Mersin’den kurucular arasında yer alan Mürsel Şeker, meslektaşlarına dayanışma çağrısı yaparak “Hepimiz aynı gemideyiz bu gemi batarsa hepimiz batarız” dedi.

Mehmet Nabi Batuk

Mersin öncülüğünde Türkiye’deki 11 bölgede örgütlenen psikologlar, meslek sorunlarına ve özlük hakları ile ilgili problemlerle etkin mücadele etmek amacıyla Türkiye Psikologlar Platformu’nu kurmak için harekete geçti. Her yıl binlerce mezun vermesine karşı çalışma alanları her geçen gün daralan psikologların birçoğu çok düşük ücretlerle açlık sınırının altında çalışıyor. Bu gibi mesleki sorunlarını ve Türkiye Psikologlar Platformu’nun kuruluş amacını gazetemize anlatan Platform kurucu üyesi psk. Mürsel Şeker en büyük amaçlarının bağımsız bir meslek yasası çıkması için mücadele etmek olduğunu vurguladı. Psikologların yaşadıkları sorunların çözülmesi için hukuki ve bürokratik bir mücadeleye ihtiyaç olduğunu ifade eden Şeker, bu noktada meslektaşlarının arasındaki dayanışma ve birliğin arttırılmasının olduğunu kaydetti. 

“DUY DUYUR PSİKOLOGLAR MESLEK YASASI İSTİYOR”
Sözlerinin başında platform kurma fikrinin nasıl ortaya çıktığını anlatan Şeker, “Şuana kadar getirilen ve çözüm bekleyen mesleki sorunlarımızı anlatmak ve farkındalığını oluşturmak için böyle bir yola girdik. Önceden de bizim platform gibi oluşumlar kuruldu ancak zamanla bu kurumlar başarısız oldu. Bunun üzerine meslektaşlarımız arasında öğrenilmiş çaresizlik durumu söz konusu oldu. Sonra biz Twitter’dan ‘Duy duyur psikologlar meslek yasası istiyor’ başlığında bir kampanya başlattık. Bu kampanyaya hem alandaki arkadaşlarımızdan hem de üniversitedeki öğrenci arkadaşlarımızdan ciddi bir destek oldu. Sonra her biri en az 250 üyesi olmak üzere 11 grup kuruldu. Bir kampanya sonunda bir hafta içerisinde bir araya gelen 2 bin kişilik bir kitle haline geldik” dedi.

“MESLEKİ TÜM PAYDAŞLARIMIZI AYNI ÇATI ALTINDA TOPLAMAK İSTİYORUZ”
Platformu kurmalarındaki en büyük amacın bağımsız bir meslek yasasının çıkması ve özlük hakları ile ilgili sorunlarla daha etkin mücadele etmek olduğunu kaydeden Şeker, “Biz siyasi bir oluşum içerisinde değiliz. Hiçbir kurum veya kuruluşun arka bahçesi de olmayacağız. Mesleğimizle ilgili tüm kurumları bir federasyon altında toplamak ve hem öğrenci hem de alanda çalışan tüm psikologlarımızla aynı çatı altında buluşalım istiyoruz. Birçok kesim ile birlikte çalışıyoruz. Üniversitede öğrenciler ve akademisyenler, mezun arkadaşlarımız, alanında uzman olan psikologlarımızla birlikte çalışıyoruz. Bu çalışmalarımız sırasında Türkiye Psikologlar Derneği’nden (TPD) farklı bir oluşum olduğu için bazı eleştiriler alıyoruz.  TPD ülkemizde var olan tek derneğimizdir. Biz TPD ile de ortak çalışmalar yapabiliriz. Bizim için bu çalışmaların ne önünde ne arkasında olmak değil sadece tüm paydaşlarımızla ortak hareket etmeyi hedefliyoruz. Kuruluş hazırlıklarımız tüm hızıyla sürüyor. Yakın bir tarihte platformun kuruluşunu ilan edeceğiz” dedi.  

“MEZUNLARIMIZ İÇİN YETERLİ BİR İSTİHDAM ALANI YOK”
Kentteki kamu ve vakıf üniversitelerinde de 1500’e yakın öğrenci olduğu bilgisini veren Şeker, alanda özellikle istihdam alanında ciddi sorunların yaşandığını kaydetti. Psikolog adaylarının meslek yaşamındaki sorunlardan bihaber olduğunu ifade eden Şeker, “Öğrencilerimiz eğitimlerini tamamladıktan sonra alanda kendilerini ne gibi bir sürprizin beklediğini bilmiyorlar. Biz öğrenci arkadaşlarımıza onları daha çok kaygılandırıp üzmeden mesleki sorunlarımızı paylaşmaya çalışıyoruz. Her geçen gün üniversitelerimizde yeni psikoloji bölümleri açılıyor. Bu sene itibariyle toplanda 80’e yakın yeni bölüm açıldı bu programlara her yıl ortalama 100’e yakın öğrenci alınıyor. Bu konuda Psikoloji Öğrencileri Meslek Yasa Platformu’nun (PÖMYAP) yaptığı bir çalışmada bundan 5 yıl sonra bir yılda 40 bin psikologun mezun olacağı ortaya çıktı. Peki, bu mezunlar ne yapacak? Bu konuda genç psikolog adaylarımız için yeterli bir iş alanı var mıdır?” 

