Haber Merkezi
Mersin Barosu dâhil olmak üzere, 52 barodan 118 temsilcinin katıldığı konferansta; toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratma ve raporlama çalışması yapmak üzere sekiz masa halinde çalışma yürütüldü.
Avukatlar toplantıda; okul öncesinden başlanarak toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin zorunlu olması, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı kanun konusunda hâkim ve savcıların etkili ve yeterli eğitime tabi tutulması, Adli yardım ve CMK hizmetlerine yapılan cinsiyet ayrımcılığından kaynaklı her türlü başvurulara atanacak avukatların, toplumsal cinsiyet eğitimi almış olması şartı getirilmesi, toplumsal cinsiyet ayrımcılığını derinleştiren filmlerin ve dizilerin tespitinin yapılması ve kadınların istihdama katılması için acil eylem planı yapılması başta olmak üzere, cinsiyet ayrımcılığının önüne geçebilmek için birçok konuda görüş ve öneri sundu.
“HEDEFLERE AKTİF İŞBİRLİĞİNİN SAĞLANMASIYLA ULAŞILABİLİR”
TBB Konferans Salonunda düzenlenen konferansa Mersin Barosunu temsilen, İnsan Hakları Merkezi üyeleri Av. Derya Demir, Av. Saniye Hakimoğulları ve Kadın Hakları Merkezi üyesi Av. Dilber Öktem katıldı. Toplantıda, ülkemizde meydana gelen kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin ve cinsel yönelimden dolayı maruz kalınan ayrımcılığın altında yatan nedenlerin, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme (CEDAW) ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasına ilişkin bilgi paylaşımının ve çözüm önerileri tartışıldı.
TBB Yönetim Kurulu Üyesi Av. Filiz Saraç, İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. İzzet Varan ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Av. Nuriye Kadan’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, sekiz ayrı çalışma masası oluşturuldu.
Katılımcılar; ‘toplumsal farkındalık, duyarlılık, bilinç kazandırmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğine hizmet edecek zihniyet dönüşümünü sağlamak’, ‘İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun’un uygulamasındaki sorunları gidermek’, ‘baroların toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele kapasitelerini güçlendirmek’, ‘kadınların ve LGBTİ bireylerin adalete erişiminin önündeki engellerin kaldırılmasını sağlamak’, ‘toplumsal cinsiyet eşitliğinin ana akımlaştırılarak toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi konularında, ulusal mevzuatın yerelde uygulanmasında karşılaşılan zorlukları tespit ederek çözüm üretmek’ olmak üzere, beş hedefe hangi yöntemlerle, kimlerin sorumluluğunda, kimlerle işbirliği yapılarak, ne kadar sürede ulaşılabileceğine dair fikirleri tartıştı.
Konferans sonunda, belirlenen hedeflere hızla ulaşmayı sağlayacak görüş ve önerler sunuldu. Önerilerden bir kısmının yasal değişiklikleri zorunlu kıldığı, bir kısmının Millî Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere HSK, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, yerel yönetimler, üniversiteler ve STK’larla aktif iş birliğinin sağlanması ile mümkün olacağı, bir kısmının da TBB ve baroların kendi iç işleyişi içince çözülebileceği değerlendirildi.
“OKUL ÖNCESİNDEN BAŞLANARAK, TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ EĞİTİMİ ZORUNLU OLMALI”
Buna göre; toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında bilginin ve farkındalığın küçük yaşlardan başlaması gerektiği, bu nedenle ebeveyn okullarının düzenlenmesi için milli eğitim il müdürlükleri ile barolar arasında bir iş birliği protokolü yapılabileceği fikri tüm masalarca benimsendi. Okul öncesi eğitiminden başlamak üzere özel, kamu ayırımı yapılmaksızın kreşler de dahil olacak şekilde, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin verilmesinin zorunlu hale getirilmesinin, takibinin baroların kadın hakları merkezi bünyesinde kurulacak bir toplumsal cinsiyet eşitliği çalışma grubu ile sağlanması gerektiğinin altı çizildi.
Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin zorunlu bir şekilde barolarla birlikte yürütülmesi için TBB’nin ilgili bakanlıkların tamamı ile iletişime geçmesi ve bakanlıkların il ve ilçe müdürlüklerine bir genelge yazmasının sağlanması gerektiği belirtildi. Özellikle kolluk kuvvetlerine, adliye personeline, il milli eğitim müdürlüklerine, belediyelere, üniversitelere, meslek odalarına, ticaret ve sanayi odalarına eğitimler verilmesi bu eğitimlerin barolar aracılığıyla yapılması; eğitimcilerin uzman kişilerden seçilmesi, eğitimlerin düzenli ve sürekli olması, katılımın takibinin sağlanması gerektiğinin altı çizildi.
“HÂKİM VE SAVCILAR EĞİTİME TABİ TUTULMALI”
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı kanuna aykırılıkların kural haline geldiğine dikkat çekilerek, hâkim ve savcıların bu konuda etkili ve yeterli bir eğitime tabi tutulmasının önemi vurgulandı. Bu çerçevede HSK ile TBB’nin iş birliği ile bir çalıştay düzenlemesi ve bu çalıştayın sonuçlarının yine ilgili tüm başsavcılıklara bir genelge şekilde gönderilmesinin sağlanması gerektiği belirtildi. TBB ve baroların meslek içi eğitimlere öncelik vermesi gerektiği yine tüm katılımcıların ortak fikri olarak ileri sürüldü. TBB ve tüm barolarda, staj eğitim merkezlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin zorunlu tutulması için gerekli düzenlemelerin yapılmasının, staj kredisinin arttırılmasının, çözümlemeli vaka çalışmaları ve yarışmaları ile stajyer avukatların konuya olan ilgisinin arttırılmasının önemine dikkat çekildi.
“ADLİ YARDIM VE CMK HİZMETLERİNDE AVUKATLARIN, TOPLUMSAL CİNSİYET EĞİTİMİ ALMIŞ OLMASI ŞARTI GETİRİLMELİDİR”
Yine baroların adli yardım koşullarının şiddete veya ayrımcılığa uğrayan kadın ve LGBTİ’ler yönünden kolaylaştırılması gerektiğinin altı çizildi. Zaten mağdur olan başvurucuların adli yardım hizmetine ulaşması zorlaştıkça adalete erişim imkânının da azaldığı belirtildi. Adli yardım ve CMK hizmetlerine yapılan cinsiyet ayrımcılığından kaynaklı her türlü başvurulara atanacak avukatların, toplumsal cinsiyet eğitimi almış olması şartı getirilmelidir.
“TOPLUMSAL CİNSİYET AYRIMCILIĞINI DERİNLEŞTİREN FİLMLERİN VE DİZİLERİN TESPİTİ YAPILMALI”
TBB de dâhil olmak üzere, baroların özellikle yönetim kurullarına kadınlar için kota konulması ileri sürüldü. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığını derinleştiren filmlerin ve dizilerin tespiti için TBB bünyesinde bir komisyon kurulması, bu komisyonda üniversitelerden de uzmanların yer alması ve komisyonun hem RTÜK’e şikâyet yollarını hem de Başsavcılığa suç duyurusu yollarını kullanmasının toplumsal cinsiyet eşitliğinin topluma benimsetilmesinde daha hızlı yol sonuç alınacağının altı çizildi.
“KADINLARIN İSTİHDAMA KATILMASI İÇİN ACİL EYLEM PLANI YAPILMALI”
Cinsiyete dayalı ayrımcılığın iş hayatında çok sık yaşandığına dikkat çekilen toplantıda, kadınların istihdama katılımı konusunda da ilgili kurumlarla iş birliğinin acil eylem planı olarak hayata geçirilmesi gerektiği belirtildi. Bunların aynı sıra, başsavcılıklarla iş birliği yapılarak, istatistik veri oluşturma ve il bazında raporlama yapmak için cinsiyet ayrımcılığından kaynaklı tüm dava dosyalarının taranmasının gerekli olduğu sonucuna varıldı.
Tüm bu çalışmaların sonuçlarının izlenmesi için baroların kadın hakları ve insan hakları merkezleri ile ilgili tüm kurumların iş birliği yapmasının sağlanmasının altı çizildi. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin beslediği sorunların tespit edildiği ve çözüm önerilerinin değerlendirildiği toplantının sonuç bildirgesinin, tüm detayları ile raporlaştırılarak kamuoyu ile paylaşılacağı belirtildi.