SONER AYDIN

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ikinci toplantısı Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) ev sahipliğinde başladı. Asgari Ücret Komisyonu'nun toplantısında masaya hem işçi kesiminin hem de işveren kesiminin teklifleri geldi. TİSK, teklif sunmak için TÜİK verilerini beklerken işçi sendikaları teklifini sundu. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 16 milyon insanı ilgilendiren asgari ücret belirleme sürecinin demokratik bir zeminde yürütülmediğini belirtti. DİSK Genel-İş Şube Balkanı Kemal Göksoy, “İşveren ve hükümetin ittifakıyla asgari ücretin belirlenmesi demokratik değildir” dedi. Asgari ücretin 2 bin 800 olması talebiyle sokağa çıkan DİSK’e, KESK ve TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalar da destek verdi. 

“ASGARİ ÜCRET BUGÜN ENFLASYON KARŞISINDA ERİŞMİŞTİR”
2019 yılı asgari ücretinin ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz nedeniyle her zamankinden daha büyük önem taşıdığına vurgu yapan Göksoy, “Kriz koşullarında asgari ücretin geçim koşullarında uygun artması hem işçiler hem ülke için yararlıdır. Kapitalizm her krizin faturasını işçilere keserek, sermayeyi kurtarmaya yönelik neoliberal politikalar işçilere ve memlekete zarar vermiştir. Ücret artışına, insanca çalışmaya ve insanca yaşamaya dayalı bir büyüme mümkündür ve zorunludur. 2019 asgari ücreti belirlenirken konuya dair temel yaklaşım bu olmalıdır. Ancak Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işveren ve hükümet temsilcileri ittifak yaparak çoğunluğu sağlamakta ve işçileri dikkate almamaktadır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işveren kanadının 2000 yılından bu yana sadece iki kez, buna karşılık işçi kanadının ise 13 kez asgari ücrete itiraz etmesi asgari ücret tespit sürecinin kimin lehine işlediği konusunda oldukça açıklayıcıdır. Son 2 yılda işveren ve hükümet ittifakıyla, işçileri yok sayarak belirlenen asgari ücret bugün enflasyon karşısında erişmiştir, alım gücü yüzde 12’nin üzerinde azalmıştır. Krizle birlikte sıçrayan enflasyon ücretlerimizi eritirken özelikle gıda ürünlerine gelen yüksek zamlar işçileri açlığa mahkum etmektedir. 2008 yılı başında aylık 414 ABD doları olan asgari ücret 2018 Aralık ayı itibariyle 302 dolara gerilemiştir. Türkiye dolar açısından ucuz işgücü cennetine dönüşmekte, düşük ücretlerde Çin ile yarışmaktadır” diye konuştu.

“ASGARİ ÜCRET ÜLKE EKONOMİSİNİN BÜYÜMESİNİN DE GERİSİNDE KALMIŞTIR”
Türkiye’de asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara uyulmadığını ifade eden Göskoy şunları söyledi: “BM, İLO ve Avrupa Konseyi ilkeleri dikkate alınmamaktadır. Uluslar arası normlara göre işçinin sadece kendisinin değil ailesinin yani hane halkının da asgari ücret tespitinde hesaba katılması gerekir. Ülkemizde Asgari Ücret Tespit Yönetmeliği’nde yer alan tanımda ise işçinin ailesi asgari ücretin dışında bırakılmıştır. Türkiye’de asgari ücret Asgari Ücret Yönetmeliği’ne aykırı biçimde düşük belirlenmektedir. İşveren ve hükümet ittifakıyla TÜİK’in belirlediği tek bir işçinin asgari yaşam maliyetinin dahi altında kalan asgari ücret belirlenmektedir. Asgari ücret ülke ekonomisinin büyümesinin de gerisinde kalmıştır, ülkeni tüm değerlerini üreten işçiler milli gelirden pay alamamıştır. Son 20 yılda ülkemizde eşitsizlik işçiler aleyhine büyümüştür. Asgari ücret pazarlığı sıradan bir pazarlık değildir. Ülkemizin en büyük, en kapsamlı mücadele sürecidir. İşveren ve hükümetin ittifakıyla asgari ücretin belirlenmesi demokratik değildir.”