“ALDIKLARI SERTİFAKALARLA ALANIMIZA GİRİYORLAR”
Mersin’de kamuda ve özel sektörde çalışan 60’a yakın psikolog olduğu bilgisini veren Şeker, ayrıca alan dışında eğitim alan bazı kişilerinde mevzuattaki açıklıklardan yararlanarak bir psikoterapi merkezi açabildiğini kaydetti. Söz konusu durum nedeniyle psikoloji mezunlarının yaşadığı mağduriyetin katlandığını ifade eden Şeker, “Bir kişi istediği zaman kendisine bir psikoterapi merkezi tabelası asıp hasta bakabiliyor. Bizim daha özel sektörde, rehabilitasyon, diyaliz merkezlerinde önceden bir imza yetkimiz vardı. Sonradan bu yetkimiz yapılan düzenleme ile kaldırıldı. Şimdi bu yetkimiz olmadığı için alanımız dışındaki bölümlerden mezun olan insanlar bazı sertifikalar alarak bu yetkileri kullanabiliyorlar. Eskiden sadece psikologların elinde olan bu yetkiyi şimdi neden başka insanlara da sağlanıyor bunu anlamakta güçlük çekiyoruz” dedi. 

“PSİKOLOGLAR HERHANGİ BİR MESLEĞİN ALT DALI DEĞİLDİR”
Psikologların karın tokluğuna emeğinin karşılığını almadan çalıştığını ifade eden Şeker, “Bizim alanda iş bulmak gerçektende çok zor. Meslektaşlarımız iş bulana kadar akla karayı seçiyorlar. Biz hastanelerde resmi olarak yardımcı sağlık personeli olarak adlandırılıyoruz. Biz bu konuda yasal olarak en azından sağlık lisansiyeri olmak istiyoruz. Çünkü psikologlar herhangi bir mesleğin alt dalı değildir. Bize sadece bir alana ait hastaları yönlendirme gibi bir durum yoktur. Bütün uzmanlar bize hasta yönlendirebilir bunun bir sakıncası yok ama asıl olarak insanların talep ettikleri takdirde bize direkt olarak gelmesi gerekiyor. Biz bunu bir türlü oturtamadık. Hala hastanelerde pskiyatristler, psikologların amirleri olarak görünür ama gerçekte böyle bir şey yoktur. Nörologlarda bizim çalışma arkadaşlarımızdır, kardiyologlarda bizim çalışma arkadaşlarımızdır. Biz hepsini bir bütün olarak ele alıyoruz” diye konuştu. 

“PSİKOLOGLARIN YAPTIĞI İŞLER GÖRÜNMÜYOR”
Psikologların yıllardır kendi bağımsız meslek yasalarının çıkmasını beklediğini ifade eden Şeker, sağlık alanında resmi olarak da kendilerine ait bir iş bölümü kurulmasını istediklerini ifade ederek şunları söyledi: “Biz hasta baktığımızda veya bir test yaptığımızda bu çalışmaları psikologların yaptığının görünmesini istiyoruz. Çünkü mevcut düzende psikologların yaptığı işler görünmüyor. Sistemimize bizim alanımız ile giriş yapılamıyor. 182 randevu hattından bizim adımıza kayıt yapılamıyor. Ayrıca özel sektörde çalışan arkadaşlarımız için iyi bir denetleme mekanizmasının kurulmasına ihtiyaç var. Hem hastaneler hem psikologların birebir kendisi denetlensin ve yapacağı çalışmaların bir sınırlandırılması olsun istiyoruz. Çünkü her psikiyatrist iyi bir terapisttir, her türlü tedaviyi uygulayabilir diyemiyoruz. Biz sürekli olarak kendimize de iğneyi batırıyoruz.” 

“GEMİSİNİ TEK BAŞINA SADECE KAPTAN KURTARAMAZ”
Birçok siyasetçinin psikologların yaşadığı meslek sorunlarından bihaber olduğunu ifade eden Şeker, sorunların çözümü için meslektaşlarına dayanışma çağrısı yaparak şöyle konuştu: “Biz sorunlarımızla ilgili milletvekilleri ile iletişime geçtiğimizde bize ‘Böyle sorular var mıymış?’ diyebiliyorlar. Bizim bu yüzden kanayan bu yaramızı isimlendirip hiçbir kurumla veya kuruluş ile çatışmadan kendi özel meslek yasamızın çıkması için mücadele etmekten başka çaremiz yok. Bunun içinde birlik olmamız gerekiyor. Hepimiz aynı gemideyiz bu gemi batarsa hepimiz daha çok batarız. Bu gemiyi de tek başına sadece kaptan kurtaramaz. Bugün ortamı boş bırakmaya devam edersek bizim mesleğimizi başkaları devralmaya devam eder.”