“TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER ÇİĞNENİYOR!”


 

Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi, İnsan Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada temel hak ve özgürlüklerin açıkça çiğnendiğini söyledi.

SONER AYDIN

Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi, 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Baro Odası’nda gerçekleştirilen açıklamaya Baro Yönetim Kurulu Üyeleri ve avukatlar katıldı. İnsan Hakları Merkezi adına açıklamayı gerçekleştiren merkez başkan yardımcısı Ezgi Özkan, “Hukukun üstünlüğünü, demokratik, laik, sosyal hukuk devletini, yargı bağımsızlığını savunmaya devam edeceğiz” dedi.

“SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR YAŞAM İDEALİNDEN HÂLÂ ÇOK UZAĞIZ”
Beyannamenin kabul edildiği yıl olan 1948’den bu yana insanlık onuruna yakışan, sürdürülebilir bir yaşam idealinden hâlâ çok uzak olunduğunu dile getiren Özkan, “Kâr ve zenginleşme hırsı, nefes alabildiğimiz tek gezegen olan yeryüzünün kaynaklarını hızla ve sorumsuzca tüketirken insanlığın neden olduğu küresel ısınma milyonlarca canlı türünü yok etmekte, yeni çevresel felaketlere yol açmaktadır. Emperyalist devletler arasındaki paylaşım savaşları, bölgesel vekâlet savaşları halinde neredeyse tüm coğrafyalara yayılmış; ölüm, yıkım ve felaketlere yol açmıştır. Ülkelerindeki çatışmalardan kaçan mültecilerin yaşadığı dram, tüm dünyanın gözü önünde cereyan etmektedir. Mültecilerin asgari haklarının teminine dair hukuka aykırılıklar yanında hoşgörüsüzlük, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, gerilimler, ulusal, etnik gerginlik ve çatışmalar kamuoyunda endişe yaratmaktadır. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaşanan OHAL rejiminde ise temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, Anayasa’ya aykırı olarak TBMM’nin devre dışı bırakıldığı, sadece olağanüstü hal ilanına neden olan olaylarla ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı olması gereken Kanun Hükmünde Kararnamelerle ülkeyi yönetmenin “olağan” hale geldiği bir dönemi hep birlikte yaşadık. OHAL artık kağıt üzerinde sona ermişse de yerine getirilen Cumhurbaşkanlığı Sistemi kuvvetler ayrılığını, fren ve denge mekanizmalarını fiilen ortadan kaldırmış, “etkisiz parlamento ve bağımlı yargı mı amaçlanıyor” endişelerini haklı çıkaran uygulamalar sıradan hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.

“KADINLARIN EŞİT VE İNSANCA YAŞAM İSTEĞİ, ÖLÜMLE VE ŞİDDETLE SONUÇLANMAKTADIR”
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin açıkça çiğnendiğini savunan Özkan, “Hukuk devletine saygı duyulmadığı en yetkili ağızlardan rahatça itiraf edilebilmektedir. Sayısı ve çeşidi sınırlanamayacak bu hak ihlallerinden bazılarını örnekleyecek olursak; Kadınların eşit ve insanca yaşam isteği, ölümle ve şiddetle sonuçlanmaktadır. Yapılan yasal iyileştirmelere rağmen, siyasal iktidarın kadına bakışı, yargı mekanizmasının ve idari yolların yetersizliği ve etkisizliği, kadınların yaşam haklarını ihlal etmektedir. Çocuklarımıza yönelik cinsel istismar, tecavüz vakalarına, yasadışı tarikat yurtlarında yanan çocuklarımız eklenmiştir. Çağdaş, parasız, demokratik eğitim hakkı yerine, çocuklarımız cemaat ve tarikatların karanlığına teslim edilmiştir. İş kazası adı altında işlenen cinayetler devam etmektedir. Daha Soma’nın, Ermenek’in acısı sürerken, maden cinayetlerine yenileri eklenmektedir. Bu cinayetlerden, işyeri ve işçi güvenliği tedbirlerini almayan, etkin denetim mekanizmalarını işletmeyen, yurttaşını ucuz emek kaynağı olarak gören siyasal iktidarlar sorumludur” diye konuştu.

“EN BÜYÜK İNSAN HAKKI İHLALİ KADIN CİNAYETLERİ VE ÇOCUK İSTİSMARIDIR”
10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla açıklama yapan Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ise şunları söyledi: “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ilk imzalayan ülkeler arasında yer alan Türkiye’de, en büyük insan hakkı ihlali kadın cinayetleri ve çocuk istismarıdır. Hak ve adalet kavramlarının yok sayılması, ifadenin ve düşüncenin yargılanması ayrı bir vahim boyuttur. Savunma hakkının tutuklandığı bir ülkede, insan haklarından söz etmek mümkün değildir.  İnsanların demokratik şekilde kullanmaya çalışmış oldukları haklar, adalet arayışları ülkemizde orantısız güçle durdurulmaya devam edilmektedir. Yasalarımızda polise orantısız güç kullanma yetkisi verilmemiştir. Dolayısıyla polisin orantısız güç kullanması, yasaya aykırı bir davranıştır. Demokrasinin olduğu yerde bu tür davranışların önlenmesi şarttır. 
Cezaevlerinde temel haklar göz ardı edilmekte ve insanların çoğunun yaşam hakkı, sağlık hakkı ve haberleşme hakları keyfi uygulamalara maruz kalmaktadır. Bunların yanı sıra; ülkemizde engelli vatandaşlarımızın kaçı insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamını sürdürmektedir?  Tüm bu sorunlara çözüm bulunduğu vakit, İnsan Hakları Günü kutlanacaktır. Yaşanabilir bir dünya yaratmanın yolu, insan haklarına saygı göstermektir.”

 



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA