SONER AYDIN

Akdeniz İlçesine bağlı Karaduvar Mahallesi’nde kurulmak istenen Polipropilen tesisi halkı isyan ettirdi. Daha önce mahallede yapılmak istenen ÇED Toplantısına izin vermeyen mahalleli, “Kanser olmak istemiyoruz” diyerek Belediye Başkanı Mustafa Gültak ve meclis üyelerinden destek istedi. 

“KARADUVAR’I DİLOVASI’NA ÇEVİRİYORLAR”
Karaduvar Mahallesi eski muhtarı Habib Hazar, Karaduvar’ın Dilovası’na çevrilmeye çalışıldığını söyledi. Karaduvar’ın hem siyasetçilerin hem de sanayicilerin arka bahçesi olduğunu savunan eski muhtar Hazar, “Karaduvar, zehir saçan bir kimyevi fabrikası kurulacak yer değil. Gübre fabrikası kuruldu kokudan geçilmiyor. Tarım alanının bulunduğu, balık ürünlerinin olduğu bölgde kimyasal fabrikaların kurulacağı yer değil. Yazıktır kurmak isteyenler evlerinin arazilerinin önünde kursunlar.  Karaduvar’ı üzülerek takip ediyoruz. Burası hep birilerinin arka bahçesi oldu. Hem siyasilerin hem de iş dünyasının arka bahçesi oldu. ATAŞ kurulmadan önce dünyanın envai çeşit meyveleri burada üretiliyordu. Tarihi olarak Büyük İskender’den kalma kalıntılar vardı. Ancak bu tarihi kalıntılar bile yok oldu. Sahilde Kükürtlü Hamam vardı ve buranın tarihçesi Mersin’den çok daha önceydi. Fakat siyasiler buraya ne yaptılarsa yaptılar burayı adeta cehenneme çevirdiler. Gübre sanayide 400 bin metreküp cipsi atığı var. Bunu ne yapacaksınız? Bununla ilgili hiçbir araştırma yaptınız mı? Cips atığının üzerine MIP garaj yapmış ve yağmur yağdığında atıklar denize gidiyor ve denizde fauna kalmadı. Karaduvar’ı kuşlar terk etti. Balıklar da terk etti. Şimdi sıra kimde biz insanlarda mı? Sayın siyasetçiler lütfen burayı Dilovası’na çevirmeyin. Dilovası’na gidin bakın her ölen 3 kişiden biri kanserdir. Karaduvar Mahallesi’nde atmosfere bırakılan özellikle bu Akdeniz Gübre Sanayi’ndeki gazlar nereye gidiyor. Bize geliyor. Bunu özellikle hamile bayanlar aldığında hem kendisi hem de karnındaki bebeği kansere yakalanıyor. Şimdi de kalkıp orada bir proses yaptılar. Bununla ilgili hiç kimse ilgilenmedi. O prosesi ben sordum bu ne diye? Ama cevap yok. Bunun üzerine BİMER ve CİMER’E yazıp Sayın Cumhurbaşkanına şikayet ettim bunları. Tarım İl Müdürlüğü’nün bilgilerine göre bu yapılan proses atmosfere bırakılan tozların engellenmesiymiş. Arkadaşlar bu yanlış. Bu yapılan proses sülfürik asit prosesidir. 2000 yılında biz bunu kapattık ama maalesef yine açtılar. Bu proses doğayı, çevreyi ve denizi zehirliyor” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZ DOĞMADAN KANSER OLUYOR”
Soda Krom’da oluşan 180 bin metreküp kimyasal atık bertaraf edilmeden yeni bir tesis kurulmaya çalışıldığını dile getiren eski muhtar Hazar, “Şimdi de Karaduvar’a bir PETKİM Tesisini layık görmüşler. Arkadaş insan bir utanır ya… Ben utanıyorum… Buradaki 400 bin ton metreküp atığı nereye götüreceksiniz? Soda Krom’da 18o bin ton metreküp atık var. 1986 yılında yer altı sularını incelediğimizde oradaki sularda 0.3 pp oranında krom tespit edildi. Şu an biz normal insanlarda 0.5 pp oranında krom var. Eğer bir insanda 0.8 pp oranında krom varsa o insan kanserdir. Karaduvar’da cenazeler kalkıp gidiyor herkes buna mukadderrat diyor. Bugün bu tankların nasıl boşaldığını kimse bilmez. Bu tanklar boşalırken üstünde kapak var. Boşalırken o kapak aşağı doğru basar ve orada bulunan kükürtlü asit Karaduvar’a yayılıyor. ATAŞ yangınında dönemin bakanı geldiğin de bize ‘Buralara telis koyup üzerini kapatacağım ve o kimyasallar Karaduvar’a gelemeyecek’ demişti. Oysa yıllar geçti hiçbir önlem alınmadı ve üstüne üstlük 2. Ve 3. Tesis düşünülüyor. Bir insan olarak ben utanıyorum. Bunu yapanlar bilim adamları, bunu yapanlar bizi refaha çıkartacak olan insanlar. Deliçay’dan Ak Gübre’ye kadar her taraf zehir. Bu zehirli atıkların durdurulması için özellikle başkan olarak sizden rica ediyorum. Durdurun bu atıkları. Biz buraya fabrika istemiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızdan da destek bekliyoruz. Yeter artık… Çocuklarımız doğmadan kansere yakalanıyor” ifadesini kullandı.

“KARADUVAR’I ATIK ÇÖPLÜĞÜNE ÇEVİRDİLER”
Karaduvar Mahallesi Spor Kulübü Başkanı Cengiz Sayar da meclis üyelerinin tesise karşı olmasını istedi. Mahalleli olarak istihdama karşı olmadıklarını ancak tesislerin hem insan sağlığına hem de doğaya büyük zarar verdiğini kaydederek Sayar, “İstihdam tabii ki önemli ülkenin gelişmesi için. Biz istihdama da karşı değiliz. Belki bu tesis ülke için önemli bir tesis ama bu tesisler nedense hep bizim mahallemize yapılıyor. Başka yer düşünülmüyor maalesef burayı atık çöplüğüne dönüştürdüler. Sanki Karaduvar olmazsa memleket ayvayı yiyecek. İyi ki Karaduvar var ki Mersin kurtuldu. İstihdam adı altında bizi zehirliyorlar. Gerçi istihdam yaratıkları da yok. Sadece açılışta işçi alıp sonra çıkartıyorlar. Bir tesis bulunduğu yere zarar veriyorsa, havasını kirletiyorsa, doğasını ve çevresini kirletiyorsa orada ne kadar istihdam olursa olsun buna engel olmak gerekir. Biz bu tesisi burada istemiyoruz. Bu tesis Mersin’de başka yere de kurulabilir. Bir zahmet kurulacak bu tesisi de başka yere kurun. Neden hep Karaduvar? Karaduvar’a hep balıkçı kasabası deniliyor ama Allah aşkına buranın neresi balıkçı kasabası. Güneydoğumuz kromsan soda, kuzeydoğumuz ATAŞ Petrol Rafinerisi, batımız da yeni kurulacak polietilen fabrikası, ak gübre ve soda sanayi, güneyimizde petrol dolum alanları bulunuyor. Ancak biz bu halimize balıkçı kasabası deniliyor. Balıkçı kasabası değil resmen zehir kasabası olduk” diye konuştu.

“KİMYASAL ATIK CEHENNEMİ OLMAK İSTEMİYORUZ”
Karaduvar Mahalle Muhtarı Fikret Altan ise, yıllardır çevresel sorunlarla boğuştuklarını vurgulayarak şunları söyledi: “Biz yatırıma ve istihdama karşı değiliz. Biz çevrenin ve havanın kirletilmesine karşıyız. Üretime karşı değiliz ancak bu üretim bizi yok ediyorsan buna karşı dururuz. Ciddi bir kanser vakasıyla karşı karşıyayız. Dün sadece AK gübre vardı bugün de bir de karşımıza polietilen fabrikası belası çıktı karşımıza. Biz halen güzel ve şirin bir balıkçı kasabası hayal ediyoruz. Umarım burası bir balıkçı kasabası olur. Ancak yapılan şeyler ve kurulan tesisler ve kimyasal atıklar bize yol gösteriyor. Artık her yatırıma şüphe ile bakıyoruz. Ciddi çevresel sorunlar yaşıyoruz. Kimyasal atık cehennemi olmak istemiyoruz. Biz artık balıkçı kasabası hayalinden de vazgeçtik. Artık zehirsiz bir şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Lütfen bizi bu sorundan kurtarın. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu sorun üzerinde hassasiyetle durması lazım.”

“HER AN ÖLÜM KORKUSU İLE YAŞIYORUZ”
“Karaduvarımız cennet olması gerekirken bize burayı cehenneme çevirdiler” diyen Mahalle sakini Yıldız Mutluay isimli kadın da meclise, “Burada doğdum ve burada ölmek istiyorum ama kanser olarak ölmek istemiyorum. Kokular bizi mahvediyor sanki saatli bombanın üzerinde yaşıyormuşuz gibi. Her an ölüm korkusu ile yaşıyoruz. Kokular özellikle bize nefes aldırmıyor. Logarlar bile kokudan geçilmiyor. Lütfen bize yardım edin” diye seslendi.

“MEZARLIKLARIMIZ BİLE KOKUYOR”
Mahallelerinde sadece küçük ölçekli tesislerin de sorunlara neden olduğunu belirten Hasan Gündoğan isimli mahalleli ise şöyle konuştu: “Burayı sadece büyük fabrikalar değil, küçük buz fabrikaları bile çevreyi kirletiyor. Meclis üyelerimiz sürekli istihdamdan bahsediyor ama lütfen gelip bir mahallemizi sokak sokak gezsinler ve o fabrikaların bize vermiş olduğu zararları bir görseler. O kokuları bir koklasalar da ondan sonra istihdamdan bahsetseler. Ne çocuklarımız, ne büyüklerimiz ne de biz rahat nefes alamıyoruz. Kokudan ve sesten oturamıyoruz. 25 yıldır bunları çekiyoruz. Yeter artık bizi kurtarın bunlardan. Sivrisineklerden oturamıyoruz. Mezarlıklarımız bile kokuyor.”