmaya göre doğal afet öncesi yapılan bir birim yatırım afet sonrasındaki 3 birim zararın önüne geçiyor. Bizim yaptığımız seminerler de aslında bu bir birim yatırımın içerisinde görülebilir.

“HEDEF KİTLEYE ULAŞAMIYORUZ”

SORU: Afetlere hazırlık gibi konularda neler eksik?

D. GÖKTEKİN: Biz seminerlerde katılımcılara sorduğumuz en basit sorulardan bir tanesi sizin yaşadığınız çevrede kaç adet yangın söndürücü olduğudur. Ama araştırıyoruz iki üç sınıfın kullanabileceği bir yangın söndürücü çıkıyor. Ama bir yangın söndürücü olduğunda yapılacak hızlı bir müdahalede yaşanabilecek büyük bir felaketin önüne geçilebilir. Evlerimizin büyük çoğunluğunda uyarıcı yangın ve gaz detektörü bulunmuyor. İnsanlarımızın büyük çoğunluğu birçok acil ihbar hatlarına 112 üzerinden ulaşabildiğimizi bile bilmiyor. Bu noktaları biz insanlara anlatmaya çalışıyoruz. Biz sadece deprem bilinçlendirme diye seminerler vermiyoruz. Ama hedef kitleye ulaşamıyoruz. Bunun için bu konuların bir ders haline getirilmesi gerekiyor.

“ALDIĞIMIZ BAĞIŞLAR YETERLİ DEĞİL”

SORU: Bağış meselesi sizin için hayati öneme sahip. Bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?

D. GÖKTEKİN: Aldığımız bağışlar asla yeterli olmuyor. Bizim ihtiyacımız olan donanım, malzeme, araç ve yakıt ihtiyacımız bir kurum tarafından karşılanabilseydi, biz bağış konusunda hiç kimseye bir talepte bulunmazdık. Ama ne yazık ki bu böyle değil. Bizim kullandığımız ekipmanlar çok önemli. Çünkü siz hem kurtarmaya çalıştığınız kişinin canını hem de kendi canınızı bu ekipmanlara emanet ediyorsunuz. Bu yüzden öyle sıradan malzemeler alamazsınız. Bizim kullandığımız malzemelerin hepsi Avrupa Standartlarına uygun oluyor ve genelde yurt dışından gelen malzemeler oluyor. Bu malzemeler sonderece pahalı olan malzemeler. Bunların temini bizim açımızdan çok zor. Ama bir iş insanının ya da yerel yönetiminin ya da devlet kurumunun bana kalırsa basitten yapacağı şeylerdir. Bu malzeme teminleri düzenli bir şekilde yapılabilse biz hiçbir şekilde bağışlara ihtiyacımız kalmayacaktır. 

“GÖNÜLLÜLER İÇİN İZİN DÜZENLEMESİ YAPILMALI”

SORU: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

D. GÖKTEKİN: Takdir ederseniz ki tüm gönüllüler çalışan insanlardır. Biri yardıma muhtaç durumdayken siz kendi tatlı yaşantınıza dönemiyorsunuz. Açık konuşmak gerekirse bu durumda kalmak çok zor bir durum. Yardımımıza muhtaç olan, ya da bir dağ yamacında ayağı kırık olarak bekleyen biri varken siz; ‘Çalışma saatim geldi ben dönmek zorundayım’ diyemiyorsunuz. Bir ikilemde kalıyorsunuz ve genelde kendi cebinizden izin kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Bu durum biz gönüllüler için çok hoş bir durum olmuyor. Bu yüzden bunun çözümü için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. 



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA