Hediye Eroğlu

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Haziran ayı olağan meclis toplantısının ikinci birleşiminde Suriyeliler ile yaşanan sorunlar gündeme geldi. 
CHP’li Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, “Gündem Suriyeliler. Mezitli’deki Suriyeli sayısı birçok şehre göre çok çok üzerinde. Belediyelerle ilgili bu konunun çok da boyutu yok. Ama yaz aylarının gelmesi ile deniz kenarlarında daha çok sıkıntı yaşanıyor. Sahillerde bir hayli sosyal, toplumsal sorunlara yol açılmakta. Ama bunların belediyeler ile ilgili alakası olmadığı bir gerçek.
Belediyelere haksızlık yapıldığı düşüncesindeyim. Mezitli bölgesindeki sahilde düzenleme yapacaksınız ve bu konuyu düşüneceğinizi biliyorum. Bu konuda sizin düşünceleriniz nedir?” dedi.

“KURAL TANIMAZLIK VAR”
Yine CHP’li Yenişehir Abdullah Özyiğit’te, Tarhan’a destek vererek, “Suriyeli misafirlerimizin yaşam tarzı bizimkinden fraklı, onlar gece yaşayıp, gündüz uyumayı tercih ediyor. Özellikle spor tesislerinin, sahilin kullanımında sıkıntılar var. Biraz da kural tanımazlık var. Ama özellikle büyükşehire ait tesislerin Suriyelilerce kullanımı nedeniyle bölgede yaşayan vatandaşların uyuyamadığı bilgisini alıyoruz” diye konuştu. 

“MERSİN’DE 5 KİŞİDEN BİRİ SURİYELİ”
Bunun üzerine söz alan Vahap Seçer, Mersin’de resmi kayıtlara göre 200 bin, gayri resmi ise rakamlara göre ise 300 binini üzerinde Suriyeli olduğunu söyleyerek, “Bu önemli bir rakam. Mersin nüfusunun 1.8 milyon olduğunu düşünürsek onlarla 2.2 milyona çıkıyor ve her 5 kişiden birinin Suriyeli olduğunu görüyoruz. Bir çok ekonomik, sosyal, kültürel sorunlarla bizleri karşı karşıya bırakıyorlar. Bu doğal ve beklene bir sonuç ama bunları nasıl çözebilir, üzerinden gelebiliriz buna bakmalıyız. Eminim ki onlarda böyle bir durumla karşılaşmak istemezdi.  
Bu olayın iki boyutu var bir sorunlar bütünü olarak bakmak diğer taraftan da insani boyuttan bakmak lazım. Bu konuda değerlendirme yaparken 5 düşünüp bir konuşmak lazım. Çünkü bu kentte bir vatandaşın tırnağına taş değerse sorumluların başında ben gelirim. Burada esas olan bizim için huzur, huzurlu yaşamak istiyoruz. 
Belediyemizin Suriyeli misafirlerimiz ile ilgili bir yardım kalemi yok ve bundan sonra da olmayacak. Ama burada benim sıkıntım şu bana Ankara’dan gelen hakkım buradaki 1.8 milyon nüfus üzerinden geliyor ama oysa ki ben 2.2 milyon kişilik nüfusa bu parayla hizmet sunuyorum. 

“TEDBİR ALMAK LAZIM”
Konuyla ilgili toplumun şikayeti yok değil. Bizim bazı tedbirler almamız lazım. Örneğin 400 bin kayıt içi kayıtdışı vatandaş var ve bunlar çalışma hayatında soruna neden oluyor. Benim odam her gün 50-100 insana iş bulma umuduyla gelen misafirle dolup taşarken diğer taraftan Suriyeler’in kayıtdışı çalışması, onlarca esnafın ruhsatsız çalışması sorun.
Denetim yapacak, kimsenin de gözünün yaşına bakmayacağzı. Burada bir haksız rekabet ortamı vra. Kendi elimizle kendi vatandaşımıza zulüm etmiş oluyoruz. 

“TABELA KİRLİLİĞİ YAŞANIYOR”
Diğer taraftan bir tabela kirliliği yaşanıyor. Göç İdaresi bize uyarıda bulunmuş ve kentin tabela açısından düzene konulması istenmiş. Hemen bir komisyon kurduk ve kentin kimliğini oluşturmak için harekete geçtik. Büyükşehir’in bir standardı olacak ve her şey bu kent kimliğine tabi olacak, kimse bunun dışına çıkmayacak. Her tarafta Arapça tabelalar var. Elegant berber yazıyor, zarif berber yazın kardeşim. 
Almanya’da binlerce Türk laşıyor ama Türkçe tabela göremezsiniz, biz ise saldım çayıra mevlam gayıra. Çok kısa bir sürede hem kültürel karmaşayı, hem görsel kirliliği ortadan kaldıracağız” dedi.

“SAHİLLERİ SURİYELİLERE KAPATAMAYIZ!
Sahillerde de büyük sorunlar yaşandığını ifade eden Seçer, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı’na bir talimat verdim ve tüm tuvaletler için bir kişi görevlendirdim. Bana şikayet geldiği zaman utanıyorum. Fıkra gibi bir durum yaşanıyor. Her tarafta ay çekirdeği kirliliği var. Anlayış, disiplin, kanun, nizam olmaz ise kimsenin arkasını toplayamayız, buna kimsenin gücü yetmez. Anayasa olarak bizim bir zümre, bir kişi ile ilgili özel tasarrufumuz olamaz. Filanca belediye ‘Suriyeli misafirleri plajlara sokmuyor’ böyle bir karar alamayız. Bu insani olarak da yasalara göre de uygun değil, aykırı. Gayri insani bir tutum içinde olamayız ama bir standarda oturtup denetim yapmamız lazım. Bu kentte yaşıyorsa belirli kurallar çerçevesinde yaşamını sürdürmek zorunda. 

“SURİYELİLER SORUNUNU BEN ÇÖZEMEM”
Vatandaş, ‘Suriyeliler sorununu nasıl çözeceksin?’ diye soruyor, iyi de bu konu bir sorunlar yumağı. Bu sorunu ben çözemez. Bu sorunu çözecekse Ankara’nın içinde bulunduğu Ortadoğu’ya şekil veren devletler çözecek, orada kalıcı barış sağlanacak, bu insanlar oraya gidecek, kendi vatanlarında yaşayacaklar. Ben misafirlerimin burada burnunun kanamaması için her türlü tedbiri alırım ama o misafirlerin ev sahibini rahatsız etmemesi için de gereken tedbiri alırım. Bundan sonrası detaydır. Bu sorundan en çok etkilenen Adana,Hatay, Gaziantep, Mersin gibi illerdir”.