Tarsus’ta Boğazpınar Köyü Kadıncık Çayı üzerinde kurulmak istenen HES’e karşı başlatılan hukuki mücadeleyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan yöre halkına çevrecilerden de destek geldi.
Gizem Ekici
Yaklaşık 10 yıl önce kurulan ilk Hidroelektrik Santrali (HES) nedeniyle büyük tahribat yaşanan Boğazpınar Köyü’nde halkın, aynı şirket tarafından kurulmak istenen ikinci HES’e karşı elde ettiği hukuk zaferi Danıştay’ca bozuldu. Danıştay’ın kararına tepki gösteren Boğazpınar, Olukkayağı, Fakılar, Efeler, Darıpınarı, Korucak, Kurt Çukuru halkı mücadeleyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıma kararı aldı.
Köylülerin Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmasının ardından Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi Derneği (ÇEKSAM) Derneği Başkanı avukat Semra Kabasakal da, konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladı.
Kabasakal, HES projesinin inşaatına başlanması halinde ileride telafisi imkansız zararlar oluşacağından Danıştay’ın kararının Anayasa Mahkemesi’nde yeniden görüşülmesini istediklerini söyledi.
“BİLİRKİŞİLERİN HES YAPILAMAZ RAPORU VAR”
Ahkan HES’e karşı kazanılan hukuk mücadelesinin Danıştay tarafından “düzeltme yolunun kapalı olacağı” şekilde bozulduğunu anımsatan avukat Semra Kabasakal, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Mersin İli Tarsus ve Çamlıyayla İlçesi sınırları içinde akan Berdan Nehri, Kadıncık Çayı üzerinde kurulmak istenen Akhan I-II Regülatörü ve HES (kırma-eleme-yıkama tesisleri ve harç karma üniteleri dahil) Projesi kapsamında tesis ettiği ‘çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu’ kararının iptali için Mersin İdare Mahkemesine Boğazpınar, Olukkayağı, Fakılar, Efeler, Darıpınarı, Korucak, Kurt Çukuru halkı ve Tarsus ÇEKSAM derneği olarak dava açtık. Açılan dava sırasında dosya bilirkişiye gönderilmiş; beş üniversite profesörü bilirkişilerce de açılan davadaki gerekçelerimiz yerinde görülerek; keşif ve inceleme neticesinde ÇED olumlu kararının uygun olmadığını ve kesinlikle HES yapılamayacağını tespit etmişlerdir. Bu tespit üzerine dava konusu Akhan I-II regülatörü ve HES Kırma – Eleme- Yıkama Tesisleri, harç karma üniteleri projesinin Kadıncık Vadisi ve Kadıncık Çayı üzerinde, yatağında ve civarındaki tabiat üzerinde, bölgeye özgü bitki ve hayvanların yaşam alanlarında ve yöre halkının yaşamında birçok olumsuzluğa yol açacağı, Mersin ve Tarsus’un içme suyunun buradan sağlandığı ayrıca ÇED raporundaki değerlendirmelerin eksik olduğu projenin etki alanının yanlış belirlendiği anlaşılmış olup anılan proje ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tesis edilen 19.04.2013 tarih 2593 sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak Mersin 1.İdare Mahkemesinin 29.02.2016 tarih ve 2013/637 esas , 2016/311 karar sayılı kararıyla ÇED olumlu kararını iptal etmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla Çamlıyayla Enerji Elektrik Üretim Anonim Şirketinin itirazıyla dava konusu Danıştay’a taşınmış olup Danıştay 14.Dairenin 2018/25 esas ve 2018/4675 karar sayılı kararıyla Mersin 1.İdare Mahkemesinin HES projesini iptal eden kararının bozulmasına, davanın reddine ancak bu kararın karar düzeltme yolunun kapalı olduğu şeklinde karar vermiştir” dedi.
“SAĞLIKLI BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKI İHLAL EDİLİYOR”
Danıştay’ın verdiği kararla birlikte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ‘etkileri bakımından özel yaşam, aile yaşamı, konuta saygı hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı’ maddesinin ihlal edildiğini dile getiren Avukat Kabasakal, “Yukarıda izah edildiği üzere; Anayasa Mahkemesine esastan yapılacak inceleme sonucunda, AİHS’in 2,6,8 ve 13.maddeleriyle Anayasanın 5,17,20,21,35,36,38,56,125 ve 141.maddeleriyle korunup garanti altına alınan hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği, HES projesinin bilirkişi raporunda da öngörülen etkileri bakımından özel yaşam, aile yaşamı, konuta saygı hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, AİHS’in 2 ve 8.maddeleri ihlal edildiğinden aynı zamanda Danıştay’ın bozma kararında HES projesinin etkilerinin Eko sistem tarafından kendi kendine giderileceği yönündeki değerlendirilmesinin Anayasanın 17 . ve 56.maddeleriyle öngörülen yaşam hakkı ve sağlıklı bir çevrede yaşama haklarını ihlal ettiği belirtilirken Eko sistemin bu zararları nasıl gidereceğini yukarıda izah edildiği üzere nasıl giderileceğini açıklayamayan Danıştay’ın gerekçeli karar hakkını yani AİHS’in 6 ve 13.maddeleriyle korunan adil yargılama hakkını ihlal ettiği ayrıca bilirkişi raporuyla tarafların ileri sürdüğü delillere dayalı bir gerekçe üzerinden hüküm kuran Danıştay’ın Anayasanın 36. Ve 141.maddeleriyle korunan gerekçeli karar hakkını ihlal ettiği temyiz yolunun kapatılmasıyla ise etkin başvuru hakkını ihlal ettiği bu nedenle Anayasa Mahkemesine yapılan başvurunun duruşmalı olarak incelenmesi ve HES projesinin inşaata başlanması halinde ileride telafisi imkansız zararlar oluşacağından proje hakkında tedbir kararı verilmesi ve davanın yeniden incelenmek üzere Danıştay 14.dairesine gönderilmesine karar verilmesini içeren başvuru ÇEKSAM (Tarsus Çevre Koruma Kültür VE Sanat Merkezi Derneği) olarak yapılmıştır” diye konuştu.